Türkiye tarihinde ilk kez oluşturulan seçim hükümeti, göreve başlaması dolayısıyla Anıtkabir'e gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, Çankaya Köşkü'ne gelerek ilk Bakanlar Kurulu toplantısını gerçekleştirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki toplantının ardından Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş açıklama yaptı. Kurtulmuş seçim hükümetinin Anayasal bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. Kurtulmuş, HDP'li bakanların bulunduğu seçim hükümetinde anlaşmazlık yaşanıp yaşanmayacağı soruları üzerine Bakanlar Kurulu'nun konularına hakim kişilerden oluştuğunu ve uyumlu bir toplantı gerçekleştirildiğini belirtti.
Kurtulmuş "Buradan bir barış çağrısı yapmayı zorunluluk olarak hissediyorum. Barış Günü vesilesiyle silahların susturulmasını ve gömülmesini diliyorum" dedi.
Bakanlar Kurulun'da öncelikli olarak Karadeniz'de yaşanan sel felaketi, 2016 bütçesi ve eğitim konularının ele alındığını belirten Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları şöyle:
Bir koalisyon kurulmuş değildir, anayasal zorunluluk çerçevesinde Genel Başkan’ımız milletvekili olarak görevlendirilmiş ve o da anayasal zorunluluğun gereği olarak ilgili arkadaşlara bireysel olarak teklifte bulunmuştur. Bu teklifi kabul ederek hükümette yer alanlar da bireysel sorumlulukları çerçevesinde bu hükümette yer almaktadırlar.
Bu hükümet, farklı toplumsal kesimlerden gelen insanları temsil edebilmesidir. Temsil yeteneği geniş ve güçlüdür. Bütün bakan arkadaşlarımız eşit haklara ve eşit sorumluluklara sahiptir. Uyum içerisinde, üzerine düşen zorunluluğun gereğini yerine getirecek hükümet, görevlerini istisnasız sürdürecektir.
Bu ülkeyi seçimlere götürmek bu hükümetin görevidir. Demokratik bütün kurum ve kuruluşları işleterek Türkiye’yi güvenlik içinde seçimlere götürmekle yükümlüdür.
20 Temmuz’da Suruç’ta başlayan ve süren süreçte terörün olabildiğince artmış olması hepimizi derinden yaralıyor. Buradan bir barış çağrısı yapmayı zorunluluk olarak hissediyorum. Barış Günü vesilesiyle silahların susturulmasını ve gömülmesini diliyorum.
Bugün Bakanlar Kurulu’nda hem her sene ele aldığımız konular oldu. MEB’in okulların açılması öncesindeki durumu hem de 2016 yılı bütçesindeki gelişmeler. Hopa’da başlayan ve büyük bir afete dönüşen sel felaketi dolayısıyla orada yaşananlar ve bu sonuçtan çıkardığımız dersler ve Karadeniz Bölgesi’nde yapılabilecekler hem de Türkiye genelinde alınabilecek önlemleri değerlendirdik.
Kurum ve kuruluşlarımız afetten sonra çalışmalarını sürdürdü. AFAD mensuplarına teşekkür ederim. 10 milyon lirası Başbakanlıktan, 1 milyon AFAD'dan olmak üzere 11 milyon lira ödenek gönderildi. İnşallah zarar tespitleri 4 Eylül'e dek yapılacak ve mağduriyetler giderilecek."
Orta vadede deprem, heyelan ve sel risklerinin yeniden güncellenmesi adımlarının atılması hedefimizdir. Dere ıslahı ve köprülerin gözden geçirilmesi ile ilgili de kurumlar arasında bir koordinasyon sağlanacaktır. Bunun yanı sıra, felaket bölgesindeki vatandaşlarımızla ilgili olarak, çiftçilerimizin uğradığı zararlar karşılanacaktır. Esnafların da kamu bankalarına ve SSK’ya olan borçları ertelenecektir.
Mesleki eğitimle ilgili olarak kapsamlı bir çalışma yapılacak. Sadece MEB değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı gibi kurumlar da katılarak bir rapor hazırlanacak ve hükümete takdim edilecek. Derslik sayısının artırılması konusunda atılacak adımları da görüştük. Çok ciddi ilerlemeler kaydedildi, yaklaşık 234 bin yeni derslik yapıldı. Ancak her yıl 1 milyon 300 bin evladımızın okula başladığı düşünülürse artan nüfusumuza bu derslikler yetmiyor. Bu açığı kapatmak için hayırseverlerimizin de araya gireceği, yeni yöntemler tartışıldı. Katkı yapacak insanların isimlerinin bu okullara verilmesi, şehirlerimize gelen şehitlerimizin anısına onların adlarının bu okullara verilmesi fikrini benimsemiş bulunuyoruz.
2016 bütçesiyle ilgili detaylı bir görüşme yaptık, herhangi bir aksama olmadı. Vakit zamanında yerine getirilerek 16 Ekim’e kadar bütçe gönderilecektir. Orta vadeli program hazırlanacak, bütçeyle ilgili genel çerçeve ortaya konacak, 2016 yılı merkezi yönetim bütçesi ortaya konacak. Bu hükümet, adı geçici hükümet olsa da türkiyenin yönetim alanlarında boşluk bırakmayacak anayasal sorumluluğa ve hakka sahiptir.
Türkiye ekonomisinin yanlış bir etki altında kalmaması için her şeyi gerektiği zaman gerektiği şekilde yerine getireceğiz. 117 kime kadar bu süreci tamamlayarak bütçenin gerçekleşmesini sağlayacağız
23 Eylül Çarşamba günü saat 00.00’da 28 Eylül saat 07’ye kadar bütün otoyollar ve köprülerin ücretsiz olması, belediyeler tarafundan toplu taşımanın ücretsiz ya da indirimli olması konusunda karar aldık.
Kurban Bayramı tatili öncesinde Bağ-Kur SSK ve işçi ve tarım işçilerinin 4c’lilerin bayram önce ödemeler yapılacak. Kurban bayramına bağkurlu ve emeklilerin rahat girmesi için adımlar atılacaktır.
15 günde bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapmayı planlıyoruz. Son derece güzel, son derece görevine hakim, anayasal sorumluluğunun bilincinde bir heyetle karşı karşıyayız. Bu heyetin anayasal sorumluluğunu yerine getireceğine inanıyorum.
Bugün İpek-Koza operasyonu gerçekleştirildi. Gündeme geldi mi?
Bakanlar Kurulu’nda paralel yapı gündeme gelmedi. Bildiğiniz gibi bir gruba soruşturma sürdürülüyor. 5 kişi gözaltına alındı, bir kişinin yurtdışında olduğu biliniyor. Bir ön inceleme sonucunda başlatıldı, sonraki safhaları göreceğiz.
Bakanlar kurulunda iki HDP’li üye var. Kuruldan çıkarılabilecek mi? Çıkarılırsa da yerine kim atanacak? Bilgi verebilir misiniz bize?
İlk toplantımızda çok güzel, konularına hakim olan bakanlar kurulu olarak toplantımızı gerçekleştirildik. Milli eğitim, bütçe, hopa’daki sel felaketi çok detay konuştuk. Hiçbir uyumsuzluk göremedik. Varsayım üzerinden hareket etmeyiz. Herkes bunun bilincinde ki, burada bir koalisyon kurulmadı. 63. Hükümet’in kompozisyonu üzerinden birilerinin seçim kampanyasına konu olmamaları. Bu hükümetin başka bir hükümetten bir farkı yoktur. Bunu yaparken de herkes görev bilinci içerisinde olacak. Bütün arkadalarımız sorumluluk ruhuyla hareket edecektir.
Hükümetin kurulmasıyla birlikte atamaların sınırlandırılmasına ilişkin genelge de yayınlandı. İki bakan da ‘güvensizlik göstergesi’ olarak ifade ettiler. Böyle bir genelgeye neden ihtiyaç duyuldu. HDP’li bakanlar bugün serzenişte bulundular mı?
Böyle bir konu gündeme gelmedi. Ama kusura bakmayın, yine bazı şeyler bir seçim hükümeti olduğu için, ilk sefer denendiği için buralarda spekülasyonlar yapılıyor.
1991 yılından itibaren, yıldırım Akbulut, tansu çiller, mesut yılmaz, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit hükümeti, Tayyip Erdoğan hükümeti, ondan sonraki süreçte Ahmet Davutoğlu hükümeti… Hükümetler oturana kadar, bakanlar yerleşene kadar başbakana bu hakkı veren, bu atama yapılmayacak anlamına gelmiyor. Zaten normal zamanlarda izinlerinizi, istişarelerinizi başbakan ile yapıyorsunuz. Ve daha önce de saydığım bütün bu hükümetler tarafından, evet yapmayan hükümetler de var ama gördüğünüz gibi bir çok hükümetler bunu gerçekleştirmiş. Kaldı ki bu geçici bir genelgedir. Hükümetler, bakanlar yerine oturana kadar.
Seçim güvenliği gündeme geldi mi, yarın MGK var. bugün de gündeme geldi mi?
İçişleri Bakanımız son durum ve seçim güvenliğiyle ilgili bir sunum yapıyorlar ama MGK’nın önemli konularından biri bu olacaktır. Barut sesleri, silah sesleri arasında sağlıklı bir seçim yapılması mümkün değil. Barış diyenlerin silahları terk etmesi ve gömmesi gerektiğini düşünüyoruz. Samimiyetle barış istiyorsak bir elimizde kalaşnikof, dşiğer elimizle halay çekemeyiz. Samimiyetle barış istiyorsak bir elimizle oy atıp, diğer elimizle bomba atamayız.
Sandıktan ne çıkıyorsa başımız üstünde. Kim kime oy vermiş ilgilenmeyiz. Ama her vatandaşımız huzur içerisinde seçimini yapsın. Bunu güvenlik kuvvetleri olarak sağlayacak bütün tertibatı alacağız. Herkesin de bu konuda duyarlı olmasını bütün siyasi partilerin de azami destek ve yardım yapmalarını burada bir kere daha, Dünya Barış Günü dolayısıyla bu çağrıyı yapmayı telakki kabul ediyorum.
2016 bütçesini detaylı şekilde konuştuğunuzu söylediniz. Bu bütçede savunmaya ayrılacak payın daha fazla olacağını söyleyebilir miyiz? Geçtiğimiz günlerde BDDK başkanının taksit sınırlarının esneyeceği şekilde. Bugün de bireysel kredilerinde 36 aydan 48 aya çıkacağı yönünde. Böyle bir talimatı oldu mu hükümetin?
Bir kere bütçe sürecinden bahsettik. Bütçe kalemlerinin neler olacağının detayları ise önümüzdeki dönemde gelecek. Kredi kartlarıyla ilgili konu, tamamiyle piyasanın şartlarıyla ele alınabilecek bir husustur. İlgili yerler çalışmaları yapıyorlar. Hükümet geldiğinde sizinle paylaşırız. Şu anda hükümetin gündemine gelmiş bir konu değildir.