Sabah yazarı Hilâl Kaplan, NATO'nun Norveç'teki Ortak Harp Merkezi'nde yapılan 'Trident Javelin' tatbikatında Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarının 'karşıt kuvvet liderleri' arasında gösterilmesine tepki gösterdi. Kaplan, "ABD Büyükelçiliği, burayı iyi çevir: Bizi nereden kırmaya çalışıyorsanız orada birleşeceğiz. NATO'da hedef tahtasına koyduğunuz Atatürk'ü savunacağız, Erdoğan'ı savunacağız, Türkiye'yi savunacağız" dedi.
Hilâl kaplan, 22 Eylül 2016 tarihinde sosyal medya hesabı Twitter'dan, "Atatürk radikal karar alıp Dersim'i bombalattı, Erdoğan radikal karar alıp Andımızı kaldırdı. Göz yaşartıcı benzerlik cidden.." ifadesini paylaşmıştı.
Hilâl Kaplan'ın, "Kırmaya çalıştığınız yerden birleşeceğiz" başlığıyla (20 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
ABD, Türkiye'ye global 17-25 Aralık'ı yaşatmak istiyor. İçeriden Halkbank'ı yıkamadılar, ekonomimizi çökertemediler. Ellerinde patladı. Şimdi bunu 'okyanus ötesi'nden deniyorlar.
Aslında ABD'ye teşekkür etmeliyiz! 15 Temmuz'un bir ABD operasyonu olduğuna dair yeterince delil göremeyenlere, en azından 17-25 Aralık'ın kendi operasyonları olduğunugösterdiler. Ve elbette FETÖ'nün de kendi köpekleri olduğunu.
Eski ABD Büyükelçisi Ricciardone, 17 Aralık operasyonuyla ilgili, "Bir İmparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz" demişti. Sözlerini eline verip yollamıştık. Şimdi de öyle olacak inşallah. Vatanı namusu bilenlerin, cebine göz diken ABD'ye yine en güzel cevabı vereceğiz.
Devletimiz soruyor
ABD Büyükelçiliği, burayı iyi çevir: Bizi nerden kırmaya çalışıyorsanız orada birleşeceğiz. NATO'da hedef tahtasına koyduğunuz Atatürk'ü savunacağız, Erdoğan'ı savunacağız, Türkiye'yi savunacağız.
12 Eylül günü, "ABD, Zafer Çağlayan'ı nasıl dinledi?" başlıklı yazımda, yasa dışı yollarla eldeedilen delillerin hangi içerikte olursa olsun mahkemede kabul edilmeyeceğinin hukukdevletlerinin asgari ilkesi olduğunu yazmıştım. 17-25'i burada çökerten esas hukukinitelik buydu. Ancak ABD, Türkiye'de yasadışı yollarla elde edilen telefon kayıtlarını,kendi ülkesinde mahkemeye sunulabilir delil olarak kabul ediyor. Yazıda bunu sorgulamaya çağırmıştım.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız, Adalet Bakanlığı üzerinden ABD'deki mevkidaşlarına bu sözde delillerin nasıl elde edildiğini sordu. Ayrıca uluslararası hukuka ve iç hukuka açıkça aykırı olan eylemleri gerekçesiyle New York Güney Bölgesi eski savcısı Preet Bharara, savcı John H Kim ve diğer savcılık görevlileri hakkında da soruşturma başlatıldı.
Cevabı bekleyeceğiz ancak unutmayın: Bu saatten sonra mevzu davanın sonucu değil; Türkiye'nin ABD'ye ne kadar yoldan çıkmış (rogue) bir devlet olduğunu göstermesidir.