Hrant Dink Vakfı’na 27, 28 ve 30 Mayıs’ta e-posta yoluyla tehdit mesajları gönderen ve zincirleme tehdit suçlamasıyla yargılanan Hüseyin Ateş ve Ersin Başkan, çıkarıldıkları ikinci duruşmada tahliye edildi.
İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmaya iki sanık tutulduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma salonunda Hrant Dink Vakfı avukatları ve sanıkların avukatları katıldı.
Diken'den Cana Coşkun'un aktardığına göre duruşma hâkimin iddianameyi okumasıyla başladı. Ardından sanık Ersin Başkan’a söz hakkı verildi. Sanık Başkan, “Hrant Dink Vakfı’nın basın açıklamasını gördüğüm için tepki amaçlı e-postayı attım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum” dedi.
Hâkimin sanık Başkan’a soruşturma aşamasında verdiği ifadeyi okuduktan sonra sanığa sormadan önceki beyanını kabul ettiğini yazdırması dikkat çekti.
Duruşma savcısının da kendi masasında bilgisayar ekranı olmadığı için hâkimle yan yana oturduğu görüldü.
Başkan’dan sonra söz hakkı sanık Hüseyin Ateş’e verildi. Ateş şunları söyledi:
“Ben bu olaylar yaşanmadan önce internette gördüğüm videolar nedeniyle sarsılmıştım. Üyelerin bu durumdan haberleri olsun diye bilgi vermek istedim. Psikolojik ilaçlar kullanıyorum. O gün ilaç kullanmamıştım. Tehdit etmek istemedim, Türk bayrağına yapılan hakareti görünce yazmak istedim. Burada da ilaç kullanıyorum, hatta dozu da yükseltildi. “
Sanıkların avukatı da müvekkillerinin beyanına katıldığını söyledi.
Ardından Hrant Dink Vakfı avukatlarına söz hakkı verildi.
Avukat Deniz Dink, sanık Hüseyin Ateş’e soruşturma aşamasında Fethiye Çetin’in fotoğrafını gördüğünü söylemesi ile ilgili sorular sordu. Dink, Ateş’e Fethiye Çetin’in fotoğrafını kimin gösterdiğini, onu en son ne zaman gördüğünü ve neden özellikle Fethiye Çetin’i hedef aldığını sordu. Sanık Ateş de, Çetin’i şahsen tanımadığını kaydederek şunları söyledi:
“Televizyonda, internette gördüğüm açıklamalarından dolayı kendisini biliyorum. Kendisine mektup yazıp özür de diledim. Onu en son Instagram’da gördüm. Sürekli onun açıklamalarını gördüğüm için onun adını verdim. Benim hiçbir terör örgütüyle de ilgim yoktur.”
Ardından Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu söz aldı. Hrant Dink cinayeti öncesinde de benzer tehditler yapıldığını anımsatan Bakırcıoğlu, şöyle konuştu: “Bir atmosfer yaratılmış ve Hrant Dink öldürülmüştü. Bu tehditler ciddi tehditlerdir. Sanıklardan şikayetçiyiz ve davaya katılmak istiyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili yürüttüğü soruşturma belgelerini de inceleyip beyanda bulunacağız.”
Bunun üzerine sanıklar tekrar söz aldı. Sanık Hüseyin Ateş “Hrant Dink Vakfı’nın nasıl güzel işler yaptığını cezaevinde öğrendim. Onlardan özür dilemeye hazırım” dedi. Sanık Ersin Başkan da “Bu kadar ciddi bir tehditse basınla ve kamuoyuyla neden paylaşılıyor da savcılıkla paylaşılmıyor” diye sordu.
Duruşma savcısı da sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Hâkim ara kararında sanıklarla katılanlar arasında uzlaştırma işlemlerinin yapılabilmesi için dosyanın bir suretinin Uzlaştırma Bürosu’na gönderilmesine karar verdi.
Sanıkların ruh sağlığının yerinde olup olmadığını tespiti için Adli Tıp Kurumu’na yazı yazılmasına hükmeden hakim, sanıkların tutuklu kaldıkları süre, suç vasfının değişme ihtimali, tutuklamanın bir tedbir olması ve ölçülülük ilkesi dikkate alınarak tahliye edilmelerine karar verdi.
Hüseyin Ateş 31 Mayıs’ta, Ersin Başkan ise 2 Haziran’da tutuklanmıştı.