Hrant Dink ölmeyebilirdi

Hrant Dink ölmeyebilirdi

T24 - Hrant Dink öldürüldüğünde Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay, cinayet hazırlığıyla ilgili her şeyin kendisinden saklandığını söyledi ve “Bilgi verilmiş olsaydı cinayeti önlemek için tedbir alırdım” dedi. Vatan gazetesinin haberine göre, Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarının ortaya çıkarılması için yürütülen soruşturmada ifade veren eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyeti İstihbarat ve Terörle Şube Müdürlüklerinin Yasin Hayal’in Dink’e yönelik suikast planlandığına ilişkin bilgileri kendisiyle paylaşmadıklarını ileri sürdü.

Rize Ağır Ceza Mahkemesi, Trabzon Başsavcılığı’nın Trabzon Emniyeti hakkında verdiği “takipsizlik” kararına Dink ailesinin yaptığı itirazı kabul etmiş ve Trabzon Başsavcılığı’ndan Emniyet eski Genel Müdürü Emin Arslan, Emniyet başmüfettişi Levent Yarımel ve Dink cinayetinin işlendiği tarihte 9 aydır Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay’ın ifadelerinin alınmasını istemişti. Arslan ve Yarımel’in ifadelerinin ardından Altay’ın 28 Mart’ta İstanbul Fatih Başsavcılığı’nda verdiği ifade de Trabzon Başsavcılığı’na ulaştı.

Altay, Dink ailesinin avukatlarının Savcılık aracılığıyla yönelttiği 9 kritik soruya yanıt verdi. Altay, cinayet öncesi Hayal’in Dink’i öldürmeye yönelik hazırlık yaptığı konusunda Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürleri Engin Dinç ve Faruk Sarı ile Terörle Mücadele Şubesi tarafından kendisine Hayal ve Dink konusunda herhangi bir bilgi verilmediğini, il emniyet ve asayiş toplantılarında da bu konunun gündeme gelmediğini ileri sürdü.

Göreve başlamasından 3 ay önce Trabzon Emniyeti’nin Yasin Hayal’in Dink’i öldürmeyi tasarladığını anlatan 15 Şubat 2006 tarihli F-4 raporunu ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilen yazıyı da görmediğini savunan Altay, kendisinden önceki Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek ile İstihbarat Daire Başkanı olduğu için zaman zaman telefonda görüştüklerini, ancak Dink konusunda görüşmelerinin olmadığını söyledi.

‘Çeçenistan'la alakalı'

İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in, kendisine Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğunu, ancak buluşmalara gelmediğini, agresif olduğunu söylediğini anlatarak “Ben de fonksiyonunu, etkinliğini, faydasını sordum. Bana özellikle Çeçenistan’la bağlantılı aşırı sağcı gruplarla irtibatlı olduğunu, bunlarla ilgili haber getirdiğini söyledi.

‘Bilgi verilmedi'

Dinç’in, Erhan Tuncel’in Dink konusunda bilgi aktardığına dair bir açıklama yapmadığını söyleyen Altay, Tuncel’in görevden çıkarılmasının gündeme geldiği dönemde de Dink ile ilgili emniyete bilgi getirdiğine dair kendisine birşey söylenmediğini ileri sürdü.

Altay “Dink hakkında Yasin Hayal isimli şahıs tarafından yapılması planlanan suikast konusunda bir emniyet müdürü olarak bilgilendirmem gerekiyordu. Ancak böyle bir bilgilendirme yapılmamıştır” dedi.

Altay, Erhan Tuncel’in cinayetten bir gün sonra Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde 14 saat tutulduğunu da olaydan çok sonra öğrendiğini iddia etti. Altay, kendisine bilgi verilmesi halinde neler yapacağını ise şöyle anlattı:

‘Her türlü tedbiri aldırdım'

“Dink’e yönelik cinayet hazırlıklarından hiçbir şekilde haberim olmamıştır. Bu cinayet bölgesinde, bu hazırlıklar konusunda bilgilendirilmiş olsaydım her türlü tedbiri alırdım. Fiziki ve teknik takip kararları alıp uygulamaya koyardım. Diğer illerle ve Ankara Daire Başkanlığı ile irtibat kurardım. Yoğun çalışmalar yapar, her halükarda eylemin önüne geçilmesine yarayacak her türlü tedbiri aldırırdım. Bu anlamda icap etmesi halinde Yasin Hayal ve üye olduğu belirtilen örgüte yönelik operasyonu yapardım.”

Yasin Hayal’in ismini cinayetten sonra makam odasındaki TV’de oğlunun görüntülerini izleyen Ogün Samast’ın babasından aldığı ileri süren Reşat Altay bunun ardından Hayal ve arkadaşlarının gözaltına alınması talimatını verdiğini söyledi.

Dosyaya girmeyen kanıt

Altay, cinayetten 5 gün sonra Organize Şube Müdürü İsa isimli şahsın gelerek bir uyuşturucu olayı sırasında elde ettikleri bir telefon görüşmesinin kayıtlarını verdiğini anlattı. Altay, bu kayıtlarda Asayiş Şubesi’nde görevli ve ismini hatırlayamadığı bir polis memuru ile takip edilen bir şahıs arasında Dink cinayeti ile ilgili 20 ve 21 Ocak 2007’de yapılmış iki görüşmenin kaydığının bulunduğunu belirterek “Uyuşturucu işiyle uğraşan şahıs, polis memuruna cinayeti işleyen kişiler hakkında bilgi sahibi olduğunu ima eder tarzda bildiriyordu” dedi. Altay kayıtları Başsavcıya aktardığını ve adı geçen şahıslarla ilgili ek dinleme kararı aldığını söyledi. Altay, ifadesinin sonunda konunun açıklığa kavuşturulmasını kendisinin de istediğini belirterek “Bana düşen herhangi bir görev varsa yapmaya hazırım. Ayrıca olay öncesinde ve sonrasında benim herhangi bir ihmalimin kastımın olmadığını belirtmek istiyorum” dedi.

Dink ailesi: Trabzon emniyeti cinayete iştirak etti

Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Altay’ın bu ifadesine ilişkin olarak Rize Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe vererek Trabzon Emniyeti’nin Dink cinayeti hazırlığını önceden bildiğinin kesin olarak ortaya çıktığına dikkat çekti ve bu bilgiyi Altay’a aktarmadıkları iddiasının çok ciddi bir iddia olduğunu belirtti. Bakırcıoğlu, “Trabzon Emniyeti görevlileri Dink cinayetine TCK 83 anlamında (ihmal suretiyle kasten öldürme) eylemsiz kalarak iştirak etmiş ve cinayetten sonra delilleri değiştirmiş, gizlemiş ve yok etmişlerdir” dedi.

Dilekçede, Trabzon Emniyet görevlilerinin gerçekten Altay’a bilgi vermemiş olması halinde bile Altay’ın “gerekli disiplini, koordinasyonu ve bilgi akşını sağlayacak iç düzenlemeyi yapamaması” nedeniyle sorumlu olduğu belirtildi.