TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’nda, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) 7 üyesinin belirlenmesi için yapılacak aday seçimi bugüne bırakıldı. CHP ve HDP’nin terk ettiği komisyona üyelik için başvuran 83 adaydan, özellikle avukatlar kontenjanından başvuran isimlerin çoğunluğunun AKP ile bağlantısı olması dikkati çekti. Komisyonun CHP’li üyesi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, T24’e, "Meclis'in sanki mürekkebi bitmiş gibi üzerinde hiçbir şey yazmayan içinde adayların CV’lerinin yer aldığı bir kitapçık göndermişler" dedi. Adayların güvenlik soruşturmasından geçip geçmediklerine dair bir belgenin de olmadığını vurgulayarak Aldan, "Son derece ciddiyetsiz işler. Öyle başvurular var ki; örneğin bir avukat geçmişte hafızlık yaptığından bahsediyor ve hocanın talebesiydim diye referans göstermiş. Sanki HSK üyesi değil de hafız seçeceğiz" yorumunda bulundu.
Türk yargısında en etkin kurulun seçileceğini hatırlatan Aldan, "Anlaşılan odur ki, 2 siyasal partinin mutfağında hazırlanmış kişilerin listesi oylanacaktır. Bunun bir kere bu Komisyon'a büyük bir haksızlık ve saygısızlık oluşturduğunu düşünüyorum" dedi.
CHP’li Aldan’ın T24’e ve Komisyon'nun dünkü toplantısında tutanaklara yansıyan değerlendirmeleri şöyle:
Anlaşılan odur ki, 2 siyasal partinin mutfağında hazırlanmış kişilerin listesi oylanacaktır. Bunun bir kere bu Komisyona büyük bir haksızlık ve saygısızlık oluşturduğunu düşünüyorum. Neden derseniz? Bizi bir anlamda hiçe sayıyor, sadece bu anlamda bu düzenlemeye iştirak etmeyecek insanlara değil, bu oylamada yer alacak olanlara da. Bir Yargıtay ve Danıştay üyesi eğer buna aday olmuşsa, bir Yargıtay ve Danıştay üyesi için en önemli kanıt hâl kâğıtlarıdır. Bu kişiler müfettişlerce denetlenirler, ömürleri boyunca her iki senede bir bunların bütün kişilik özellikleri ayrıntılarıyla, temayülleri, zaafları, uygun olmayan davranışlarının hepsi o hâl kâğıtlarına kaydedilir.
Eğer gerçekten bir ciddiyet söz konusu olmuş olsaydı bu işte, bizim önümüze kişilerin verdiği birtakım belgelerin -hatta kimi fotoğrafsız- birer fotokopileri çektirilip önümüze, masamıza konmazdı. Belli ki tamamıyla buradaki Komisyon üyeleri de onların önlerine bir liste konacak, onlar bu listeye oy vereceklerdir. Eğer hâl kâğıtları gelmiş olsaydı çok farklı şeyler görürdük. Her şeyden öte bu kişilerden pek çoğunun hakkında ben soruşturma yaptım vakti zamanında, ben biliyorum çünkü ne olduklarını ne olmadıklarını. Elbette ki çok değerli insanlar da var bu listede, hakikaten hangi siyasi düşünceye sahip olursa olsun vicdanına, hukuki bilgisine değer verdiğim insanlar da var. Ama bunu bu 1 sayfadan ibaret o kişinin kendisine özgü yazdığı birtakım CV’lerle değerlendirmemiz mümkün olamaz. Gönül isterdi ki, madem, bu işte bir ciddiyet payı olsaydı ki, bu insanlar tek tek gelirlerdi, kendilerini bize anlatırlardı. Bunlar Türk yargısının geleceğinde söz sahibi olacak insanlardır. Yargıtay'a kim seçilecek, bunlar seçecek. Kim meslekten ihraç edilecek, bunlar ihraç edecekti. Kim terfi edecek, kim ağır ceza mahkemesi başkanı olacak, kim cumhuriyet başsavcısı olacak, bunlar tayin edecekti. İnsanların eş durumundan tayinlerini bile bunlar tayin edecekti. Bu, oldukça önemli bir müessese ve bu seçimi yaparken hangi kritere dayanacağız, hangi kriter? Yani şu sayfada yazılanlardan hangi kriterlerden nasıl bir çıkarım yapacağız, nasıl? Bir siyasal partiye en çok bağlı olana mı oy vereceğiz, yoksa görüntüsüne mi, yoksa değişik kişilerden olan referansın a mı oy vereceğiz? Biz bunları tanıyor muyuz değerli arkadaşlarım, ciddi olalım lütfen. Kaç kişi tanıyoruz burada? Hangileriyle irtibatımız oldu? Hiçbiriyle bizim irtibatımız olmadı."