Hıncal Uluç'tan Sabah'ın spor servisine: Yıllardır uyuyorlar ama büyüyen yok!

Hıncal Uluç'tan Sabah'ın spor servisine: Yıllardır uyuyorlar ama büyüyen yok!

Sabah yazarı Hıncal Uluç, gazetesinin spor servisine yönelik olarak "Zor değil, hele bugünün medyasında bir adım önde olmak. Yeter ki, önde olmayı, fark yaratmayı iste. Düşün. Yap. Hani nerde? 'Uyusun da büyüsün ninniiii' Yıllardır uyuyorlar ama, büyüyen yok" dedi.

Beşiktaş'ın Olympiakos'u eleyerek çeyrek finale çıkmasına ilişkin gazetesinde yayınlanan haberlerin internet medyasında da olduğunu belirten Uluç, "O zaman senin çıkaracağın ve bu uyuşuk medyada, başkasının aklına bile gelmeyecek, sana özel bir şeyi senin ekibin elde etmeli" ifadesini kullandı.

Hıncal Uluç'un "Uyuyun spor şefleri, uyuyun!.." başlığıyla yayımlanan (18 Mart 2017) yazısı şöyle:

Bütün gazetenin bir tek telefonu vardı, onu da zamanın iktidarı kestirmişti. Tek haber kaynağımız, Anadolu Ajansı'ydı.. 19 Mayıs Stadı'nın oralardaki ajans binasının giriş holündeki rafta, yan yana kutular vardı. Haberler teksir edilir bu kutulara dağıtılırdı. Bizim Emrullah Efendi de, saat başı gider, biriken bültenleri alır gelirdi.. Hepsi o.. Bir gün eli boş geldi. İktidar, muhalif Yeni Gün gazetesine bülten verilmesini de yasaklamıştı. O koşullarda gazete çıkarırdık. Sorun "Gazeteyi o koşullarda nasıl çıkarırız" değildi. Sorun "O koşullarda bile ötekilerin bir adım önüne nasıl geçeriz, nasıl fark yaratırız" olurdu aramızda.. Gece yarılarını geçer, sabaha karşı eve dönerdik, hem de Ankara'nın buz gibi soğuğu ve diz boyu karında, Ulus'tan Yenişehir'e yürüyerek dönerdik ama mutlu dönerdik.. Ertesi gün fark yaratacağımızı bilirdik çünkü.. "Şimdiki spor şeflerinin böyle bir derdi var mı acaba" diye düşündüm, sabah kalkıp gazetemi okuduktan ve "Yeni ne var" diye NTV Haber kanalının alt yazılarına baktıktan sonra.. Gazete, Beşiktaş- Olympiakos maçıyla doluydu. Bugün işte, okulda, kafede, kahvede birine "Sabahspor'da okudun mu" diye anlatacağınız özel, güzel, çarpıcı, ön almış, fark yaratmış tek satır olmadan.. NTV 'de "Spor" yazdı ve satır girdi. "Avrupa Ligi'nde Beşiktaş, Olympiakos'u 4-1 yenerek çeyrek finale yükseldi" gibi bir şey.. Yahu o dünde kaldı. Merak eden tv'den, cebindeki televizyondan öğrendi zaten her şeyi.. Sen sabah yeni bir şeyle açsana.. Düşünsene perşembe günü "Biz cuma sabahı nasıl tüm rakiplerin önüne geçer, nasıl fark yaratırız" desene, ekibini toplayıp.. Onca kafadan bir fikir çıkmazsa, kov hepsini zaten. İşe yaramazlar.. Kuralar cuma günü çekiliyor, tamam mı?. O zaman cuma sabahının haberi, maçın sonucu değil. "Beşiktaş'ın rakibi bu öğle belli olacak.." Ama o da zaten bilinen bir şey..O zaman bu hatırlatmaya bir unsur ekleyeceksin. 1/16 maçları perşembe gecesi tamamlandı. O zaman cuma sabahının ikinci satırı.. "İşte Beşiktaş'ın muhtemel rakipleri.." Ama onlar da internette var. O zaman senin çıkaracağın ve bu uyuşuk medyada, başkasının aklına bile gelmeyecek, sana özel bir şeyi senin ekibin elde etmeli.. Birini görevlendirmelisin, perşembe günü sabahı.. "Şenol Güneş'i maçtan sonra mutlak bul.. Çeyrek finalde kimi istediğini sor!." Al sana özel, cuma sabahının açılış haberi.. Mesela.. "Şenol Güneş, çeyrek finalde Genk'i istiyor!." Herkes "Beşiktaş Çeyrek finalde" derken, sen bir adım ötede olduğunu gözlere sokarsın.. Ben ne dehayım (!) değil mi, bunu düşünebildiğim için.. Ayni şeyi bizim spor servisi de, sabah okuduğum gazete de yapabilirdi aslında.. Zor değil, hele bugünün medyasında bir adım önde olmak.. Yeter ki, önde olmayı, fark yaratmayı iste.. Düşün.. Yap!. Hani nerde?. "Uyusun da büyüsün ninniiii!.." Yıllardır uyuyorlar ama, büyüyen yok!.