Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'liler ile Hüda-Par yanlıları arasında çıkan ve 2 kişinin ölümü, 3 kişinin de yaralanmasına neden olan olayların ardından Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Diyarbakır'da parti binasında basın toplantısı düzenledi. Yılmaz, olayın "çözüm sürecini provoke olduğunu" savunarak, "HDP, DBP ve PKK'nın içlerinde iyi niyetli olmayan kişileri tasfiye etmesini" istedi.
Yılmaz, "Ne zaman süreçle ilgili olumlu bir mesaj verilse PKK, YGD-H çevreleri tarafından bizim partimize yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor. Bizim partimiz üzerinden kendilerine göre çözüm sürecini sabote etme veya farklı mecralara çekmeye çalışıyorlar. Bunun da sorumlusunun PKK tarafı olduğu düşüncesindeyiz" dedi.
Toplantıya önemli bir telefon görüşmesi nedeniyle geç başladığını belirten Yılmaz, soru üzerine telefonla DTK Genel Başkanı Hatip Dicle ile görüştüğünü söyledi. Yılmaz, görüşmenin detaylarını soran gazetecilere, "Sonuçta üzgün olduğunu, bu olayı tasvip etmediğini özellikle DBP Eş Başkanı'nın yapmış olduğu açıklamayı tasvip etmediğini yanlış olduğunu belirtti" dedi.
Yılmaz, parti olarak barış ve huzurun hakim olması için ellerinden gelen sağduyuyu yaptıklarını; ancak provokatif saldırılarda bulunan, alet olan kesimlerin kendi yaptıkları eylemleri partilerinin üzerine yıkmaya çalıştıklarını söyledi. YDG-H'lilerin Cizre'de parti üyelerinin evlerine dün gece saldırdığını 1 kişinin öldüğünü ve bir çok evin yakıldığını iddia eden Yılmaz, "Bütün bu gelişmelere baktığımızda, tam da hükümet ile İmralı'nın ya da PKK tarafının bundan sonra kamu düzeni sağlanacak, eylemler kesilecek, YGD-H eylemlerini kesecek şeklindeki beyanlarından sonraya denk gelmesi, bu da bizi düşündürüyor. İşin içinde derin ellerin olduğu noktasında Hatip Bey'le hem fikiriz. O da bunu dile getirdi. Fakat bu karanlık yapılara kimin alet olduğu noktasında düşünülmesi ve bakılması gerekiyor. Ne zaman süreçle ilgili olumlu bir mesaj verilse PKK, YGD-H çevreleri tarafından bizim partimize yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor. Bizim partimiz üzerinden kendilerine göre çözüm sürecini sabote etme veya farklı mecralara çekmeye çalışıyorlar. Bunun da sorumlusunun PKK tarafı olduğu düşüncesindeyiz. Özellikle DBP, HDP'nin yetkililerinin de medya karşısında vermiş olduğu sorumsuz açıklamaların bunda rolü vardır" dedi.
Dün DBP Cizre teşkilatının Hüda-Par'ı ziyaret ettiğini belirten Yılmaz, "Ziyaretin ardından bu saldırı gerçekleşiyor. Vatandaşa, esnafa, partimize yapılan saldırılar kamu düzenini bozucu eylemler sayılmıyor. Devleti, hükümetin kamu düzeninden anladığı kamu kurumlarının ve görevlilerinin güvenliğidir. Yasin Börü olayında olduğu gibi saatlerce müdahale edilmeyecek, danışıklı bir şekilde birisi ben saldıracağım, diğeri de sen müdahale etme. Böylece ortaklaşa bir derinlerde olan bir plan olabilir. Bunun üzerinde biz müdahale etmeyeceğiz. Hükümet yetkilileri de bizim yaşadığımız mağduriyet üzerinden mağduriyetleri ağzına dolayacak neticede süreçle ilgili siyasal alanda kendine bir nevi malzeme bulmuş olacak. Biz bunu kabul edemeyiz. Kamu güvenliği sağlanacaksa öncelikle bunun içerisine Hüda-Par'a olan bütün saldırıların kesilmesi de içine alınmalıdır. Sivillere yönelik, esnafa yönelik yol kesmeler gibi her türlü eylem kamu düzenini bozucu eylem içerisine girmeleridir. Sürecin işlemesi buna bağlanmalıdır. Eğer bu yapılmazsa o zaman biri provokatör diyecek, benim alakam yok diyecek, biri polisini göndermeyecek. Bu iş böyle işlemez. Rayına oturtmalıdır ama bu şekilde değil" dedi.
Yılmaz, partilerine yönelik saldırıları kabul edemeyeceklerini belirterek, "Hükümet, devlet, PKK, HDP, DBP çevreleri bu anlayıştan şu ana kadar ki bakış açıları ve yaklaşımından vazgeçmelidir. Hüda-Par ve camiası bu bölgenin bir gerçeğidir. Burada var olacaktır, siyaset yapmaya devam edecektir. Herkes bunu kabullenmek zorundadır. Buna aksi bu durum kabullenemez. DBP'nin yapmış olduğu açıklamalar yangına benzin döker mahiyettedir. DTK Eş Başkanı Hatip Bey'le görüşmemizde mutabık kaldığımız konu vardı. Bu saldırının bir provokasyon olduğu ve provokatörlerin de mahkum edilmesi yönündeydi. Maalesef DBP'nin açıklaması tam tersine fırsatçılık ve bu arada Hüda-Par'ı nasıl mahkum ederim olayları nasıl ters düz edebilirimin klasik mantığı içinde gerçekleşti. Gerçekten çözüm istiyorlarsa, Hüda-Parla iyi ilişkiler gerçekleştirmek istiyorlarsa açıklamalarına dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.