Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri’yle (TSK) birlikte hareket eden Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) yönelik eleştirilere itiraz eden Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, “ÖSO, bir nevi Suriye’nin ‘Kuvayi Milliyesi’, yani ‘milli güçleri’dir” dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı desteklemeyen ve YPG’ye karşı savaşan her gücün CHP tarafından ‘cihatçı ve vahşi’ olarak nitelendirildiğini savunan Kaplan, "Özgür Suriye Bayrağı ile birlikte bayrağımızı da üniformalarında taşıyarak canları pahasına savaşan, Zeytin Dalı harekâtında şimdiye dek ondan fazla şehit veren ÖSO, işgalcilerin taşeronlarına karşı sadece kendi vatanını değil, ordumuzla birlikte bizim vatanımızı savunuyor. ÖSO'ya Kandil ile ağızbirliği içinde çamur atmak, ancak PKK ile zımni bir gönül birlikteliği gerektirir” ifadelerini kullandı.
'ÖSO’nun Suriye'nin tek dostu olarak gördüğü Türkiye ile hareket ettiğini’ kaydeden Kaplan’ın Sabah gazetesinde yayımlanan bugünkü köşe yazısı şöyle:
"Ülkemize göçen Suriyeliler, CHP ve HDP tarafından tüm "kötülüklerin kaynağı" gibi gösterildiler. Hırsızlık mı oldu, hep bu Suriyeliler. Tecavüz mü oldu, Suriyeliler yapmıştır. Ekonomi kötüye mi gidiyor, Suriyeliler yüzünden. Seçimleri Ak Parti mi kazandı, Suriyelilere oy verdirmişlerdir. Yaptıkları her şey didik didik edildi. Plaja mı gitmişler, yazıklar olsun. İstiklâl'de mi yürüyorlar, yazıklar olsun. Vatanları yanarken biraz gün yüzü mü gördüler yazıklar olsun. Avrupa'ya mı gitmeye çalışmışlar, boğulsun. Peki vatanını savunmak için kalanlar? Onlara da ağızlarına geleni söylüyorlar. 'Cihatçı'dır onlar, sakallıdır, vahşidir. Esedci değilsen, hele YPG'ye karşı savaşıyorsan, CHP için teröristsin. CHP'nin rejimin şebbihalarına gıklarını çıkardığını duymadık şimdiye dek. YPG'nin isehâlâ üzerine titredikleri ortada. Özgür Suriye Bayrağı ile birlikte bayrağımızı da üniformalarında taşıyarak canları pahasına savaşan, Zeytin Dalı harekâtında şimdiye dek ondan fazla şehit veren ÖSO, işgalcilerin taşeronlarına karşı sadece kendi vatanını değil, ordumuzla birlikte bizim vatanımızı savunuyor. ÖSO'ya Kandil ile ağızbirliği içinde çamur atmak, ancak PKK ile zımni bir gönül birlikteliği gerektirir. Bunlara Atatürk'ün Şeyh Senusî ile birlikte Libya direnişinde yaptıklarını anlatsan, mahalli kıyafetler içinde fotoğraflarını göstersen ne derler acaba? Arap Baharı, 'eğrisini doğrultmanın' üzerimize vazife olduğu bir süreçtir ve Suriye, er ya da geç istikâmete varacak bu sürecin kalbidir. Türkiye, yıllardır kalbiyle ve diliyle yaptığı bu vazifeyi bugün eliyle yapmaktadır. En büyük kader ortağımız ise Suriye halkının çoğunluğunu temsil eden gruplardan oluşan, Mehmetçikle omuz omuza çarpışan Özgür Suriye Ordusu'dur. Özgür Suriye Ordusu, bir nevi Suriye'nin 'Kuvayi Milliyesi' yani 'millî güçleri'dir. Emperyalistlerin kurduğu düzende Suriye, güç çekişmeleri neticesinde, halkın azınlığına tekabül eden Nusayri kimliğine sahip bir aileye kalmıştır ve o ailenin elinde Suriye halkına acı ve zulümden başka bir pay düşmemiştir. Üstelik ÖSO şimdiye dek sadece Esed güçleri ile değil, DEAŞ'ın ve YPG'nin, elbette Rusya ve ABD'nin de gadrine uğramış bir oluşumdur. Buna rağmen ayakta kalmıştır ve Suriye'nin tek dostu olarak gördüğü Türkiye ile hareket etmektedir. Yarın öbür gün "Suriye masası" nihayet kurulduğunda, Türkmen, Arap ve Kürtlerden oluşan çoğulculuğu ile ÖSO'nun Türkiye ile hareket ediyor olması, millî menfaatlerimiz açısından da elzemdir. Ancak millî menfaatlerimiz CHP'nin umrunda mıdır; işte ondan hiç emin değilim."