Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, bu yıl 88'incisi düzenlenen Gazi Koşusu'nda yapılan organizasyonu ve yayını eleştirerek, "Ulu Önder, Büyük Atatürk'ün adını taşıyan bu geleneksel koşu günü, bu kadar mı sıradan organize edilir, bu kadar mı iğrenç yayıncılık yapılır? Gazi Koşusu'nu kaldırın. Atatürk'ün adını, "Daha fazla bahis, daha fazla para" amacıyla böylesine kötü kullanmaya hakkınız yok" dedi.
Hıncal Uluç'un Sabah gazetesindeki köşesinde konuya ilişkn ilgili kısımları "Gazi Koşusu kaldırılsın!.." başlığıyla yayımlanan (1 Temmuz 2014) yazısı şöyle:
88. Gazi Koşusu'nu izlemek üzere televizyonun başına geçtiğime, geçeceğime pişman oldum.
Ulu Önder, Büyük Atatürk'ün adını taşıyan bu geleneksel koşu günü, bu kadar mı sıradan organize edilir, bu kadar mı iğrenç yayıncılık yapılır?.
"İğrenç" sözcüğümü sakın kaba bulmayın.. Aslında bu sözcük bile ifadeye yetmiyor, duygularımı.. Bakın, bu ülkede "Atatürk"ün adını taşıyan pek çok şey var. Bazılarının protokol olsun diye konduğu söylenebilir. Ama Gazi Koşusu farklı..
Gazi Koşusu, Atatürk'ün adını en çok hak eden olayların başında geliyor. Çünkü işin başında bizzat Atatürk'ün kendisi var.. 1920 yılında, dikkat buyurun, yani Kurtuluş savaşı devam ederken, Atatürk, bugünkü Ankara garının civarındaki bir boş araziyi düzelttirip orada at yarışları düzenlettiriyor. Kişisel olarak atı, at sporlarını çok seviyor. Amacı, savaş stresini biraz azaltmak, Ankaralıları biraz eğlence havasına sokmak.. Savaştan sonra, at neslini ıslah edecek yasalar çıkarılıyor. Ankara Hipodromu inşa ediliyor ve 1927 yılında, ünlü İngiliz Derby'si örnek alınarak, Gazi Koşusu ( İlk zamanlar adı, Atatürk) başlıyor. İlk kazanan Ali Muhiddin Hacı Bekir. Daha sonraki yıllarda Celal Bayar ve İsmet İnönü de atlarıyla, Gazi Koşusunu alıyorlar.
1958 yılında, at yarışlarına meraklı ağabeyimin "Gel bak, çok eğleneceksin. Gazi Koşusu günleri, başkalarına benzemez. Bir bayram, bir şölendir" diye ikna etmesiyle ilk defa Hipodrom'a gittim. İlk Gazi Koşusu günümü yaşadım. Ağabeyim haklıydı. Gazi günü, tam bir festivaldi. Ondan sonra, Ankara'da yapıldığı sürece her Gazi'ye gittim. Her Gazi günü bir bayram yaşadım.. Sonra Türkiye Jokey Kulübü, at neslinin ıslahı görevi ile Atatürk tarafından kurdurulan kulüp, daha fazla gelir elde etmek için Gazi Koşusunu Cumhuriyet'in Başkentinden aldı, İstanbul'a taşıdı. Ama gene güne ayrı önem verdiler. Çok özel ve güzel organize ettiler. 1981'de ben de İstanbul'a taşındım ama Veli Efendi'ye çok az gittim. Gazi'yi genelde televizyonda izledim. Jokey Kulüp yıllarca çok iyi çalıştı.
Günler evvelden basına dosyalar, bilgiler gitmeye başlar, Gazi Şöleni için hazırlanan program, basın toplantıları ile açıklanır, atlar hakkında bilgiler verilirdi. Medya da ilgi gösterir, Gazi heyecanı günler evvel manşetlerde başlardı. Bir yanda atlar ve sahipleri tanıtılır, bir yanda Gazi günü, hipodromdaki özel şovlar hakkında bilgi verilirdi. Top modellerin katıldığı defileler, ünlü şarkıcılar, Gazi'ye gelen seyircileri ve ekran başındakileri coştururlardı.
Gazi Günü, efsane bir Balo ile sona ererdi. Bu yıl, Gazi Koşusu'nun bu pazar yapılacağını inanın tesadüfen öğrendim. İzlemek için televizyon başına geçtim.. Önce şaşkınlık.. Sonra hayal kırıklığı.. Sonra öfke.. Jokey Kulüp, Gazi Günü için hiç bir hazırlık yapmamış. Sıradan bir yarış günü.. Koşulardan birinin adı "Gazi" hepsi o.
Yahu olur mu?. Nerde Gazi Günü'nün farkı.. Nerde festival, şölen, bayram?.. Mustafa Erdoğan'a söyleseniz, Anadolu Ateşi gurubu bir 20 dakika şov yapıp, hipodromu ayağa kaldırsa.. Gene Aziz Atatürk'ün emri ile kurulan Devlet Operası'nın sanatçıları, Anadolu'nun dört bir yanından en güzel türküleri, yarış aralarında seslendirseler, Devlet Balesi stilize edilmiş danslarla eşlik etse.. Yani biri istese neler neler yapılır.. Jokey Kulüpte para tonla var, nasıl olsa.. Hayır.. Tek bir şey yok.. Dahası, yayıncılık da yok.. Jokey Kulüp Televizyonu olabilecek en rezil, en baştan savma, en şişirme, en iğrenç yayını yapıyor.. Ses yok bir defa.. Tribün sesi yok, iyi mi?. Gazi Koşusunu binlerce insan izliyor, hani Lig Tv maçlarda küfür anında sesi kısar ya.. Aynen o.. Cumhurbaşkanı Şeref Tribününe geliyor, halkı selamlıyor.. Naklen yayında, fon müziği çalıyor o sırada.. Sanırsınız, millet Cumhurbaşkanını protesto ediyor da, sesi kıstılar.. Alakası yok.. Bu yapılır mı?. Bu ayıp yapılır mı?. Cumhurbaşkanı Gazi'yi kazananlara kupalarını verecek.. Koltuğundan kaldırıp, Şeref Tribünü önüne getiriyorlar. Halka sırtını döndürüyorlar. Siz hiç böyle kupa töreni gördünüz mü?. Kupayı verecek kişinin sırtı halka dönük.. ..Ve rezalet.. Cumhurbaşkanı ayakta bekletiliyor, dakikalarca.. Niye?. Belli değil..
Nihayet anons yapılabiliyor.. Halka sırtı dönük Cumhurbaşkanı kupayı veriyor.. Kupayı alana bir şeyler söylüyor.. Ses yok.. Alan bir şeyler söylüyor, ses yok.. Hiçbir hazırlık yapılmamış ki, Gazi Koşusu yapılıyor, kupayı vermeye Cumhurbaşkanı geliyor diye.. Benim izlerken yüzüm kızarıyor utançtan.. Televizyonculuktan, at yarışlarından, Gazi Koşusundan bihaber bir takım garip tiplerin eline mikrofon verilmiş. Onlar ara ara görünüp, kim olduklarını kendilerinin de bilmediği kişilerle, anlamadıkları konuda söyleşi yapıyorlar. Öfkeden gülüyorum. Atlar tanıtılmıyor, sahipler tanıtılmıyor, tribünlerdeki heyecan, coşku yansıtılmıyor.. Ekrana fon müziği eşliğinde bir takım insanların görüntüleri geliyor.. At sahipleri olmalı.. Tahmin ediyorsunuz. Çünkü naklen yayın spikeri diye biri yok. Çünkü naklen yayın yok.. Durmadan fon müziği çalıyor, kanal, o garip tiplerin matrak röportajları dışında..
Bakın Jokey Kulüp Efendileri, Bu Cumhuriyeti kuran Atamızın adına böylesi saygısızlık yapmaya hakkınız yok.. Ki, Jokey Kulüp olarak en başta, bugünkü varlığınızın sebebi o dur.. Atçılığı, at sporlarını, at yarışlarını Ata'nın sevdiğinin onda biri kadar sevseydiniz, bu ayıbı yapmaz, bu geleneksel Türk derbisi gününü, adını taşıdığı Gazi'ye layık düzenlerdiniz. Bakın Jokey Kulüp Efendileri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na böylesi saygısızlık yapmaya da hakkınız yok. Bu ulusu temsil eden kişi, Ankara'dan kalkıp, İstanbul'a, Hipodroma, sırf Gazi Kupasını vermek için geliyor.. Bunu günler öncesinden biliyor, ama lütfedip bir yayın hazırlığı yapmıyor, bir ses düzenini kuramıyor, bir kupa törenini adam gibi organize edemiyorsunuz. Dudakları oynayan Cumhurbaşkanı'nın sesi duyulmuyor.. Bu nasıl bir skandaldır?. Sizde hiç utanma yok mu?. Bakın Jokey Kulüp Efendileri, Sakın ola beni aramaya kalkmayın. Sizlerle muhatap olmam.. Bir diyeceğiniz varsa, yazılı gönderirsiniz.. Size tavsiyem de, başlıkta yazılı.. Gazi Koşusu'nu kaldırın. Atatürk'ün adını, "Daha fazla bahis, daha fazla para" amacıyla böylesine kötü kullanmaya hakkınız yok. Ata'ya böylesine saygısızlık, bugünkü Cumhurbaşkanı'nı bu durumlara düşürmek, haddinize düşmemiş.. Önce kamuoyu önünde Mustafa Kemal'den ve Abdullah Gül'den özür dileyin.. Sonra da bir daha Gazi Koşusu yapmayın!. Tamam mı!..