Hıncal Uluç'tan Alp Yalman'a: Sende Galatasaraylılığın 'G'si kaldıysa ortaya çık; ya da çek git!

Hıncal Uluç'tan Alp Yalman'a: Sende Galatasaraylılığın 'G'si kaldıysa ortaya çık; ya da çek git!

Eylül ayında Galatasaray yönetim kurulunda olmamasına rağmen eski başkan Alp Yalman'ın futbol şubesini yönettiğini iddia eden Sabah yazarı Hıncal Uluç, "Sende Galatasaraylılığın 'G'si kaldı ise, ya ortaya çık, "Futbol Şubesi'nin tek sorumlusubenim' de.. Millet, kimi muhatap alacağını bilsin. Sen de sorumluluğunu bil. Ya da Alp, Florya'dan çek git.. Yöneticilik ve futbol bilmez inşaatçı takımı ile camiayı baş başa bırak" dedi.

Hıncal Uluç'un Sabah'ta yayımlanan yazısı şöyle:

Turgay Renklikurt'u okurken kanım dondu. Kendisini Dursun Özbek ve Riekerink avukatlığına adamış dostum, ipin ucunu iyice kaçırdı.

"Galatasaray batıyor" dehşeti yaratıp iş başında kalmaya çalışan Özbek'in foyasını Fatih Altaylı, Divan toplantısında ortaya koydu..

"Marka değeri 2 milyar dolar olan Galatasaray bu borçla batmaz" dedi.

Turgay kardeşim "Şimdi bu 2 milyar dolarlık markanın tepesine oturup, kulübü satmak ve aradan kendi paylarını almak isteyenler Riekerink ve Özbek için acayip bir kampanya başlattı" dedi, diyebildi, Güneş'teki yazısında..

Yani, en başta ben, Riekerink ve Özbek'i başından beri eleştirenler, meğer leş kargaları imişiz, iyi mi?.

Ama bu hafta baktım, nerdeyse tüm medya artık, Riekerink'in hoca olmadığında birleşmiş. "Good morning after supper" der İngilizler.. Yani "Yatsıdan sonra, sabah şerifler hayrolsun!."

Şimdi, mesele Riekerink değil.. Seçimi kaybettiği halde, futbol sorumlusu tayin edilen, yöneticilik ve futbol cahili Levent (Sen kimsin) Nazifoğlu, hatta, kulübe el koyan inşaatçı Özbek Kardeşler bile değil..

Galatasaray'da gerçek sorumlu, geçmişteki o muhteşem ismini, bu "İş bilmezler" takımına kalkan yapan, onların kulüple bu kadar oynamasına imkân sağlayan, eski dostum Alp Yalman'dır.

Alp, aklımın, hayalimin alması mümkün olmayan sebeplerle, katıldığı son iki seçimde karşısına komplolarla çıkıp, kazananlara teslim olmuş, onlara kol kanat germiş, 40 yıllık arkadaşı Hıncal Uluç'u satma pahasına "Tüm yetkiler bende" diyerek, Galatasaray kamuoyundan yükselen fırtınaları durdurmuş, bu felaket yönetimin devam etmesini, Riekerink denen futbol fakirinin görevde kalmasına imkân vermiştir.

Dahası, Riekerink'in yanına arkadaşı, bir başka futbol cahili Ayhan Akman'ı koyup, o kulübede maçı okumayı bilen tek adam Orhan Atik'i kovmuştur. Bu kovmada benim de payım var. Orhan Atik'i destekleyen yazılar yazdım ya.. Alp sandı ki, Orhan'la haberleşiyorum. Benim işbirlikçim.. 40 yıldır, ben onu tanıyamamışım, ama belli o da beni tanımamış..

(Peki Orhan nasıl susturuldu?. Niye rezilliği açıklamıyor, orası da karanlık. Nerde Galatasaray muhabirleri?.)

Orhan'ı yolda görsem tanımam Alp.. Çocuğu Galatasaray'dan boşuna kovdun, öteki amacın, arkadaşın Ayhan'ın maaşını sağlama almak değilse...

Şimdi bak eski dost!..

Sende Galatasaraylılığın "G"si kaldı ise, ya ortaya çık, "Futbol Şubesi'nin tek sorumlusubenim" de.. Millet, kimi muhatap alacağını bilsin. Sen de sorumluluğunu bil.

Ya da Alp, Florya'dan çek git.. Yöneticilik ve futbol bilmez inşaatçı takımı ile camiayı baş başa bırak!.

Davul iş bilmezlerin sırtında, tokmak sende..

Galatasaray kaybederse, Florya'daki hayalet yok olacak.. Ama kazanırsa..

"Alp geldi, böyle oldu" dedirtmek için ortaya çıkacaksın.

Bu tezgâh Alp Yalman adına yakışıyor mu?.

Kulübün gelmiş geçmiş en efsane başkanlarından birine, hatta birincisine..

Adını benim defterimden sildirdin Alp!.

Galatasaray tarihinden de sildirme!.