Adalet Bakanlığı, boşanan eşe “ömür boyu” nafakaya sınır getiriyor. Bakanlık komisyonunun hazırladığı çalışmaya göre, Türk Medeni Kanunu’nun 175/l maddesindeki, “yoksulluk nafakasına” 5 yıl sınırı konulacak, süreyi aile mahkemesi hâkimleri belirleyecek.
Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre, taslak çalışmaya göre, bu maddedeki “süresiz” ibaresi kaldırılacak. Bakanlık, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’ın önerisi ışığında, “Yoksulluk nafakası”nı, koşulları olması halinde “en az 1 yıl” ve “en çok 5 yıl ile sınırlandırmayı” tartışıyor. Çocuksuz boşanmalara en fazla 1 yıl, çocuklu boşanmalara da yine dava açılış tarihinden itibaren yani tedbir nafakası süresi dâhil olmak üzere 3 ya da en fazla 5 yıl yoksulluk nafakası verilmesi planlanıyor. Ancak nafaka süresine dönük alternatifli çalışma yürütülüyor. Bakanlık yetkilileri Hürriyet’e, çalışmayan, sosyo-ekonomik durumu zayıf kadını mağdur etmeyecek hakkaniyete uygun bir düzenleme yapılması için çalışma yürütüldüğünü bildirdiler.
Nafaka süresini belirlemek açısından TMK’da kriterler yer alacak. Buna göre aile hâkimi, eşe “yoksulluk nafakası” verilmesini ve süresini takdir ederken “evliliğin süresi”, “ortak çocuk bulunup bulunmaması”, “kadının (eşin) yaşı”, “gelir seviyesi” ve “kusur durumu” kriterlerine bakarak nafaka süresini belirleyecek. Nafaka belirlenirken, boşanan eşin (kadının) “kusur” derecesi önem taşıyacak. Kadının kusurunun % 50’den fazla olması halinde hâkim nafaka ödenmemesine karar verebilecek. Nafakanın maddi-manevi tazminatta olduğu gibi “az kusurlu” ya da “kusursuz eşe” verilmesi üzerinde çalışılıyor. Yoksulluk nafakası alan eşin mağduriyeti alınan tüm tedbirlere rağmen belirlenen 5 yıllık süre sonunda hâlâ devam ediyorsa devlet tarafından bir fon oluşturularak, nafakanın fondan karşılanması önerisi de bakanlığın çalıştığı konular arasında yer alıyor. Bakanlıkta, nafakasını ödemeyen eşe “tazyik hapsinin kaldırılması” ve boşanma davasının reddi halinde boşanmaya karar vermek için geçmesi gereken sürenin 3 yıldan 1 yıla indirilmesi de değerlendiriliyor. TMK’nın 166/son maddesinde, “Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davalarında bekleme süresi 1 yıldır” düzenlemesi de tartışılıyor. TMK’da olan ancak fazla uygulanmayan toplu “tazminat” alarak nafakadan çekilme de seçenekler arasında. Eş, nafaka yerine toplu tazminat ödemeyi tercih edebilecek.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, TBMM’deki Aile Araştırma Komisyonu’nda şu öneride bulunmuştu: “Boşanıyorsunuz, kadının adını bile unutuyorsunuz. Araya 2 evlilik giriyor, 3 önceki eşiniz size dava açıyor; adını unutmuşsunuz, yüzünü unutmuşsunuz. Her ay bir de artan miktarlarda ona ödüyorsunuz otomatik. Devlet ne yapmış? İşin kolayını bulmuş, ihaleyle kocaya o işi yıkmış.”
Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu Kurucu Temsilcisi İlknur Birsel, 1 gün bile evli kalmadan ömür boyu nafaka ödemeye mahkûm edilen mağdurların sesini duyurmak için başlattıkları imza kampanyasındaki imza sayısının 6 bini aştığını belirterek, “Kamuoyu bizim sesimizi duydu ve haklılığımızı gördü. Meclis’e ve hükümete bu imzaları en kısa sürede sunacağız” dedi. Birsel, “Kadını acizleştiren, kayıtsız çalışmaya, nikâhsız yaşamaya iten, erkeği evlilik kurumundan soğutan, çalışma hayatında gelişmesini engelleyen TMK’nın 175. maddesinin değiştirilmesi, hakkaniyetli süreli nafaka yasasının bir an önce çıkmasını talep ediyoruz. Sayın Adalet Bakanımızdan net açıklama ve TBMM’den çok acil icraat bekliyoruz” açıklamasını yaptı. Birsel, önerilerini anlattı: -Boşanmak için gereken bekleme süresi 3 yıldan 1 yıla indirilsin. -Yoksulluk nafakası en fazla 5 yıl verilsin. -Yoksulluk nafakası, “az kusurlu” ya da “kusursuz eşe” verilsin. -Süre sonunda mağduriyet sürüyorsa nafakayı fon kurup devlet karşılasın. -Asgari ücretliler aleyhine hükmedilecek nafaka da bu fondan ödensin. -Mal rejimi davası açma hakkı 1 yıl olarak düzenlensin. -Nafakasını ödeyemeyen eşe tazyik hapsi kaldırılsın. -Altsoya “yardım nafakası” yeniden değerlendirilsin.