Hükümet, başkanlığı halka böyle anlatacak: Diktatörlük gelmez, ülke bölünmez

Hükümet, başkanlığı halka böyle anlatacak: Diktatörlük gelmez, ülke bölünmez

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Akşam gazetesi, başkanlık sistemi çalışmalarına ilişkin olarak, AKP'nin, “Bu sistem ne diktatörlük yaratır ne de ülkenin bölünmesine yol açar” diyerek bölge bölge vatandaşlara anlatılacağını yazdı.

Çalışma kapsamında milletvekillerinin kendi seçim bölgelerinde halkla buluşma toplantıları düzenleyeceğinin belirtildiği haberde, "başkanlık sistemiyle diktatörlüğün gelmeyeceği gibi, federal yönetimin de zorunlu olmadığına"  vurgu yapılacak.

Başkanlık turlarında vatandaşa, "1970 yılında Necmettin Erbakan'ın öncülüğünde kurulan Milli Nizam Partisi'nin programında yer aldı. Alparslan Türkeş'in Dokuz Işık adlı kitabında Türkiye için ideal hükümet modelinin başkanlık sistemi olduğu belirtildi. Ardından Turgut Özal ve sonrasında Süleyman Demirel başkanlık sistemini tartışmaya açtı" deneceği de haberde yer alan ifadeler arasında.

Akşam'da yer alan haberin tam metni şöyle:

 

"Diktatörlük getirmez"

 

"ABD örneğinde yaşandığı üzere, kanun teklif etme ve en önemlisi bütçe oluşturma gibi yetkilere sahip olmayan bir Başkanın, salt yürütmenin başındaki tek aktör olması dolayısıyla diktatörlüğü getireceğini iddia etmek rasyonel bir yaklaşım değildir. 

 

"L. Amerika yanlış örnek"

 

Latin Amerika hakkındaki tartışmalar gerçek bilgi ve araştırmalara değil, çoğunlukla önyargılara dayalıdır. Bu ülkelerde başkanlık yerine parlamenter sistem olsaydı da, aynı otoriterleşme ve krizlerin yaşanması kaçınılmazdı... 

 

"İki Meclis şart değil" 

 

Üniter devletlerde çift Meclis sistemi zorunlu değildir. Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi aynı zamanda çift meclisli bir yapıya bürünmesini gerektirmeyecektir. 

Kanun ve bütçe gibi çok önemli iki yetkiyi elinde tutan meclis bu sayede Başkanı kendisine muhtaç kılmakta ve onu parlamento ile iyi geçinmek zorunda bırakmaktadır. Başkan ve bakanların Meclis çalışmalarına katılma yetkileri olmadığı gibi, kanun tasarısı hazırlama yetkileri de yoktur. Yasama ve yürütme organları birbirinden bağımsızdır. 

 

"Yürütme güçlenecek"

 

Parlamenter sistemlerde yürütme yetkisi devlet başkanı ile başbakan arasında paylaştırıldığından, yürütmenin gücü azalmaktadır. Oysa başkanlık sisteminde yürütme yetkisi Başkan'ın elinde toplandığı için bu tür güçsüz iktidarlar söz konusu olmaz. 

 

"Demirel, Özal, Türkeş ve Erbakan da istemişti"

 

Başkanlık tartışmasının, bugünün bir meselesi olmadığına dikkat çekilirken, 1850'li yıllardan bu yana konunun gündemde olduğu vurgulanıyor. Şu cümlelerin de altı çiziliyor:  "Cumhuriyetin ilk dönemlerinde fiilen başkanlık sistemine yakın bir model uygulandı. 1961 ve 1982 Anayasaları yazılırken başkanlık modeli üzerinde duruldu. 1970 yılında Necmettin Erbakan'ın öncülüğünde kurulan Milli Nizam Partisi'nin programında yer aldı. Alparslan Türkeş'in Dokuz Işık adlı kitabında Türkiye için ideal hükümet modelinin başkanlık sistemi olduğu belirtildi. Ardından Özal ve sonrasında Demirel başkanlık sistemini tartışmaya açtı."