Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, yargının sıkıntılı süreci aşması için hâkimlerden destek isteyerek, "Bir ülkede barış, huzur ve güven içinde yaşayabilmek, her şeyden önce yargının hak ve adaletin gerçekleşmesi noktasında göstereceği etkinliğe, isabetli, güvenli ve zamanında karar verebilmesine bağlıdır. İyi bilinmelidir ki ihtirasları dizginleyecek olan, hakim ve savcıların verecekleri adil kararlardır" uyarısında bulundu.
Söcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Yılmaz, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında 4500 civarında meslekten ihraç edilen hâkim ve savcıya rağmen mevcut kadroların büyük özveriyle adaletin gerçekleşmesi için çaba gösterdiğini belirtti. Dört hakim ve savcıdan birinin ihraç edilmesi, nüfus artışı ve dava sayısında ki artışla yargının yükü giderek artarken bir yandan da hakim ve savcı açığını kapatmak için çalışmalar yapılıyor. Yargının sıkıntılı süreci aşması için herkesten destek isteyen HSK Başkanvekili Yılmaz, Anadolu Adliyesi'nin çıkardığı dergiye yolladığı yazısında yargı personeline şu mesajları verdi:
“Bir ülkede barış, huzur ve güven içinde yaşayabilmek, her şeyden önce yargının hak ve adaletin gerçekleşmesi noktasında göstereceği etkinliğe, isabetli, güvenli ve zamanında karar verebilmesine bağlıdır. İyi bilinmelidir ki birbirine aykırı çıkarları dengeleyecek, diğerlerini yok etmek isteyen ihtirasları dizginleyecek olan, hakim ve savcıların verecekleri adil kararlardır. Fedakar Türk hakimleri, adalet terazisini, ‘namus ve vicdan' diye kenetlenen elleriyle, yalnız ve yalnız hakkın gerçekleşmesi için tuttuklarının hep bilincinde olacaklardır. Hakim ve savcılarımız ile adalet personeli, her yıl artan nüfusa, çığ gibi büyüyen hukuki ve cezai ihtilaflara, kadro eksikliğine, hain darbe girişiminin yarattığı olumsuzluklara rağmen büyük bir özveriyle adaletin gerçekleşmesi için çaba harcarken zamanı, emeği ve mali kaynakları mümkün olduğunca ekonomik kullanmak ve yargıyı her türlü yanlış değerlendirme ve tartışmaların dışına çekmek zorunluluğunu da görevinin gereği kabul etmiştir.”
“Yargı gücünü Yüce Türk Milleti adına kullanan hakim ve cumhuriyet savcılarımızın demokrasi ve cumhuriyeti koruma, millet iradesine sahip çıkma konusunda bugüne kadar verdikleri tavizsiz mücadeleyi bundan sonra da sürdürmeye kararlı olduklarına ve bunu hem bir görev hem de bir ahlak ve vicdan borcu olarak gördüklerine olan inancım tamdır. Değerli meslektaşlarım; alnınız ak, yüreğiniz sıcak, hükmünüz berrak, adaletiniz tam olsun; sonsuza dek ülkemiz birlik ve bütünlük içinde, milletimiz mutlu ve huzurlu, demokrasimiz daim, Cumhuriyetimiz güçlü olsun.”