Endokrin hastalıkları sadece yetişkinlik dönemlerinin sorunları değil. Bebeklikten itibaren pek çok hormonal sorun ortaya çıkabilir. VKV Amerikan Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Nihal Memioğlu, çocukluk çağında en sık karşılaşılan endokrin hastalıkların obezite, erken ergenlik, Tip 1 diyabet, hipotiroidizim ve gelişme geriliği olduğunu belirtiyor. Yetişkin hastalığı olarak bilinen Tip 2 diyabete obezitenin artışına paralel olarak artık çoçuklarda da sık rastlandığının altını çizen Memioğlu, “Obezite günümüzde giderek artmaktadır. Gerek çocukluk çağında neden olduğu hastalıklar, gerekse yetişkinlik dönemindeki hastalıkların temelinin atılması bakımından son derece önemli bir sorundur” diyor. Ergenlik yaşı küçüldü Çocuklarla ilgili endokrin sorunlarda ikinci sırayı ergenlik sorunları oluşturuyor. Dr. Nihal Memioğlu, bu dönemdeki sorunları şöyle anlatıyor: “Ergenlik yaşının küçülmesiyle, 8 yaşından önce meme büyümesi, tüylenme gibi sorunlarla daha sık karşılaşıyoruz. Bazen bu bulgular, gerçek ergenlikten kaynaklanmayabiliyor. Bu ayrımın yapılması bizim için çok önemli. Her çocuğun ergenliğe başlama yaşı, ilerleme hızı farklıdır.” Bebek ve çocuklarda tiroid hastalıklarının da sık görüldüğünü vurgulayan Memioğlu, ‘‘Tiroid hormonu eksikliği metabolizmanın yavaşlamasına neden oluyor. Tüm sistemlerin yavaş çalışması nedeniyle pek çok hastalığı taklit edebilen sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle tahmin edilenden daha çok tiroid bezi hastalıkları ile karşılaşıyoruz” diyor. Sesler onlara daha geç gidiyor ABD’deki Philadelphia Çocuk Hastanesi’nde yürütülen araştırmaya göre, otistik çocuklar sesleri normal çocuklara kıyasla saniyenin küçük bir parçası kadar daha geç algılıyor. Uzmanlara göre bu bilgi, otizmle bağlantılı olan iletişim problemlerinin sebebini açıklamaya yardımcı olabilir. Timothy Roberts ve ekibinin 6-15 yaşları arasındaki 30 otistik çocuk üzerinde yapılan araştırmada, çocuklara ses ve heceler dinletildi. Özel bir cihazla beyin faaliyetleri saptanan çocukların, sesleri normal çocuklara kıyasla daha geç algıladıkları görüldü. Algılama süresindeki geriliğin çok küçük bir zaman dilimi olmasına rağmen, her bir sesin bu şekilde algılandığında konuşmak ya da insanların söylediklerini anlamanın büyük bir zorluğa dönüşebileceğine dikkat çeken Roberts, “Düşünün ki her bir heceyi anlamanız normalden biraz uzun sürüyor. Cümlenin sonuna geldiğinizde kafanız çok karışmış olur” diye konuştu. Bu gecikmenin otizm hastalarını teşhis etmek için bir işaret olduğunu düşündüklerini belirten Roberts, “Elde ettiğimiz sonuçlar, otizmin beyindeki bir bağlantı problemi olduğu yönündeki teoriyi kanıtlayacak nitelikte” dedi. Başkalarıyla iletişim kurmada zorluk çekme olarak tanınan otizm, ABD’de her 150 çocuktan birinde görülüyor.