Hukukçu Figen Çalıkuşu, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili önemli yürütülen soruşturmaya atanan ikinci savcının MHP'li yöneticiler ile yakınlığını vurgulayarak, "MHP’li siyasilerle fotoğrafları olan savcıya teslim bu soruşturma. HSK, bu savcıyı görevden almak zorunda" dedi.
Gazeteci Erk Acarer'in YouTube programına konuk olan avukat Figen Çalıkuşu, Sinan Ateş cinayetine ilişkin açıklamalarda bulundu. Tüm toplum vicdanını rahatsız eden cinayetin üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen tetikçinin, failin hala bulunamadığını ifade eden Çalıkuşu, soruşturmayı yürüten savcıya dikkat çekerek, "MHP’li yöneticilerle siyasilerle fotoğrafları olan savcıya teslim bu soruşturma. Bunu izleyen bir Hâkimler Savcılar Kurulu var ve 'Sinan Ateş’in katili Meclis'te' diyen bir yakın var ama bu soruşturmada hâlâ hiç bir ilerleme yok" dedi.
Türkiye'deki sokak çetelerine ve uyuşturucu trafiğine değinen Çalıkuşu, "Eskiden Türkiye transit ülkeydi uyuşturucu trafiğinde. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün narkotik raporunda da var ben söylemiyorum kendileri de söylüyor. Artık hedef ülke pazar ülke Türkiye. Eskiye göre fark nedir? Eskiden ulaşılması bu kadar kolay değildi. Şimdi daha kolay sentetik madde üretimi var. Daha ucuzlatılmış vaziyette tabi. O yaygınlaşmayı kolaylaştırıyor. Buna bağlı olan, suç işlemiş ve polisin, bürokrasinin elinde olan, her an tehdit edilerek, 'seni içeri atarım, şu kadar cezanı yenilerim' diyecekleri insanlara her türlü suçu işletmeleri mümkün. Onlar o suçu işliyor, aynı zamanda kendilerinin de müthiş bir suç işleme özgürlük alanını kendilerine açıyor. Sinan Ateş cinayetinin altında da böylesine rantsal bir paylaşım var" ifadelerini kullandı.
70'li yıllardaki faili meçhul cinayetleri hatırlatan Çalıkuşu, "Geçmişte 70'li yıllarda gençlik olaylarında, sağ-sol çatışmasında bir takım cinayetler gördük. Hoş o zaman bile aynı silahla her iki taraftan insanların öldürüldüğünü de bir zaman sonra öğrendik. Fakat ben şimdi yanılmıyorsam, ilk kez bir siyasi cinayeti, kendi taraflarından geliyor. Tabii o yüzden deprem oldu, ülkücüler MHP içinde tabi tüm toplum vicdanında. Neden? Çünkü biz arınamıyoruz. Neden? Bu kan alan canavar sürekli tehdit çekiyor ve karşımıza çıkıyor. Artık mahalle bazında inmiş, her türlü suçu işlemeyi gözü kesiyor. Adam zaten sabıkalı, çok ciddi bir suç haritası var, uyuşturucu müptelası uyuşturucu ticaretine rantına bulaşmış her suçu işleyebilir. Şimdi haklı olarak da bu yaygınlaştı" dedi.
Sinan Ateş cinayetinden sonra yaşananları hatırlatan Çalıkuşu, görevden alınan ve yerine görevlendirilen savcının MHP'li yöneticilerle yakınlığına dikkati çekti. Çalıkuşu, şöyle devam etti:
"Sinan Ateş olayında da mesela akrabası, dayısı ne dedi; 'katil Meclis'te' dedi. Bu çok önemli. Herkes her şeyi takip ediyor biliyor ama korku iklimi neticesinde bunun üzerinde durulmuyor. Neden böyle bir şey deniliyor? Neredeyse bir ay olacak hala tetikçi nerede bilemiyoruz yaşıyor mu bunun da bilmiyoruz. Tetikçiyi kaçırdığını iddia eden bir kişi bir milletvekilinin evinden zorla alınıyor, 'sen git sahibin gelsin' diyor milletvekili. Bir savcı çıkıyor ifadesini alıyor ve serbest bırakıyor. Savcı sonradan uyanıyor tekrar ifadesini almak istiyor o ifadesini almak istediğinde görevden zorla dört gün izine gönderiliyor. Başka savcı atanıyor. O savcının resimleri çıkıyor.
MHP’li yöneticilerle siyasilerle fotoğrafları olan savcıya teslim bu soruşturma. Bunu izleyen bir Hakimler Savcılar Kurulu var ve 'Sinan Ateş’in katili Meclis'te' diyen bir yakın var ama bu soruşturmada hala hiç bir ilerleme yok. Bugün iki kişi tutuklandı. Kimdir o iki kişi bilmiyoruz. Her şeyi izleyebilen, siber suçlarda çok başarılı, herkesi dinleyen UYAP’taki en ufak bir kıpırtıdan haberi olan, bir sistem kuran İçişleri Bakanın var ama burada kifayetsiz kaldı. İçişleri Bakanı ses çıkarmıyor bu cinayetle ilgili.
HSK, bu savcıyı görevden almak zorunda. Bir savcıdan haber bekliyoruz. Kim bu savcı, HSK bunu neden duymaz? Toplum vicdanı ayakta, toplum bu cinayeti takip ediyor. Ülkücüler takip ediyor, CHP lideri, 'sonuna kadar gideceğiz, bizim evladımızdır' dedi. Neden yapıyor toplum bunu? Çünkü biz biliyoruz ki bugün bu kadar baskıcı bu kadar koyulaşarak giden bir iktidar karşısında, özgürlüklerimizden refahımızdan geri düşüyorsak, işte bu yapıların devleti teslim almasından ötürüdür.
Tabii ki genç bir insanın vefatı geride kalan iki evladı hepsi birbirine karışan acı duygular ama bizim hepimizi de ilgilendiren bir cinayettir, bir soruşturmadır. Bu soruşturmanın toplum vicdanını tatmin edecek şekilde selametle yürütülmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu, bu soruşturmaya el atmak zorundadır. Sessiz kalan, işlenen suça yol veriyor demektir."