T24 -
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'le ilgili soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın yetkisinin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından kaldırılmasına en sert tepki AKP'den geldi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, HSYK'nın kararını yargının bağımsızlığına alenen müdahalesi olarak nitlendirirken, CHP Grup Başkanvekili Süha Okyay yaşananlarla ilgili olarak, "Anayasa'nın açık hükümlerini yok farzederek yeni bir hukuk yarattılar. HSYK da tepkisini böyle gösterdi" açıklamasında bulundu. MHP adına açıklamada bulunan parti genel sekreteri Cihan Paçacı, yargının bağımsızlığına gölge düşürecek olaylar yaşandığını, bunu temel sebebinin hükümetin yargıyı siyasallaştırma çabası olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı'nın duruma müdahele etmesi gerektiğini söyledi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, HSYK'nın kararının geçici bir tedbir olduğunu belirtirken, özel yetkili savcıları "eski Devlet güvenlik Mahkemesi yerini alanlar" olarak tanımladı. Yargıtay Ceza Kurulu Onursal Başkanı Osman Şirin NTV'de yaptığı açıklamalarda Yargıtay'ın siyasallaşması için hükümet ve muhalefetin hoyratça davrandığını söyleyerek, yargının böyle bir tutuklama yapmasının çok ciddi bir olay olduğunu söyledi. Bu olayın günlerce sürecek bir tahkikat için müfettiş istenmesinin o başsavcının günlerce cezaevinde kalması anlamına geleceğini ifade eden Şirin, bu durumun bir infaz olacağını bu nedenle de HSYK'nın aldığı kararın doğru olduğunu açıkladı. Dün (16 Şubat 2010) Erzincan Adliyesi'ndeki odasının ve evinin aranması sonrası, sorgulanmak üzere Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in sabah saatlerinde tutuklanmasının ardından gelen HSYK'nın Cihaner'le ilgili soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Başsavcı Osman Şanal'ın "yetkilerini elinden alması" kararı eleştirilere yol açtı. Türkiye tarihinde ilk olan bir Cumhuriyet Savcısı'nın sorgulanması, makamındaki odasının ve evinin aranması, tutuklanmasının ardından HSYK'nın bu kararı da "yargıda deprem" olarak nitelendirildi.Konuyla ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde en sert eleştiri AKP cephesinden geldi. AKP adına konuşan parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, HSYK'nın suç işlediğini ifade edereken, MHP Cumhurbaşkanı'nı göreve çağırdı. 'HSYK suç işlemiştir'CNN Türk'e konuşan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ HSYK kararlarının tamamen huhkua aykırı olduğunu ifade ederek yaşananların, Ceza Kanunu anlamında HSYK'nın suç işlediğini ifade etti:"Yargının bağımsızlığına alenen müdahaledir. Toplanıyor, karar alıyor, soruşturma yürüten savcının yetkisini kaldırıyor. Bu ne demek? Soruşturmayı bitirin demek, yargıya müdahale demek, bir takım kişilerin imtiyazı var demek, suç isnadı varsa soruşturmayın demek. Bu, siyasallaşmış yargının somut bir örneği değil mi? Hükümetin açılan davalara en ufacık bir tesiri var mı? Ceza Kanunu anlamında HSYK üyeleri suç işlemiştir."'HSYK tepkisini böyle gösterdi'CHP adına konuşan Grup Başkanvekili Süha Okyay ise Erzurum Başsavcısı ve kimilerinin derebeyi anlayışıyla kendi hukuklarının yarattıklarını söyledi:"Herkesin gözü önünde kişilerini kendi yarattığı hukukla hukuksuzluk sürüyor. Bu, kimi hukuk adamlarının eliyle kararlılıkla devam ediyor. Nihayet gelinen noktada Erzurum Başsavcısı ve kimileri derebeyi anlayışıyla kendi hukuklarını yarattılar. Anasayanın açık hükümlerini yok farzederek yeni bir hukuk yarattılar. HSYK da tepkisini böyle gösterdi."'Cumhurbaşkanı olaya el koymalı'MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, HSYK kararının kurum içinde ciddi bir mücadelenin kararı olduğunu belirterek, cumhurbaşkanı'nın duruma el koyması gerektiğini söyledi:"Yargının bağımsızlığına gölge düşürecek olaylar yaşanıyor. Temel sebebi hükümetin yargıyı siyasallaştırma çabaları. Yargıda birbiriyle tamamen zıt kararlar çıkıyor. Bu kadar açık bir hadisede iki ayrı kararın olması başkta türlü izah edilemez. Özel görevli olan başsavcının almış olduğu kararın yetki aşımı olduğunu ifade eden HSYK kararı bunun neticesi. Kurum içindeki ciddi bir mücadelenini işareti. Sayın Cumhurbaşkanı olaya el koymalı, çünkü görevi devlet organlarının uyumlu çalışması."Eski Adalet Bakanı Türk: Yargıda depremEski Adalet Bakanları'ndan Hikmet Sami Türk, özel yetkili savcılar için "eski Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) yerinin alanlar" tanımını kullanarak, HSYK'nın kararının geçici bir tedbir olduğunu vurguluyor:"Gerçekten yargıda bir deprem. Öyle anlaşılıyor ki Erzincan'da görevini yapan bir başsavcı tarafından eski DGM'lerin yerini alan özel savcılar tarafından bir soruşturma ve sonunda tutuklama kararı veriliyor. Sadece bir şüphe oluştuğuna ilişkin karar değil, şüphelinin kaçması, delil karartması ihtimali de olması gerekiyor. HSYK'nın aldığı karar geçici bir tedbirdir. Tüm detaylarıyla ortaya çıkarılması için Erzincan'a bir müfettiş gönderilmesi gerekiyor. Tutuklanan savcı hakkında yargılama aşamasına gidilirse, zaten yargılama Yargıtay'da yapılacaktır. O bakımdan Yargıtay da şimdiden harekete geçmesi gerekir. Herkesin kanunla kendine verilen yetkinin sınırları içinde olması gerekir. Yargıç bağımsızlığı da son derece önemlidir. Eğer bir hâkimin dahi hukuki güvencesi yoksa, o zaman bu ülkede hukunun ne durumda olduğu tartışılır."'HSYK'nın kararı doğrudur'NTV’de Oğuz Haksever’in programına konuk olan Yargıtay Ceza Kurulu Onursal Başkanı Osman Şirin, hem meslektaşlarını hem siyasileri şu sözleriyle “hukukun üstünlüğüne” çağırdı:“Cumhuriyet Başsavcısı yaptığı soruşturmayla ilgili olarak bazı iddialar doğrultusunda yakalanmış özel yetkili mahkeme tarafından tutuklanmış. HSYK normal prosedür olarak Adalet Bakanlığı’ndan müfettiş istese günlerce süren bir soruşturma söz konusu olacaktı. Bunu mu istiyorlar? Kendilerini bir ilin cumhuriyet başsavcısının yerine koysunlar. Türk yargısı zaten sorgulanır bir duruma getirildi. İki senedir Türkiye’de öyle işlemler var ki son derece üzücüdür. Tuz kokarsa umut biter diyorlar, doğrudur. Yargının faaliyetlerini siyasallaştırmak için iktidar ve muhalefet hoyratça davranmaktadır.” Şirin, “Peki bu anlama geliyor” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Yargının bu tarzda bir tutuklama yapması çok ciddi bir olaydır. Günlerce sürecek bir tahkikat için müfettiş istenmesi o başsavcının günlerce cezaevinde kalması anlamına gelecektir. Tutuklama infazın başlaması demektir. Bu nedenle HSYK’nın aceleci davranması ve böyle bir karar alması kesinlikle doğrudur. Buradan sesleniyorum ki artık tutuklama yapan yargıçlarımız çok daha dikkatli olmalıdır. Kendilerini herhangi bir sıfatı olsun olmasın, sade vatandaşların yerine koyarak karar almaları gerekiyor. Eğer bu böyle olmazsa, birilerinin yargıyı diledikleri gibi şekillendirmesine alet olacaklardır. Sonuç olarak ben HSYK’nın aldığı bu kararı doğru buluyorum.”