Almanya'nın Hannover kentinde 1976 yılında dünyaya gelen Tezcan Torun, ilkokuldayken yapılan bir yarışma sonrasında özel uçağın kokpitinde kısa bir tur kazanınca havacılık merakı başladı. O andan itibaren havacı olmak isteyen Torun, ailesinin kesin dönüş yapmasıyla Türkiyeïye geldi. Burada liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavlarına giren; fakat iyi derecede Türkçe bilmediği için Havacılık Yüksekokuluïnu kazanamayan Torun, bir havayolu şirketinde hostesliğe başladı. 2 yıl yer hostesliği, 8 yıl da kabin görevlisi olarak çalışan Torun, bir kız çocuk dünyaya getirince işinden ayrıldı. Bu dönemde pilot olmak için kursa gitmeye karar veren Tezcan Torun'a ailesi karşı çıktı. Kızı 3 yaşına geldiğinde temel ihtiyaçlarını ifade edecek kadar büyüdüğünü düşünen Torun, eşine Adana'ya gidip, uçuş eğitimi almak istediğini söyledi. Bu kararına karşı çıkan, hatta çocuğu olunca psikolojisinin bozulduğunu düşünen yakın çevresi onu psikoloğa götürmeyi teklif etti. Ancak, Torun'un kararlılığı karşısında yakınları da bu durumu kabullendi.Ailesini Antalya'da bırakan Torun, Adanaïya giderek 2 yıl boyunca uçuş eğitimi aldı ve 200 saat uçtu. Bir yandan da haftada bir gün Antalya'ya dönerek çocuğuyla hasret giderdi. Sivil Havacılık tarafından açılan kursta 86 puan alarak eğitimini tamamlayan ve pilot olan Torun, 3 bin 500 saatlik uçuş sonrasında `kaptan pilot' olma hakkına sahip olacağını söyledi. Torun, şöyle konuştu: ``Hayalim pilot olmaktı. Çocuk doğurduktan sonra ailem, bu fikrim nedeniyle beni psikoloğa götürmek istedi. Adanaïya gittim ve 2 yıl geceli gündüzlü çalıştım. Şu an eğitim bitti. 1.5 ay tip eğitimi aldıktan sonra bir şirkette işe başlayacağım. 3 bin 500 saati başarıyla doldurur havacılık duayenlerinin onayını alırsam dev Boeing uçakların başına geçebileceğim. Ve iyi ki yaptım diyorum. Çocuğum Buseïye büyüdüğü zaman, `pilot olacaktım ama senin yüzünden olamadım' desem bana çok kızardı. Bunu ona yaşatmamak için bu eğitimi aldım. 100 bin YTL harcadım. Ama babadan değil anasından kalan mesleği sürdürecek kızım.''