Hıncal Uluç: İşte tarihin en kötü Portekiz'ine yenildik, tarihin en kötü Barcelona'sına elendik; işte tarihin en kötü İtalya'sı bile yendi bizi

Hıncal Uluç: İşte tarihin en kötü Portekiz'ine yenildik, tarihin en kötü Barcelona'sına elendik; işte tarihin en kötü İtalya'sı bile yendi bizi

Sabah yazarı Hıncal Uluç, Türk futbolunda yabancı oyuncu serbestliğinin geçmiş dönemde fayda getirmediği görüşünü savunduğu yazısında, "İşte tarihin en kötü Portekiz'ine yenildik. İşte tarihin en kötü Barcelona'sına elendik. İşte tarihin en kötü İtalya'sı bile yendi bizi" ifadelerini kullandı.

Türk futbolunun kaderinin birtakım menajerlere teslim edildiğini belirten Uluç, "İşlerini(!) gayet iyi bilen bazı ünlü menecerler, dünyanın ne kadar çöpü varsa getirip bize sokuşturmuşlar. En başta Türk futbolunun efsane hocası Fatih Terim, yedeklerine dek, Türk Milli Marşı'nı okuyabilen tek futbolcusu olmayan bir takımı 'Galatasaray' diye sahaya sürmeye başlamış" diye yazdı.

"Kulüplerde tıs yok. Federasyon'da tıs yok. Bakanlık desen zaten yok. Medya mı? Güldürmeyin beni" diyen Uluç, "Nihayet Galatasaray Başkanı 'menecer' lafını telaffuz etti. Menecerlere ödenen komisyonları açıkladı. Tabii bunlar kayıt içi, bankalar üzerinden ödenen resmi paralar? Ama kazın ayağının böyle olmadığını herkes biliyor.

Sadece, kayıt içi paraları açıklayan Burak Elmas, anında susturuldu. Burak hatta başta ben, birkaç yazarın, 'O menecerleri isim isim açıkla! Mesela başkanı olduğun Galatasaray'a Becali adlı Romen kaç adam satmış?. Bu adamları alan Teknik Direktör kimmiş?. Kulüp, Becali'ye bu transferler için kaç lira ödemiş.. Kulübe ödenen bonservis ücreti+Futbolcuya ödenen imza ücreti+Futbolcuya ödenen transfer ücreti+Futbolcuya ödenecek yıllık ücret+Menecere ödenen komisyon nedir?' sorularını duymazdan geldi Burak Elmas. Bir daha menecer lafını ağzına almadı. Alenen, resmen susturuldu. Kimse de 'Niye sustun?' demedi" ifadelerini kullandı.

"Gerek kulüp, gerek milli takımlarımız dökülüyor" sözlerini sarf eden Hıncal Uluç, şunları kaydetti:

"Şimdi bu ülkede, yabancıyı serbest bıraktınız, Avrupa kupalarında takımımız yok. Doğru dürüst sonuç alan Milli Takım'ımız yok. İşte tarihin en kötü Portekiz'ine yenildik. İşte tarihin en kötü Barcelona'sına elendik. İşte tarihin en kötü İtalya'sı bile yendi bizi. Gerek kulüp, gerek milli takımlarımız dökülüyor. Bunların üstüne bir de hakem skandalı eklendi. Dünyaya rezil olduk. Ama ne MHK'nın kılı kıpırdadı, ne TFF Başkanı Nihat Özdemir'in. Niye? Bize sızdırıyorlar ki, onları seçen ve atayan makam istifalarına bile izin vermiyormuş.. Bunu sızdırınca, medya 'Ne olur ne olmaz' korkusundan omuz silkiyor ve geçiyor. Kulüpler mi? Güleriz ağlanacak halimize. Kulüpler Birliği darmadağın. Birbirleri ile uğraşmaktan, 'Bu ülkede sistem değişmeli. Yeni bir federasyonu, biz kulüpler seçmeliyiz' fikri etrafında birleşmeleri mümkün mü?"

Yazının tamamı için tıklayın...