Ankara'dan gelen bilgilere göre TBMM'den çıkan Irak ve Suriye tezkeresini kullanmak şartlara bağlı olacak. Bu durumda TSK'nın sınır ötesine girme ihtimalinin pek olmadığı düşünülüyor. Hükümet, Suriye topraklarında ‘güvenli bölge’ ile ‘uçuşa yasak bölge’ ilan edilmeden TBMM’de kabul edilen tezkereyi kullanmayı düşünmüyor. Bu da TSK’nın sınırın ötesine geçmeyeceğini gösteriyor. Ankara, Kobani’ye ve Kobani halkına insani yardımla yetinecek.
Bu yorumlar Hürriyet'in Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'ten geldi. Zeyrek, hükümet çevrelerinden aldığı bilgilere göre Ankara'nın Suriye topraklarına girmeyi düşünmediğini dile getirdi.
İşte Zeyrek'in önemli tespitleri:
IŞİD’in Kobani’deki ilerleyişi sürerken, Türkiye’nin PYD’nin silahlı güçlerine askeri destek vermesi talepleri dile getiriliyor. Ancak Ankara’da alınan son karar, Türkiye sınırının güneyinde güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge kararı alınmadıkça, ‘Kobani’ye ve Kobani halkına insani yardımla yetinilmesi’ oldu. Hükümet, Türkiye’deki çözüm sürecinin Türkiye’nin Kobani’ye askeri destek vermesi için kaldıraç gibi kullanılmasını da doğru bulmuyor.
IŞİD, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin konuşlandığı bölgelerden gözle görülür bir şekilde Kobani’ye saldırıyor. Türkiye’nin önemli kentlerinde Kobani’ye destek eylemleri sürüyor. Hükümet, Kobani’nin düşmesine göz yummakla suçlanıyor. Ancak hükümet kaynakları bu suçlamaya ilişkin şu değerlendirmeleri yapıyor:
Kobani savaşını IŞİD’in kazanması, güneyimizdeki IŞİD kuşağını uzatacak ki bu da Türkiye için en kötü senaryodur.
Türkiye, Kobani halkının insani ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yapacak.
Türkiye’nin PYD’ye silah vermesini, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınırı geçip olaya müdahil olmasını kimse beklemesin. PYD’ye giden silahların namlularının gelecekte Türkiye’ye dönmesi ihtimalini unutmuyoruz.
PKK’nın YPG’ye destek için Kobani’ye geçmesinden söz ediliyor. Tam tersine Kobani’dekiler silah bırakıp Türkiye’ye dönüyor. Bir günde 150 kişi silah bırakıp dönmüş. Türkiye’de yürütülen çözüm süreci, Kobani meselesinde kaldıraç gibi kullanılmaya çalışılıyor. “Çözüm süreci biter” diyerek Türkiye’nin Kobani’yi kurtarmasının sağlanacağı mı sanılıyor. Oysa Kobani’de olup bitenlere Türkiye hakim değil. Türkiye daha önce Arap ve Türkmen şehirlerinin IŞİD’in eline geçmesini engelleyebildi de şimdi Kobani’nin düşmesini mi engellemiyor? Bu nedenle “Çözüm süreci biter” demenin gerçekte bir karşılığı yok.
Hükümet, Suriye topraklarında uluslararası meşruiyeti olan bir ‘güvenli bölge’ ile ‘uçuşa yasak bölge’ ilan edilmeden TBMM’de kabul edilen tezkereyi kullanmayı düşünmüyor. Bu da TSK’nın sınırın ötesine geçmeyeceğini gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD’nin şu anki asıl hedefinin Beşar Esad değil IŞİD olduğunu belirtip, Türkiye’nin 2 isteğine de sıcak bakmadıklarını açıklasa da Ankara ısrarını sürdürecek. Türkiye ile ABD arasındaki bu görüş ayrılığını değerlendiren üst düzey bir diplomatik kaynak, şunları söyledi: “Bizim tavrımız net. IŞİD’in Kobani’yi almasını istemiyoruz. İnsani yardımları sürdürüyoruz. Topçularımız, topraklarımıza ve vatandaşlarımıza yönelik her gelişmede IŞİD hedeflerine misliyle ateş açıyor. Ancak, uluslararası koalisyonun içinde olmamız için oyun planını ve oyunun nasıl biteceğini bilmemiz şart. Bizim için oyunun finali de Suriye’de Esad’ın gitmesidir. Siyasi ve askeri hedeflerde mutabakata varmazsak ilerleyemeyiz. IŞİD bizim açımızdan bir semptom, sorunun kaynağı ise Esad.
1295 kilometrelik güney sınırımızın altında kalan bölge istikrarlı bir şekilde yönetilemiyor. Suriye iflah olmaz hale gelmiş. Bu nedenle güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesinde ısrarcıyız. IŞİD ile mücadele yöntemi ne? Havadan bombardımanlar yeterli mi? Sorunun tamamen bitirilmesi için siyasi adım atmalıyız. Esad’ın gitmesi lazım. Cenevre’de bu konuda anlaşılmıştı. Cenevre Anlaşması hayata geçirilsin.”