İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla düğün ve nikah gibi organizasyonların en fazla bir saat içinde tamamlanmasına dair kısıtlamanın ardından düğün salonu işletmecileri ve tüketicilerin daha önceden imzalanmış sözleşmelerinin akıbeti soru işareti oluşturdu.
Hürriyet’ten Burak Coşan’ın haberine göre, hukukçular düğün salonu işletmeleriyle daha önce anlaşarak ödeme yapan tüketicilerin sözleşmelerini feshedebilecekleri görüşünde.
Avukat Murat Emergen kısıtlama kararının idare tarafından alındığına dikkat çekerek, “Bu kararın ardından düğün salonu işletmecisi, sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirememiş olacak. Bu yüzden alınan kaparoların ya da diğer ödemelerin tüketiciye iade edilmesi gerekiyor. Eğer iade edilmezse işletme sahibi açısından yasal sorumluluklar doğmuş olacak. Tüketiciler burada sözleşmeyi feshederek paralarının iade edilmesini istemeli. Ödenen ücret iade edilmezse, eğer yaptıkları ödeme 10 bin 390 TL altındaysa hakem heyetine başvuru yapabilir. Eğer ödedikleri ücret 10 bin 390 TL üstündeyse tüketici mahkemelerine başvurarak paralarını iadesini talep etmeli” diye konuştu.
Salgının yeni bir durum oluşturduğunu ve yargının nasıl karar vereceğinin bilinmediğini belirten avukat Hıdır Kırkıcı ise, “Borçlar Kanunu’nun 138’inci maddesine göre kısıtlama kararının ardından sözleşmenin temelden sarsılma durumu ortaya çıkıyor. Kısıtlama kararı alınırken, devletin bu tip anlaşmazlıklardaki ödemeler için de düzenleme yapması şart. Organizasyon için bir saat müsaade edilmesi de durumu değiştirmiyor. Çünkü tüketici sözleşmesini yaparken bir saat üzerinden yapmadı. Bu yüzden tüketici lehine olan koşullar işletilebilir” dedi.
Avukat Gizem Ünal da taraflar arasında çok sayıda dava açılabileceğini belirterek, şunları söyledi: “Tüketiciler eğer ödedikleri ücreti geri almak ister ve bunu başaramazsa dava açma yoluna gidebilir. Ancak bu noktada düğün salonu işletmecileri de, ‘Düğünler yasaklanmadı. Bir saatlik organizasyona izin verildi. Bu süreç içinde düğün gerçekleştirilebilir’ diyebilir. Burada birçok davanın açılacağını düşünüyoruz. Bu yüzden mahkemelerin verecekleri karar emsal olacaktır. Şu anda kesin iade edilir ve ya iade edilmez gibi bir cümle kurmak çok doğru değil. Yaşanan durumda kısıtlama kararı alan kurumların, doğacak sorunlar için de düzenleme yapması gerekiyor.”