Pekin’in “müdahale” uyarısına rağmen demokratik hak taleplerini gündemde tutmak isteyen Hong Kong’daki protestocular yine kitlesel eylem hazırlığında. Peki sokağa çıkarak protestolara katılanlar kim? Ne talep ediyorlar?
Hong Kong havalimanındaki oturma eyleminin çatışmalara sahne olması nedeniyle eleştirilere hedef olan göstericiler, Çin Yönetimi’nin “askeri müdahale” uyarılarına rağmen Pazar günü için kitlesel eylem hazırlıkları yapıyor.
Kendilerini “demokrasi yanlısı” olarak nitelendiren genç protestocular ilk kez 10 hafta önce aslında Hong Kong Özerk Yönetimi’ne tepki için sokağa çıkmıştı.
Nedeni, Pekin yönetimi aleyhine faaliyet gösterenlerin Çin makamlarına teslim edilmesini öngören yasa tasarıydı ve protestolar üzerine özerk yönetim tasarının rafa kaldırıldığını açıklamıştı. Ancak gösteriler, protestocuların demokratik reform talebiyle sürdü.
Gelinen noktada ise göstericiler “Hong Kong’u özgürleştirin”, “Hong Kong Çin değildir” pankartlarıyla artık doğrudan Çin komünist liderliğini hedef alıyor.
Hong Kong’un Çin’in diğer kentlerine dönüşmesine itiraz eden ve buna karşı mücadele ettiğini söyleyenlerden biri de Ah Lung.
Ah Lung, gündüzleri deniz nakliyat şirketinde katip olarak çalışıyor, geceleri ise siyah bareti, maskesi, savaş zırhıyla sokağa çıkarak barikatlar kuruyor, polisle şiddete varan kedi fare oyununun bir parçası oluyor.
Ejderha anlamına gelen Ah Lung, onun takma adı, gerçek ismini söylemek istemiyor.
“Hayalim Hong Kong’u yeniden diriltmek, devrim yapmak. Artık yaşama nedenim bu” diyen Ah Lung, “Çok örgütlü değiliz, her gün koşullar değişiyor, polis ve hükümetin ne yaptığına bakarak eyleme geçiyoruz” diye konuşuyor.
Her ne kadar bilinen kimi demokrasi yanlısı gruplar tarafından desteklense de, lidersiz ve dağınık bu protesto hareketini Ah Lung gibi genç, bağımsız ve kendi taktikleriyle hareket eden kişilerin yer aldığı, çok sayıda küçük grup oluşturuyor.
Göstericilerin artık sesli bir şekilde eylemlerini “devrim süreci” olarak nitelendirmesi, güç monopolünü paylaşmak istemeyen Çin Komünist Partisi yönetimini öfkelendiriyor.
Hong Kong Özerk Yönetimi Başkanı Carrie Lam da, “Hong Kong’un özgürleştirilmesi için yapılan devrim çağrılarını” yasa dışı eylemler olarak nitelendiriyor.
Lidersiz bir protesto hareketi ile karşı karşıya olan güvenlik makamları protestoları dizginlemekte, sona ermesini sağlamakta zorlanıyor.
Protestocuların en önemli ilham kaynağı, hayatının büyük bir bölümünü Hong Kong’da geçiren, aktör ve Kung Fu dövüş sanatının dünyaca ünlü efsane ismi Bruce Lee. Göstericilere yön verense Bruce Lee’nin Kung Fu felsefesini anlatırken kullandığı “Su gibi ol” ifadeleri. Bu esneklik ve yaratıcılık, avantaj yakalamak için ileriye doğru baskı uygulanması, stratejik açıdan gerektiğinde de geri çekilinmesi gerektiğini ifade ediyor.
Hareketin lidersiz olmasını mümkün kılan ise büyük ölçüde sosyal medya. Göstericiler sohbet grupları üzerinden haberleşiyor. Nerede ne zaman protesto eylemi düzenleneceği, polisten nereye kaçabilecekleri, biber gazından etkilenmemek için ne yapılabileceği hakkında bilgiler bu platformlardan paylaşılıyor.
Mongkok mahallesindeki bir gösteride su dağıtan 28 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, 1 saat önce Telegram’daki bir sohbet grubunda protestodan haberdar olduğunu, kalkıp geldiğini anlatıyor.
İngiltere’de bulunan 22 yaşındaki Hong Kong’lu öğrenci ise gösterilerin lidersiz olmasının sorun yaratmadığını, “lider olmayışı herkesin bir lider olduğu anlamına geliyor” sözleriyle değerlendiriyor. Bu genç, 50 bin takipçiye sahip olduğu Instagram sayfasında protestolar hakkında bilgi paylaşıyor.
Protestoların gerisinde yatan nedenleri, göstericiler ve destekçilerinin gerekçelerini anlamak için araştırma yapan Hong Kong’daki Lingnan Üniversitesi siyaset bilimcilerinden Samson Yuen ise göstericilerin büyük bir bölümünün kendine hakim olduğunu, sağduyulu hareket ettiğini ama bir göstericinin hayatını kaybetmesine yol açacak bir gelişme sonucunda olayların kontrolden çıkabileceğine dikkat çekiyor.