Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı François Hollande dün yapılan devir teslim töreniyle görevine başladı. Ankara ve Paris’teki ortak kanı, Nicolas Sarkozy ile tarihinin en kötü dönemini yaşayan Türk-Fransız ilişkilerinin, sosyalist lider Hollande ile çok daha olumlu bir seyir izleyeceği yönünde. Seçimden sonraki bir haftalık kısa süreçte karşılıklı küçük ama önemli jestler yapıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tebrik etmekte gecikmedikleri Hollande da Fransa’da yaşayan Türk toplumuna mesaj gönderen ilk Fransız başkanı oldu.
Hollande döneminden olumlu etkilenecek ilk konu AB ile ilişkiler olacak. Türkiye’nin eski Paris Büyükelçisi de olan CHP Milletvekili Osman Korutürk, “Türk-Fransız ilişkileri Hollande ile nefes alacak. AB tarafındaki istek Hollande döneminde mutlaka artacak. Ama bakalım AKP hükümeti ne kadar istekli olacak AB ile ilişkileri geliştirmede?” değerlendirmesini yapıyor. Bir diğer CHP’li Gökhan Günaydın, seçilmesinden bir hafta önce Hollande’ın kampanya danışmanı ile buluştu. O da “Yeniden kurulmakta olan Avrupa dengelerinde, Türkiye’nin AB üyeliği açısından CHP’nin Avrupalı sosyalist ve sosyal demokratlarla ilişkilerinin eskisine göre çok daha önemli hale geldiğinin” altını çiziyor.
Fransız diplomatik kaynakları da Hollande’ın Türkiye’nin AB üyelik sürecine selefi Sarkozy’e göre çok daha fazla önem verdiğini vurgularken Türkiye-AB müzakerelerinin 5 faslı üzerinde Fransa tarafından konan blokajın önümüzdeki günlerde yumuşatılabileceği ihtimalinden bahsediyor.
Tabii, sosyalist bir Fransız lider ile çalışmanın zorlukları da olacak. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Sosyalist Kadın Grubu’nun başkanlığını da yürüten Gülsün Bilgehan, “Öteden beri sosyalistler iki konuda Türkiye’nin tezlerini anlamakta güçlük çekiyor. Birincisi Ermeni meselesi. İkincisi Kıbrıs. Sarkozy’nin gidişiyle Fransa’nın Ermeni konusuna bakışında değişim beklememek lazım” görüşünde.
Ankara’daki Fransız kaynakları da 1915 olaylarının 100. yıldönümünün anılacağı 2015 yaklaşırken Ermeni sorunu konusunda Türkiye’den adım beklentilerinin yükselmesinin beklendiğini ifade etti.
ABD ile iyi ilişkiler içindeki Sarkozy, Libya’ya askeri müdahalenin mimarıydı. Seçimi kaybetmeden hemen önce Suriye konusunda da benzer bir uluslararası adım atılabilmesi için Türkiye ile neredeyse yarış içindeydi. Şimdi Fransa’nın bu tavrı da değişecek. CHP’li Bilgehan’a göre, “Hollande ne Sarkozy ne de Erdoğan! Yani dış politikada maceracı bir lider olmayacak.” Suriye konusunda insan haklarını öne çıkaran bir politika izlemekle birlikte, Sarkozy’nin Libya’da yaptığı şekilde ‘askeri müdahale heveslisi’ de olmayacak.
Hollande’ın başkanlığı döneminde Fransa’nın Türkiye’deki demokratikleşme süreci, hak ve özgürlük arayışlarıyla çok yakından ilgileneceğinde herkes hemfikir. Sarkozy daha ilk günden AB üyeliğimizi ‘imkânsız’ kabul ettiği için Türkiye’nin demokrasi karnesi hiç umurunda olmamıştı. Şimdi sosyalistlerin insan hakları konusundaki evrensel duruşu, “ifade özgürlüğü, hapisteki gazeteciler, Kürt meselesi, kadının insan hakları” gibi konularda Türkiye’nin çok daha fazla sıkıştırılması sonucunu beraberinde getirecek.
Hollande’ın gelişine sevinen AKP’nin demokrasi sınavındaki samimiyeti de test edilecek.