Hükümet attığı imza ile Avrupa ülkelerinden sosyal yardım alan yurttaşları zora soktu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler arasında uzlaşılan “Otomatik Bilgi Transferi” 1 Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girdi. Bu anlaşma en çok Almanya’da yaşayan Türkleri etkileyecek. Almanya’da sosyal yardım alan bir kişinin Türkiye’de parası ya da mülkü olduğu belirlenirse önce yardımı kesilecek, ardından da aldığı sosyal yardım parası faiziyle geri istenebilecek.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, yurt dışında yaşadıkları ülkede sosyal yardım alan gurbetçiler 1 Ocak 2018’den itibaren mercek altına alınacak. Türkiye’de parası bulunan, gayrimenkulü ya da arabası olan gurbetçiler artık sosyal yardımlaşma kapsamında yardım alamayacak.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üye ülkeleri arasında 2016’da üzerinde uzlaşılan “Otomatik Bilgi Transferi” 1 Ocak 2018 itibarıyla resmen yürürlüğe girdi. Bu anlaşma en çok Almanya’da yaşayan Türkleri etkileyecek. Almanya’da sosyal yardım alan bir kişinin Türkiye’de parası ya da mülkü, arabası olduğu belirlenirse, önce yardımı kesilecek, ardından da o güne kadar aldığı sosyal yardım parası faiziyle geri istenebilecek.
Almanya’da yaşayan 50 yaş ve üstü Türkler’in yüzde 70’i gençlerin ise yüzde 30’u işsiz olduğu için [[Haber görseli]] sosyal yardımlarla hayatta kalıyor. Sadece Almanya’da 1 milyon Türk Avrupa genelinde ise 1.5 milyonu aşkın Türk, sosyal yardım alıyor. Bu gruptakilerin Türkiye’deki bankalarda paraları, evleri, arabaları ya da herhangi bir mal varlıkları varsa sosyal yardımları kesilecek. Mal beyanında bulunmayan gurbetçiler vergi kaçakçısı konumuna düşecek, vergiyi ödemeyenlere hapis yolu bile görünüyor. Türkiye’de miras yoluyla dahi olsa mal varlığı bulunanlar bunları bulundukları ülkede beyan etmek durumunda kalacak.
Avrupa Türk İşadamları Birliği Başkanı Ahmet Güler, yurt dışında yaşadıkları ülkede sosyal yardım alan gurbetçilerin 1 Ocak 2018’den itibaren mercek altına alındığını anlaşma kapsamında yardım alan kişilerin Türkiye’deki mal varlıklarının inceleneceğini söyledi.
Almanya’da yaklaşık 1 milyon tüm Avrupa’da ise 1.5 milyon aşkın kişinin sosyal yardım aldığına dikkat çeken Güler, anlaşmanın gurbetçilere “Kendi ülkendeki mal varlığını sat onunla geçin” dediğini, bunun Avrupa’da yaşayan ve sosyal yardım alan Türkler için çok kötü sonuçlar doğuracağını vurguladı. Ahmet Güler, Almanya’da yaşayan Türklerin büyük bölümünün bu anlaşmadan habersiz olduğunu, haberi olanların da Türkiye’nin bu bilgileri vermeyeceğine inandığını vurguladı.
Almanya’da mali müşavirlik yapan Inal Unternehmens- & Steuerberatung’un sahibi Süreyya İnal, Almanya’daki 3 milyon Türk göçmenin büyük bölümünün sosyal yardımlarla ayakta kaldığına işaret ederek, “Bu anlaşma muhtaç olanı vuracak. Çoğunun gelir seviyeleri düşük. Burada ciddi bir mağduriyet yaşanacak. İnsanlar yüklü avukatlık ücretleri vermek zorunda kalacak. TC kimlik numarası ile kimin üzerine neler kayıtlı bunlar ortaya çıkacak. Özellikle veraset konularında insanlar hem Türkiye’de hem Almanya’da vergi vermek durumunda kalacak” ifadesini kullandı. İnal, “Almanya diyor ki önce ülkendeki mal varlığını sat sonra gel sosyal yardım kullan. Tamamıyla kişiyi sıfıra indiren bir uygulama. İnsanlar da bir tepki var. Hem Türkiye’den geliri var hem de Almanya’dan sosyal yardım alıyor. Birbirini ispiyonlayan var. Ama kimse empati kurmuyor. Asgari ücret nedir diye bakmıyor. Sosyal yardım alanların çoğu çocuğunu evde bırakıp çok az paraya çalışıyor” dedi. Sürecin nasıl işleyeceği ile ilgili olarak büyükelçiliğin, sivil toplum örgütlerinin bilgi vermesi gerektiğini anlatan İnal, en alt düzeydeki en eğitimsiz kişilerin bundan etkileneceğine işaret etti.
Avrupa Türk İşadamları Birliği Başkanı Ahmet Güler, Almanya’da sosyal yardım alıp da mal varlığını beyan etmeyenlerin alacağı cezaları ise, “Sosyal yardım kesilecek. Vergi kaçırmadan dolayı cezayi müeyyide uygulanacak. Cezayi sorumluluktan dolayı hapis cezası uygulanabilir. Almanya’da emeklilik maaşı alıyorlarsa buna el konulabilir. Türkiye’ye geri dönebilirler. Gidip kendini ibhar eden kişi ise sadece vergiyi ödeyecek cezayi sorumluluktan kurtulacak” şeklinde özetledi. Uzmanlara göre, Türkiye hükümetinin Otomatik Bilgi Transferi anlaşmasının sonuçlarını düşünmeden aceleyle imzaladığına işaret etti. Anlaşmayla üye bir ülke, kendisinden istenmesi durumunda vatandaşlarının banka bilgilerini diğer üye ülkelere vermesi zorunlu.
Her ne kadar, parasal imkânları iyi olmasına rağmen bulunduğu yabancı ülkeden sosyal yardım almak amacıyla kötü niyetli davrananları hedef alsa da bu anlaşmanın uygulamaya koyulmasıyla beraber gerçek mağduriyetlerin meydana gelme ihtimali de oldukça fazla.