Hükümet Sözcüsü: İdam konusunda bir talep çıkarsa değerlendirilir

Hükümet Sözcüsü: İdam konusunda bir talep çıkarsa değerlendirilir

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, son günlerde idam kararı alınmasına ilişkin tartışmaları yorumladı ve "Henüz hükümetimizin gündeminde idam cezasıyla ilgili bir konu yoktur ancak halkın talepleri, Meclis’teki diğer partilerle yapılan müzakereler eğer gerçekten böyle bir şeyi gerektiriyorsa bu, sonraki adımların işidir. Şu aşamada halkın böyle bir talebi var. Meydanlarda biz de bunu duyuyoruz. Türk hukuk sisteminde idam cezası yok. Siyaset nihayetinde sorun çözme sanatıdır. Halkta böyle büyük bir talep ortaya çıkarsa bunlar değerlendirilir" dedi.

Kurtulmuş, darbenin başındaki kişinin kim olduğu sorusunu ise "Henüz bilmiyoruz, hala belirgin değil" şeklinde yanıtladı.

Kurtulmuş, yabancı basın yayın kuruluşlarının Türkiye'deki temsilcileriyle Çankaya Köşkü'nde bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye halkı için son derece hareketli günlerden geçildiğini, Türkiye'nin darbelerden çok acı çektiğini, başbakanların idam edildiğini, Meclis’in kapatıldığını ancak hiçbir darbede 15 Temmuz gecesindekilerin yapılmadığını belirtti.

Darbe teşebbüsünde TBMM'nin, Özel Harekat Daire Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalandığını anımsatan Kurtulmuş, İstanbul'da Boğaziçi Köprüsü'nün kapatılmaya çalışıldığını ve halkın üzerine açıkça, hedef gösterilerek askerlerden, tanklardan ateş açıldığını anlattı.

O gece Çankaya Köşkü'nde bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nün tanklarla ele geçirilmeye çalışıldığını, bu tanklardan havaya ateş açıldığını ve binaya değecek şekilde savaş uçaklarının geçiş yaptığını ifade etti.

Kurtulmuş, Türkiye'de halkın sokağa çıkmasıyla birlikte bir destan yazıldığına işaret ederek, "Bunların ne kadar gayrı milli olduğunu gören halkımız sokaklara çıktı, tankların önüne geçti. Darbeciler tanklarla arabaları ezdiler, insanları ezdiler, buna rağmen vatandaşlarımız tankları durdurmayı başardı. Bu anlamda Türkiye'de bir demokrasi zaferi kazanıldı, bir destan yazıldı. Bu zafer, öncelikli olarak halkımızın, milletimizin zaferidir. Meydanlara çıkıp halen demokrasi nöbeti tutan halkımıza şükranlarımı ifade ediyorum" diye konuştu.

TBMM bombalandığında bütün siyasi partilerin darbe teşebbüsüne karşı demokrasi nöbetine başladığını ifade eden Kurtulmuş, siyasi parti liderlerinin tutumunun her türlü takdirin üstünde olduğunu belirtti.

Türk medyasının o akşam önemli bir başarı gösterdiğini vurgulayan Kurtulmuş, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının da darbeye karşı dik bir duruş sergilediğini dile getirdi.

"TSK'nın da itibarını da yerle bir etmiştir"

Numan Kurtulmuş, bu darbe teşebbüsünün, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) emir komuta zinciri içerisinde yapılmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"TSK içerisinde de örgütlenmiş FETÖ'cü, terör çetesi tarafından düzenlenmiş, yasa dışı, gayrı meşru, insanlık karşıtı, gözü dönmüş, canavarca bir darbe teşebbüsüdür. Yıllardır hem Türkiye'de hem yurt dışında kendisini kuzu postu içerisinde demokrasi, insan hakları gibi birtakım uluslar arası ilkeler çerçevesinde gizleyen bir örgütle karşı karşıya olduğumuz net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Açıkça ortaya çıkmıştır ki bu örgüt sapkın bir dini inanışa sahip, askeri diktatörlük yanlısı bir örgüttür. Bu yönüyle bakıldığında bu örgütün IŞİD'den zerre miktarda farkı yoktur. TSK, bu darbe teşebbüsüne katılan bu örgüt mensuplarının tamamını temizleyecektir. Çünkü gerçekten bu sadece bir darbe teşebbüsü olmakla kalmamış Türkiye'de halkın en fazla itibar ettiği örgütlerden birisi olan TSK'nın da itibarını da yerle bir etmiştir. TSK'ya da itibar açısından çok büyük zarar vermiştir. Bundan sonra büyük bir mücadele verilecek, yarın Sayın Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanacak MGK ve Bakanlar Kurulumuzda kararlar alınacak. Bu kararlar çerçevesinde bu örgütle sonuna kadar mücadele edilecek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma özelliklerinden hiçbir taviz vermeden yoluna devam edecektir. Onlar, darbeciler her türlü şeyi yapabilirler, biz akılla, mantıkla ve hukukla hareket edeceğiz. Bu cinayet çetesine karşı yapacağımız mücadele, hukukun temel kuralları içerisinde hukukun üstünlüğü prensipleri içerisinde olacaktır"

Darbe girişiminin ekonomi üzerinde çok sınırlı etkilerinin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Çok kısa sürede de bu etkiler ortadan kalkacak inşallah. Hatta diyebiliriz ki herhangi bir hafta başı yaşanabilecek, sermaye piyasalarındaki, finansal piyasalardaki dalgalanmalara benzer bir dalgalanma yaşadık. Çok şükür darbe, Türk ekonomi hayatına tesir etmedi, çok sınırlı bir etkisi oldu. Bütün ekonomi sistemimiz çalışmaktadır. En ufak bir sıkıntı, problem söz konusu değildir. Türkiye ekonomisi atılım yapmaya devam edecektir. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" açıklamasında bulundu.

"İnsan hakları ve fikir özgürlükleri daha iyi olacak"

Kurtulmuş, AKP hükümetinin bir icraat ve reform hükümeti olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

"Reformlara devam edeceğiz. Asla ve asla bu saldırı, bu darbe teşebbüsü, Türkiye’yi içine kapatmayacak, bundan emin olun. Tam tersine Türkiye, siyasi alanda, hukuki alanda ekonomik alanda reformlarını sürdürecek. Demokratik standartlarını daha da sürdürecek. İnsan hakları ve fikir özgürlükleri bakımından standartlarını çok daha yukarı doğru çıkaracak. Darbeciler zaten bunu istiyor, Türkiye içe kapansın istiyorlar. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Bu darbelerden nasıl millet korkmadan yürüdüyse karşısında, biz de siyasetçiler olarak, ülkeyi yönetenler olarak korkmadan çekinmeden demokrasi yolunda, reformlar istikametinde, Türkiye’nin standartlarını yükseltme istikametinde yolumuza devam edeceğiz"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, darbe teşebbüsünün dış ilişkisinin tespit edilip edilemediğinin sorulması üzerine, "Çok ağır bir darbe teşebbüsü bu. TSK içerisinde çok sayıda noktada, münferit olarak birkaç noktada elemanları var. Bundan sonrası bizim işimiz değil, mahkemelerin işi. Gözaltına alınan üst rütbeli subaylar başta olmak üzere, bu insanlardan alınacak ifadeler var. Bu insanların ifadelerinden olayın boyutları her an başka bir şekil alıyor. Nereye uzanıyorsa, ucu kime uzanıyorsa, bu işte en ufak zerre miktarı ilişkisi olan herkes yargı önüne çıkarılacaktır" diye konuştu.

Türk halkının meydanlarda idam cezası istediğinin aktarılmasının ardından, "Bu konu tartışılacak mı? Onay çıkarsa AB ile ilişkileriniz ne olacak?" sorusunu Kurtulmuş, şöyle cevapladı:

"Öncelikle şunu ifade etmek isteriz; bu durumun ne kadar ağır bir durum olduğunu, eğer 15 Temmuz’da darbe başarılı olsaydı bugün Türkiye’nin sokakları kan gölüne dönmüş olacaktı. Demin de konuştuğumuz gibi, belki Türkiye çok uzun yıllar sürecek, her şehrinin başka gruplar tarafından ele geçirildiği bir iç savaşın içerisine girecekti. Dolayısıyla karşı karşıya kaldığımız tehdidin boyutlarını lütfen bir kere daha gözden geçirelim. Tabii, mevcut hukuk sistemimiz içerisinde darbecilere karşı en ağır cezalar verilecek. Türkiye’de, mevcut hukuk sisteminde idam cezası mevcut değildir. Ancak demokrasiler halkın taleplerini gözardı ederek hareket etmez. Henüz hükümetimizin gündeminde idam cezasıyla ilgili bir konu yoktur ancak halkın talepleri, Meclis’teki diğer partilerle yapılan müzakereler eğer gerçekten böyle bir şeyi gerektiriyorsa bu, sonraki adımların işidir. Şu aşamada halkın böyle bir talebi var. Meydanlarda biz de bunu duyuyoruz. Türk hukuk sisteminde idam cezası yok. Siyaset nihayetinde sorun çözme sanatıdır. Halkta böyle büyük bir talep ortaya çıkarsa bunlar değerlendirilir"

Kurtulmuş, envanterde kayıp gemi ya da helikopter olup olmadığı sorusuna, "olmadığı" cevabını verdi.

Bütün NATO üyesi ülkelerde ileri düzeyde demokrasi olduğu için hiçbirinin darbeyi desteklemeyeceğini de ifade eden Kurtulmuş, "Bu darbe Türkiye ve NATO ittifakını da güçlendirecek" diye konuştu. Kurtulmuş, NATO üyesi ülkelerin demokratik yollardan seçilmiş hükümetle dayanışma göstermesi gerektiğini de kaydetti.

Kurtulmuş, darbenin başındaki kişinin kim olduğu sorusunu ise "Henüz bilmiyoruz, hala belirgin değil" şeklinde yanıtladı.

Soruşturmanın devam ettiğini, davaların açıldığını, darbenin arkasında kimler olduğunu ortaya çıkarmanın savcının işi olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, darbenin arkasında uluslararası güçlerin olup olmadığının sorulması üzerine ise "Henüz uluslararası bağlantı konusunda delilimiz bulunmuyor." dedi.