T24 - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hâkim ve savcıların terfilerinde artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatını dikkate alarak karar verip vermediklerine bakacak.
Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, (HSYK) hâkim ve savcıların terfisinde ‘AİHM kriterini’ getirdi. Verdiği kararla Türkiye’nin AİHM’de mahkûm olmasına neden olan hâkim ve savcının durumu HSYK tarafından değerlendirilecek. Eğer ihlale konu olan karar, yargı mensubunun mevzuattan değil, ‘takdir yetkisinden’ kaynaklı ise hâkim ve savcının terfisini olumsuz etkileyecek.
Mesut Hasan Benli'nin Radikal'deki özel haberine göre; HSYK, hâkim ve savcıların yükselmesine ilişkin olarak yayımlandığı “ilke kararlarına” yükselme esaslarına “Kanun yolu incelemesinde geçen işleri” ibaresini de ekledi. HSYK, bu ibarenin, hâkim ve savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce incelenen işleri de kapsadığına dikkat çekti.
Söz konusu yeni düzenlemeye göre, AİHM tarafından incelenen dosyalarda Türkiye’nin aleyhine sonuçlanan karar verilmesi durumunda, ihlale neden eylem tespit edilecek ve eylemi yapan hâkim ve savcının terfisinde göz önünde bulundurulacak. Bu kapsamda HSYK, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yazarak, “AİHM kararlarının hâkim ve savcılar tarafından takip edilmesini sağlamak ve ihlalleri azaltabilmek amacıyla AİHM kararlarının terfilerde dikkate alınmasına karar verilmiştir” dedi.
HSYK’nın bakanlığa yazdığı yazıda, AİHM kararlarının tercümesinin yapılarak bütün hâkim ve savcıların erişimine açılması istenilerek, şu taleplerde bulunuldu:
“Ülkemizi ilgilendiren kararlarda insan hakları ihlaline neden olan eylemlerin belirlenmesi, ihlale neden eylemi gerçekleştiren hâkim ve savcıların tespiti, söz konusu kararın ihlale neden olan hâkim ve savcıya tebliği, ihlale neden olan hâkim ve savcıların kararla birlikte Kurulumuza bildirilmesi talep olunur.”
Radikal’e konuşan bir HSYK yetkilisi, uygulamanın HSYK Genel Kurulu kararıyla başlatıldığını, takibinin ise HSYK 2. Dairesi tarafından yapılacağını belirterek, “AİHM’nin tespit ettiği ihlal kararı mevzuattan kaynaklı ise hâkim ve savcının terfisini etkilemeyecek.
Ancak AİHM’in takdir ettiği ihlal, hâkimin ‘takdir yetkisinden kaynaklı’ ise bu durum, hâkim ve savcının terfisinde göz önünde tutulacak. Uygulamanın yeni olması nedeniyle nasıl bir yöntemle yürütüleceği zamanla oturtulacak. Bu uygulamayla Türkiye’nin AİHM’deki mahkûmiyetlerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır” dedi.
AİHM eski yargıcı CHP Milletvekili Rıza Türmen, AİHM kararlarının Türkiye’deki yargıçlar tarafından ‘kasıtlı’ olarak görmemezlikten gelindiğini belirterek “Uzun zamandan beri bunun üzerinde duruyorduk. Anayasanın 90. maddesi var. Ne diyor bu madde? ‘AİHM kararları ile Türk yasaları arasında bir çelişki olursa burada esas olan AİHM kararlarıdır’ diyoruz. Yani, kendi anayasamızda AİHM kararlarını, kendi yasalarımızın önüne geçiriyoruz. İkincisi bunları içselleştiriyoruz. Bu olmasa bile taraf olunan uluslararası sözleşmelere tarafız bunun gereğini yapmak zorundayız. Kâğıt üzerinde yazılı olan bu yükümlülüklere rağmen, Türkiye’de yargıçlara, AİHM kararlarını okutamıyorsunuz. Ya da okutuyorsunuz görmemezlikten geliyorsunuz. Böylece AİHM kararları Türkiye’de uygulanmıyor. Bu Türkiye aleyhine çok sayıda karar çıkmasına neden oluyor. AİHM’nin Avrupa’da oluşturduğu hukuk alanına uyum sağlamıyorsunuz. Bir çok insan hakkı ihlali de bundan kaynaklanıyor” diye konuştu. Türmen, AİHM’nin tutuklamalara ilişkin kararlarına da dikkat çekerek şöyle devam etti: ”En önemli sorunlardan bir tanesi de tutuklama. Tutuklama kararı veren yargıçlar, AİHM kararlarını, açıkça görmemezlikten geliyor ısrarla ve inatla. Gene onlarca, yüzlerce karar çıkıyor. Kasıtlı görmemeye karşı bir şey yapmak lazımdı. Yapılacak şeylerden biri, HSYK’nın hâkimlerin terfilerinde ve tayinlerinde verdikleri kararlara AİHM’de ihlale yol açıyorlar mı açmıyorlar mı? Bu göz önünde tutulsun. Etkili bir yaptırım olarak uygulanırsa AİHM’de Türkiye aleyhine çıkan kararlar azalacaktır.”