"Hocalar, ne bu şiddet bu celal?"

"Hocalar, ne bu şiddet bu celal?"

Hürriyet yazarı Melis Alphan, 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ve Hayrettin Karaman'ın kadınlar hakkında yaptıkları açıklamalara tepki gösterdi. Alphan, "Üniversiteli erkeklere haramdan uzak durmak için kızlardan uzak durmalarını tavsiye eden vakıf lideri mi ararsınız, yoksa ‘Cinsel münasebet esnasında eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın” diyen profesör doktor mu... Tövbe tövbe, şeytanın aklına gelmez. Hocalar, bir sakin olun" dedi.

 

Alphan'ın "Hocalar, ne bu şiddet bu celal?" başlığıyla (14 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

“Ben hayatta insanların olduğu yerden denize girmedim, çıplakların olduğu yerde asla bulunmadım” diye yükseklerden atarken, Malta’da bikinili insanların arasında jet ski’ye bindiğinden beri Cübbeli Ahmet Hoca’nın ne zaman konusu gelse, beni bir gülme tutar. Ne dediğine yıllar var kulak kabartmadım. Zira gördük ki dediğiyle yaptığı uyuşmuyor.

İş Cübbeli ile bitse iyi...

Son yıllarda, sayıları ya artan ya da internet vesilesiyle daha görünür olan hocaların dini sohbetlerinde bazen kadın düşmanlığına varan bir, ahlakı sürekli kadın üzerinden tanımlama çabası hâkim.

Tutarlılık mı dediniz?

3 yıl önce TRT’de Ömer Tuğrul İnançer’in “Hamile kadınların sokağa çıkması doğru değil” sözleri özellikle kadınlar arasında infiale neden olmuştu. İnançer infial demedi, üstüne bir de röportaj verip evlenmeden hamile kalan kadınlara “O...pu” dedi; çalışan kadını ‘elin adamının hizmetinde’ diye tanımladı; kadına şiddette hep (sözde) ‘Ben’ diyen kadınları suçladı. “Hamileler sokağa çıkmasın”derken de meğer nazardan korkuyormuş muhterem; ‘çocuk sahibi olmayan kadınların kem gözleri değer’ demeye getirip konuyu kapadı. Kendi kızının bir şirkette üst düzey yönetici olduğunun ortaya çıkması üzerine ise tüm bu sözleri kendi etmemiş gibi “Benim kızım çalışamaz mı? Memleketin bütün meseleleri bitti benim kızımın çalışması mı tartışılıyor?” diye sordu. Oysa kimse onun kızının çalışmasını tartışmamış; haklı olarak hocanın tutarlılığını sorgulamıştı.  

Yine o aralar, Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız el yükseltti ve kadınların çalışmayı tercih ederek fuhşa hazırlık yaptığını söyledi. Katıldığı başka bir programda da “7 yaşında bir kız çocuğu ile 25 yaşında bir erkeğin nikâhlanmasında sakınca yok. Kuran’a göre, evlilik için bir yaş söz konusu değildir” dedi. Yıldız çocuklarından birini 7 yaşındayken evlendirir miydi, bilinmez.

Ağzı olan konuşuyor işte.

Hocaların gazına gelenler

2017 de hocaların kadın düşmanı demeçleri açısından epey ‘zengin’ geçti.

İmam Ahmet Vakfı logosuyla yaptığı dini sohbetleri YouTube’da ‘Ebu Zerka’ kod adıyla paylaşan hoca “9 yaşındaki çocukla evlenilebilir. Hatta 1 yaşındaki çocukla evlenilmesi de caizdir” dedi. Ama kendi 9 yaşındaki kızını evlendirmezmiş, o ayrı.

İlahiyatçı İlhan Şenocak ise camide verdiği vaazda ‘kızların pantolon giymesinin, kaşlarını aldırmasının, üniversiteye gitmesinin günah’ olduğunu iddia etti. Kızları kaşını alan babalar kıyamet gününde cehennemde parçalanacakmış, öyle dedi. Bir ürperti aldı, öyle korktuk, sormayın.

Bazı yazar-çizer takımı da belli ki bu hocaların gazına geldi. Misal, Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman köşesinde sigara içen başörtülü kadınlara verdi veriştirdi. Karaman’a göre, sigara içen başörtülü kadınlar aslında “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacak daha çok şeyim var” diyormuş.  

Daha neler neler...

Üniversiteli erkeklere haramdan uzak durmak için kızlardan uzak durmalarını tavsiye eden vakıf lideri mi ararsınız, yoksa ‘Cinsel münasebet esnasında eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın” diyen profesör doktor mu...

Tövbe tövbe, şeytanın aklına gelmez.

Hocalar, bir sakin olun.

Derin bir nefes alın ve 10’a kadar sayın.