Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında verilen 'önceki suçlarından yargılansın' kararını değerlendiren Anayasa ve ceza hukukçuları, Cumhurbaşkanı'nın görev süresi boyunca yalnızca vatana ihanetten yargılanabileceğini savundu.Anayasa ve ceza hukukçuları, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Kayıp trilyon' davasında Cumhurbaşkanı Gül'ün evrakta sahtecilik suçundan yargılanması gerektiği yönündeki kararını NTV'de şöyle değerlendirdi: Burhan Kuzu (AKP Milletvekili TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı): "Bu görüş, Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya'ya çıkmasından hemen sonra seslendirilmeye başlanmıştı, yeni bir tartışma değil. 'Kayıp trilyon' davası yanlış açılmıştı zaten. Davada dönemin Refah Partisi Genel Başkan Yardımcıları Gül ve Aksu'nun da yargılanması isteniyordu, hatta bazı il başkanları yargılanıp ceza da aldı. Fakat mahkeme kararında diyor ki net olarak, 'Bu dönemde mali işlere Gül ve Aksu bakmadığından, mali işlere bakan ismin yargılanması gerekiyor' ifadesi var. Dolayısıyla bu dava fiilen bitmiş durumda, bugüne kadar dokunulmazlık olduğu için hukuken sürse de. Altını çizmek istediğim tablo budur. Bugünkü duruma gelirsek, bu dava yüzde 100 beraatle bitecek bir dava, çünkü çok net olarak kararda bunlar belirtiliyor. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar yanlış. Cumhurbaşkanı 'vatana ihanet' suçundan yargılanabilir. Anayasa'da bu konuyla ilgili açık bir ifade bulunmamasını 'Cumhurbaşkanı da yargılanabilir' diye yorumlamak hukuk mantığıyla bağdaşmaz. Alt kademedeki bir devlet memuruyla ilgili bir dava açmak için bir heyet kurulacak, o derse ki yargılanamaz, sen de yargılamayacaksın. Ama Cumhurbaşkanı'nı polis elinden tutup 'Hadi gel ifade ver' diye götürecek. Bu çok ters değilmi? Bu söylediğimi dokunulmaz insanlar anlamında algılamayın, o anlamda söylemiyorum. Ama eğer sistem böyleyse memurlar ve milletvekillerinde, bu Cumhurbaşkanı'na da uygulanmalı. Elbetteki zaman aşımı işlemez. Yalnız bu dosya Meclis'e gelsin, TBMM dokunulmazlığı kaldırsın gibi değil. Dokunulmazlık otomotikman tanınmıştır. Görevi bittikten sonra tabi ki yargılanacaktır, bundan kaçış yok." Hikmet Sami Türk (Eski Adalet Bakanı): Cumhurbaşkanı Anayasa’ya göre göreviyle ilgili olarak vatana ihanetten yargılanabilir. Cumhurbaşkanlığı görevinden önce üzerine atılan suçlar konusunda ise anayasada bir boşluk var. Bu konu 1961 ve 1982 anayasasında düzenlenmemştir. Sadece vatana ihanetle yargılanabilir. Oysa bu sözkonusu karar göreviyle ilgili bir suç değil. Daha önceki dönemle ilgili bir suç. Benzeri durum Fransa’da ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Chirac’ın Paris Belediye Başkanlığı döneminde yolsuzluklara karıştığı öne sürülmüştü. Sonuçta Cumhurbaşkanlığı süresince yargılanamayacağı ama zaman aşımının da işlemeyeceği kararı verildi. Cumhurbaşkanlığı bitince sorgusu yapıldı. Özetleyecek olursak Cumhurbaşkanın bu görevi süresince yargılanmasının söz konusu olamayacağı, ancak zaman aşımı süresinin de işlemeyeceği, gGörevi sona erdiğinde -yeniden milletvekili seçilmezse- yargılanabileceği görüşündeyim. " Doç. Dr. Ümit Kocasakal (Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi): Cumhurbaşkanı bir tek vatana ihanetten yargılanır. Onun dışında bir şey söylemiyor anayasa. Ama kişisel suçlarından nasıl yargılanacağı konusunda bir hüküm yok. Bu konuda iki görüş var. Birincisi “Anayasada hüküm olmadığına göre; göreviyle ilgili olmayan fillerde ceza kanunları herkese eşit uygulanır. Dolayısıyla cumhurbaşkanı da suçundan sorumludur. Herhani bir vatandaş gibi yargılanır.” Diğer görüş ise Anayasa’nın suskunluğunu Cumhurbaşkanlığı makamına duyulan saygıda görüyor. Buna göre; “Anayasanın milletvekili için öngördüğü dokunulmazlık zırhının Cumhurbaşkanı için bulunmaması öngörülemez. Ama bu Anayasada Cumhurbaşkanı’na saygıdan belirtilmez. Kişisel suçlarından yargılanması ise milletvekili için süreçte olduğu gibi yürütülür.” diyor. Ben ikinci grup gibi düşünüyorum. Ben Cumhurbaşkanı’nın sıradan bir vatandaş gibi alınıp, sorgulanıp, yargılanabileceğini düşünmüyorum. Milletvekilleri için neyse cumhurbaşkanı için de geçerli olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde tuhaf bir durum çıkıyor.