Hilafet Konferansı'nda belediyelere Atatürk posteri 'ayarı': Bu salonlar babanızın malı değil, dayatmayın

Hilafet Konferansı'nda belediyelere Atatürk posteri 'ayarı': Bu salonlar babanızın malı değil, dayatmayın

Türkiye ve çeşitli ülkelerden Hizb-ut Tahrir yöneticilerinin katıldığı Hilafet Konferansı'nda konuşan İLKAV Başkanı Mehmet Pabak, salona asılı Atatürk posterlerini göstererek, "Bunu dayatan belediyelere sesleniyorum: Bu salonlar babanızın malı değil. Bizden alınan vergilerle yapılan salonlar" dedi.

Hilafet'in kaldırılmasının 92. yıldönümü dolayısıyla Köklü Değişim Dergisi tarafından düzenlenen ve Türkiye ile çeşitli ülkelerden gelen Hizb-ut Tahrir yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı Hilafet Konferansı, bu akşam Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde yapıldı.

Konferans öncesi Hizb-ut Tahrir yöneticilerinden Mahmut Kar basın mensuplarının sorularını cevapladı.

 

200 Hizb-ut Tahrir üyesi için 900 yıl isteniyor

 

Kar, Ergenekon ile bağlantılı oldukları iddiaları ile ilgili soru üzerine, “Türkiye'de Hizb-ut Tahrir'i Ergenekon ile ilişkilendirmenin temel bir mantığı vardı. Hizb-ut Tahrir topluma İslami düşüncelerini sunuyordu. Diğer taraftan ise ılımlı İslam, medeniyetlerin ittifakı, dinlerarası diyalog düşüncesi topluma sunuluyordu. Hizb-ut Tahrir'e, gençlerine zulmettiler. 12 sene içerisinde 500'den fazla Hizb-ut Tahrir'li genç cezaevlerinde mahpus kaldı. Şu an geldiğimiz noktada 200 kişi hakkında dava Yargıtay 16. Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Hizb-ut Tahrir davalarından dolayı 200 kişi için toplamda 900 yıl ceza isteniyor" dedi.

 

Atatürk posterleri tartışması

 

Konferansta konuşan İlmi ve Kültürel Araştırma Vakfı (İLKAV) Başkanı Mehmet Pabak ise salonun her iki tarafında asılı bulunan Atatürk posterlerine değinerek, “Hilafetin şeklen bile varlığı Müslümanların birliğine vesile oluyordu. Buna tahammül edemediler. Hilafeti kaldırttılar. Hilafetin kaldırılışı sonucunda biz bugün burada, bu konunun nasıl bir dağılmaya sebep olduğunu ve ne hale geldiğini konuşurken bile, Hilafeti kaldıranların gölgesinden kurtulamıyoruz. İki tarafta onların resimleri var. Bunu dayatan belediyelere sesleniyorum: Bu salonlar babanızın malı değil. Bizden aldığınız vergilerle yapılan salonlar. Dolayısıyla buraları nötr olmalı. Hâlâ bu zulüm devam ediyor. Biz resmi ideolojinin baskısı altında, resmi ideolojinin ilahlarının resmi altında bu konuları konuşmak durumunda bırakılmamalıyız. O düşünce özgürlüğü için çok konuşan medya var ya, hani düşünce özgürlüğünden yanaydınız? Niye buna itiraz eden yok?" şeklinde konuştu.

Programın sunucusu ve diğer konuşmacılar da aynı konuya değinerek, salonda Atatürk posterleri asılmasını eleştirdiler ve konferans öncesi bu konuda Belediye'nin Kültür Merkezi Müdürü ile tartıştıklarını belirttiler.

İmkan-Der Başkanı Murat Özer ise “Açıkçası bu topraklarda, bu konferansın yapılmasından dolayı, sağımızda ve solumuzdaki artık bize bakamayan o resmin artık ıstırap içinde olduğunu görüyor ve onun mutluluğunu sizlerle paylaşıyorum" dedi.

 

‘Bu ülkede çocuklarımıza put ayini yaptırılıyor’

 

Kale-der Başkanı Ahmet Kalkan da, “O iki resimden fazla karşı çıkmak zorunda olunan büyükçe bir zulüm var. Resmin daha büyüğü heykelle alakalı. Bu ülkede, okullarda çocuklarımız, putperest ayini yapmak zorunda bırakılıyor. Ebu Cehiller nasıl putlara saygı duruşunda bulunuyor ve Müslümanları ona zorlamaya çalışıyorlarsa, dünyada putlara tapmada zorlama hiçbir ülkede gösterilmezken, şehitlerin putlara tapılmasın diye mücadele etmek durumunda olduğu bu ülkede, çocuklarımız her hafta putların karşısında saygı duruşunda bulunmak durumundalar" dedi.

 

‘İsrail ile ticaret rekorları kıran başkanlık modeli’

 

Konferansın konuşmacıları arasında bulunan Hizb-ut Tahrir yöneticilerinden Mahmut Kar, “3 Mart 1924'te, bazı hain Arap ve Türklerin de yardımıyla, sömürgeci, kâfir İngiltere Hilafetimizi ortadan kaldırdı. Osmanlı Hilafet Devleti'nin enkazı üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, o gün Müslümanlara, kokuşmuş İngiliz tipi parlamenter rejimi dikta etti. Aynı Cumhuriyet, bugün ise, Amerikan tipi başkanlık modelini masamıza getiriyor. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden pazarlanan Amerikan patentli bu modele, Müslümanlardan onu savunmalarını bekliyorlar. Müslümanların Halifesi bir söz söylediğinde, dünyanın dört bir tarafında o söz yankı bulurdu. Müslümanların ordusu kâfirlerin kalbine korku salardı. Çözüm olarak sunulan başkanlık modeli, tüm bunları yeniden sağlayabilir mi? Başkanlık modeli gelince, İsrail'e hak ettiği cevabı, boş lakırdılarla değil, fiilen, orduları seferber ederek verecek bir yöneticimiz olacak mı? Yahudi varlığı İsrail devleti ile ticaret hacminde rekorlar kıran, ekonomisini bu ticaret ile düzelten ve bununla övünen bir devlet başkanı olacak, başkanlık modeli olunca. Bugünden farklı bir şey olmayacak" şeklinde konuştu.

 

Süleyman Şah Türbesi

 

Konuşmasında Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasına da değinen Mahmut Kar, “Suriye'de her gün ölen dirilerin yardımına koşmayan bu yöneticiler, ölülerin mezarlarını nakletmeyi bir zafer olarak nakledecekler. Ve sonra da Suriyeli muhlis Müslümanlara karşı mücadele etmek için eğit-donat projesi çerçevesinde, kâfir terörist Amerika ile birlikte işbirliği yapacaklar. Devlet başkanı ne yapacak, dün olduğu gibi bugün de hemen Fransa'ya gidecek. İslam'a ve Rasullüllah'a hakaret edenlerin saflarında yerini alacak. Paris'te olduğu gibi kâfirlerin oluşturduğu Haçlı yürüyüşüne katılacak" diye konuştu.

Konferans sırasında, salonda Tevhid bayrakları asılırken, salondakilerin sık sık tekbir getirdikleri görüldü.