İkili ilişkilerdeki siyasi gerilime rağmen Hollanda ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin çok güçlü olduğunu ifade eden Hollanda Başbakanı Mark Rutte, yine de 'çözülmesi gereken meseler olduğunu söyledi. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakereleri 'çok sınırlı' olarak nitelendiren Rutte, üyelik konusunda belirleyici olanın Kopenhag kriterlerinin sağlanması olduğunu hatırlattı.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Almanya'nın başkenti Berlin'de, Bertelsmann Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte konuşma yaparak, AB'nin geleceğine ilişkin vizyonunu anlattı. Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Rutte, Hollanda-Türkiye ilişkileri ve Türkiye'nin AB sürecinin geleceği hakkında çarpıcı yorumlar yaptı.
DW Türkçe'nin "Konuşmanızda AB'nin genişleme sürecine hiç değinmediniz. Hollanda uzun yıllar Türkiye'nin AB perspektifini ve reform sürecini destekledi. Türkiye'nin AB'nin geleceğindeki yerini nasıl görüyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Rutte, Türkiye'ye kapıların kapatılmadığına işaret etti. "AB'ye üye olmak isteyen her ülke için Kopenhag kriterlerinin karşılanması kuralına bağlı kalmamız gerekiyor. Bu konuda katı ve adil olmak zorundayız” diyen Rutte şöyle devam etti:
"Ve gerçek şu ki şu anda Türkiye ile AB arasında çok sınırlı, çok, çok sınırlı düzeyde müzakereler var. Ancak Türkiye AB'ye üye olmak istediği müddetçe, gayet tabii ki bu onların isteğine bağlı, AB de kurallara bağlı kalmak zorunda. Ve bizim de şu anda yaptığımız demokrasiye, hukuk devleti ve ifade özgürlüğü gibi Kopenhag kriterlerine bağlı kalmak."
Türkiye ile müzakere sürecinin 2004 yılında, Hollanda dönem başkanlığı ve Jan Peter Balkanende'nin başbakanlığı döneminde başlatıldığını hatırlatan Rutte, Balkan ülkeleri ve diğer tüm AB adayı ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'nin üyeliğinin de Kopehnag kriterlerinin karşılanmasına bağlı olduğunu vurguladı. Rutte, "Bir takvime sabitlenilmemeli. Önemli olan üye olmak isteyen ülkelerin kriterleri karşılamaları, bunun bir kural olması. Bu kilit önem taşıyor. Kurallar sulandırılmamalı” görüşünü aktardı.
Rutte, Türkiye ile Hollanda arasında Türk siyasetçilerin Hollanda'da seçim etkinliği yapma girişimi ile başlayan ve son olarak da Hollanda parlamentosunun 1915 olaylarının soykırım olarak tanımlayan kararı ile yeniden tırmanan gerilim hakkındaki soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye ile Hollanda arasında ikili düzeyde çözümü gerekli konular olduğu çok doğru. Diğer yandan, ne şanslıyız ki bu konular bizim Türkiye ile NATO ve BM'de birlikte çalışmamızı engellemedi. Ayrıca ekonomik ilişkilerimiz de halen çok güçlü. Ancak tabii ikili bazı meseleleri çözmemiz gerektiği de kesinlikle doğru.”
Konuşmasında AB'nin karşı karşıya olduğu büyük sınamalara değinen Rutte, İngiltere'nin ayrılma kararıyla birlikte, AB'nin hiç olmadığı kadar büyük önem kazandığını vurguladı. Rutte, "AB'yi bir değerler topluluğu ve 27 egemen devletin, ortak bir yaklaşım gerektiğinde, birbirini güçlendiren ve anlaşmalarına bağlı kalan ortaklığı olarak görüyorum” şeklinde konuştu.
İdeallerin fiili eylemlere dönüştürülmesi gerektiğini, işler kötüye gittiğinde anlaşmaların kenara itilemeyeceğini, AB devletlerinin anlaşmalara ve verilen sözlere sadık olma yükümlülüğü altında olduğunu söyleyen Rutte, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB'nin geleceği için üç yol gösterici ilke var. Birincisi, AB refah, güvenlik ve istikrar vaadini eylemleriyle hayata geçirmeli. AB üyeleri Brüksel'e değil Brüksel AB üyelerine hizmet etmeli. Üçüncüsü de bir mutabakat varsa vardır. Kendine uygun olanı ülkende satabilmek için seçip çıkartamazsın. Dayanışma sorumluluk ister.”
AB'nin uluslararası ticaret alanında küresel bir güç olduğunu ve bunun Japonya, Meksika, Latin Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD ile ticaret anlaşmaları yoluyla korunması gerektiğini aktaran Rutte, ABD ile ticaret alanındaki görüş ayrılıkların giderilmesine dönük çabaların sürdürülmesini istedi.
Euro'nun gücünün ve istikrarının korunması için Euro Bölgesi ülkelerinin gerekli sorumluluğu üstlenmesi gerektiğinin altını çizen Rutte, Avrupa İstikrar Mekanizması'nın Avrupa Para Fonu'na dönüştürülmesini istediklerini aktardı.
AB'nin güvenlik, istikrar, göç ve iklim değişikliği konularında daha güçlü adımlar atması gerektiğini savunan Rutte, "AB'nin dış sınırında, Kırım ve Doğu Ukrayna ve Türkiye'de, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da çalkantılar var. Siyasi sarsıntılar, silahlı çatışmalar terör ve kontrolsüz göçe yol açıyor. Rusya ile ilişkilerde daha da kötüye gidiş var” dedi.
Hollanda Başbakanı, "Güvenliğin olmaması ve istikrarsızlık çok başlı bir canavar gibi. Buna karşı en etkili silah birliktir” şeklinde konuştu.
Değer Akal / Berlin © Deutsche Welle Türkçe