Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 76 sanıklı dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek'in bulundukları cezaevlerinden SEGBİS aracılığıyla bağlandığı duruşmaya ev hapsinde bulunan dönemin Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, tutuksuz sanıklar Muhittin Zenit, Metin Yıldız, Gazi Günay katıldı.
Agos'tan Uygar Gültekin'in haberine göre, Hrant Dink cinayetinin yaşandığı 19 Ocak 2007 gününe ait olay yerini gören ve önemli delilerden biri olan Akbank Pangaltı Şubesi'nin güvenlik kameralarının kaydettiği görüntülerin sadece öğleden sonraki kısmı bulunulabilmişti. Cinayet gününde bankanın şube müdürü, görüntülerin tamamını polislere teslim ettiğini söylemişti. Öğleden önceki görüntüler hala açığa çıkartılamadı. Cinayet günü bankanın şube müdürü olarak görev yapan Hamza Bülent İlkehan ve ilk gün görüşmeleri ve görüntüleri alan polis memurlarından Cem Akar, duruşmada tanık olarak dinlendi.
Hamza Bülent İlkehan, cinayet günü yaşananları anlattı. İlkehan, cinayet günü 7-8 kere farklı sivil polislere görüntüleri verdiğini, polislerin tutanak imzalamaktan kaçındıklarını ve sadece bir kere tutanak imzalandığını söyledi.
Daha önce görüntülerde herhangi teknik bir sorun olmadığını ve kamera kayıtlarının çalıştığını ifade eden İlkehan, şunları söyledi:
"Olaydan kısa bir süre sonra polis memurları geldi. Biri Komiser yardımcısıydı. Benim odama geldi görüntü aldı ve gün boyunca hep odamdaydı. Sonra başka iki sivil polis daha geldi. Onlar da görüntü aldı. Kim olduklarını sorduğumda, “istihbarattan” dedi. Gelen polisler kimliklerini gösteriyordu ama hangi birimden olduklarını bilmiyorum. Gelen polisler hep farklı aralıklara ait görüntüleri aldılar. Zaman aralığı önce dardı ama daha sonra daha geniş aralıklı görüntüleri aldılar. Bir hafta kadar sonra da yine görüntü için geldiler. Kamera görüntüleri 15 günde bir ilk görüntünün üzerine yeniden kayıt yapmaya başlıyor. Ben de görüntülerin başına bir iş gelmesin diye bütün hard diski tutanak tutarak polislere teslim ettim."
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu'nun sorusu üzerine İlkehan, görüntülerin alındığı sürede de banka kameralarının kayıtta olduğunu ve görüntüleri alanların görüntülerinin kayıtlarda olduğunu söyledi.
İlkehan'ın ardından görüntüleri alan polis memurlarından Cem Akar tanık olarak dinlendi. Akar halen 'FETÖ' üyeliğinden tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Akar, olay gününü şöyle anlattı:
"Cinayet haberini alıp olay yerine gittik. O dönemde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Sağ Büro Amirliğinde komiser yardımcısı olarak görev yapıyordum. Olay yerine ilk gelen ekiptik. Yanımda memurlarım vardı. Ben oradayken benim de tanımadığım iki kişi gelip görüntüleri aldı. Ben 'kimseye vermeyin' dedim görüntüleri. Müdür de bana 'istihbarat görüntüleri aldı' dedi. Ben de onları gördüm. Diğer polislerden tarzları farklıydı o yüzden hatırlıyorum. Polis olup olmadıklarını bilmiyorum. Ama polis olmasalar o kadar rahat gelip orada çalışamazlardı. Beni oraya gönderen Celal Sel, personel sayısı az olduğu ve görüntüleri hızla toplamak için bir kısmını istihbarat toplasın demişti. Bir kısım görüntüyü istihbaratçılar topladı. İstihbarat ve TEM'den başka çalışan şube yoktu."
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, aynı görüntüleri iki farklı şubenin neden alma gereği duyduğunu sordu. Akar, "Ben bana verilen emirleri yerine getiririm. İstihbaratçıların aldığını da görünce tutanağa yazdım zaten" diye yanıt verdi.
Bakırcıoğlu, neden 12.40-15.30 arasındaki görüntüleri aldıklarını sordu. Akar, "Bana öyle söylenmiştir. Öyle emir verilmiştir" dedi.