Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet gazetesinin magazin eki Kelebek’te oyuncu Hande Soral’ın rüzgardan eteğinin açıldığı anın fotoğrafının yayımlanmasının üzerine çıkan tartışmalara katılarak “Uçuşan bir eteğin altından iç çamaşırlarının görünmesi dünyanın her yerinde haberdir” dedi.
Uluç, İngiliz Prensesi Kate Middleton’un ve aktris Marilyn Monroe’nun da benzer fotoğraflarının yayımlandığını hatırlatarak, “Ünlülerin özel yaşamları haberdir. Bunu artık öğrenelim. Ünlü olmanın bedelidir bu.” ifadelerini kullandı.
Uluç, Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ve Kelebek ekinin yöneticisi Cengiz Semercioğlu’na seslenerek, “O kadın eşiniz ya da kız kardeşiniz olsaydı yine de yayımlar mıydınız?” diye sordu.
Uluç’un bugün (29 Mart 2016) yayımlanan “Soruyu doğru sormak” başlıklı yazısı şöyle:
Hürriyet'in Kelebek ekinde o resmi gördüğümde irkildim.. Hangi resim olduğunu söylememe gerek yok sanırım.. Günlerdir medya o resmi tartışıyor.
Ama bence yanlış rayda tartışıyor..
"Bu resim haber mi" diyorlar..
Tartışmaya bile gerek yok.. Evet, haberdir. Ünlülerin özel yaşamları haberdir. Bunu artık öğrenelim. Ünlü olmanın bedelidir bu.. Dünyanın en ciddi gazetelerinde bile ünlülerin özel yaşamını konu edinen, dedi kodu, sosyete, magazin sütunları vardır.
Uçuşan bir eteğin altından iç çamaşırlarının görünmesi dünyanın her yerinde haberdir. Annem yaşındaki İngiltere Kraliçesi'nin uçuşan eteğini görmedik mi?.
İngiliz Tahtının varisi prensin eşi Prenses Middleton'un nerdeyse kullandığı iç çamaşırının markasını okumadık mı, dünyayı saran uçuşan etek resimlerinden..
Genç bir oyuncumuz, rüzgarın azizliğine uğramış. Frikik vermiş..
Frikik deyimi, nasıl Deyimler Sözlüğümüze girdi, peki?.
Marilyn Monroe, Amerika'ya yeni gelen Avrupa Futbolunun tanıtımı için 12 Mayıs 1957'de oynanan bir maçın "Başlama vuruşunu" yapmak üzere davet edildi. Organizatörler, fotoğrafların anında tüm basılı medya ve televizyon aracılığı ile ülkeye yayılacağından eminlerdi. Marilyn tüm fotoğrafçılar çeksin diye, başlama vuruşunu üç defa yaptı. Resimler Amerika ile kalmadı, tüm dünyaya yayıldı.
Hem de dizinin on santim altına inen eteği o vuruş sırasında öyle yukarı kalktı ki, "Frikik/ Serbest Vuruş" o gün bugün, etek altı görüntünün adı oldu.
Marilyn, 1953 Aralık ayında yayınlanmaya başlayan Playboy dergisinin ilk orta sayfa posteriydi. O resimde çırılçıplaktı. Ama Sarışın Bomba'nın en ünlü resmi, Playboy'un o sayfasında göbek posteri dahil, yayınlanan tonla çırılçıplak resmi değildi.
Tom Ewell'a oynadığı Yaz Bekarı /Seven Year İtch" deki, kaldırımdaki metro mazgalının üzerinde dururken, aşağıdan gelen rüzgarla uçuşan eteği, tarihin en ünlü, en çok yayınlanan Marilyn Fotoğrafı oldu. Hele o yıllarda görmeyen kalmadı. Şimdi de görebilirsiniz. Los Angeles Palm Springs'e giderseniz, kent meydanında o sahnenin heykeli var!.
Özet!.. Uçuşan etek haberdir. İlgi çeken haberdir. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yönetmenlerinden Billy Wilder o "Özel" sahneyi filme niye koydu sanırsınız?.
Bir bölüm "Kadına şiddet" dediler.. "Kadına Şiddet" çağımızın en büyük utançlarından.. Mücadele etmeniz için kadın değil, "İnsan" olmanız yeterli.. Ve de kadına değil sadece her türlü "Şiddet"e karşı olmalı "İnsan!.."
Ama, popülizm yapma uğruna, her ama her şeye "Şiddet" derseniz, o zaman deyimin içini boşaltırsınız..
Karısını 52 yerden bıçaklayanın yaptığı şiddet.. Uçuşan bir eteği fotoğraflayanın yaptığı da şiddet!. Bu eşitlikten kim karlı çıkar?.
Okurlarım bilirler..
Yıllardır bu tür fotoğraflarla savaşırım.. Gazeteciliğimle değil, vicdanımla savaşırım.
Hastane acil kapılarında bekleyen foto muhabirleri vardır. Sedye ile getirilen yarı baygın kadınların resimlerini çekerler. Öyleleri vardır ki, ahbap oldukları hastabakıcılar sayesinde, eteği yırtılmış, ya da sıyrılmış o baygın kadının sedye resmini çekerler ve yayınlanır. Bu yüzden hastabakıcılara rüşvet verenleri öğrendim. Yaralı kadın üstü örtülü gelse bile, örtüyü sıyırıp baygın kadının çıplak bacağını çekerler. İğrençliğe bakar mısınız?.
Suç sadece foto muhabirinde değil tabii.. Ondan öyle resim isteniyor. Çekmezse para yok..
O resimleri isteyen, sayfaya koyan editörlere, yazı işleri müdürlerine ve Genel Yayın Müdürleri'ne seslendim bu köşeden, hem de kaç defa..
Hep ayni soruyu sorarak..
Şimdi de Hürriyet'in Genel Yayın Müdürü Sedat Ergin ve Kelebek Yöneticisi Cengiz Semercioğlu Kardeşlerime soruyorum.
"Size gelen o resimde, etekleri beline kadar uçuşan kadın, eşiniz, kız kardeşiniz olsaydı, gene koyar mıydınız?"
***
Resmi görünce niye mi irkildim?. Yayınlayan gazete "Hürriyet" olduğu için!.