"Hükümet, Zarrab'ın olası itiraflarına karşı önlem aldı, ABD'nin yaptırımlarını böyle aşacak"

"Hükümet, Zarrab'ın olası itiraflarına karşı önlem aldı, ABD'nin yaptırımlarını böyle aşacak"

OdaTV yazarı Mert Taşçılar, Türkiye ile ABD arasında Reza Zarrab’ın yargılaması üzerinden yaşanan gerilim devam ederken, AKP hükümetinin bankacılık sektöründe dikkat çeken bir yönetmelik değişikliği yaparak sessiz sedasız Resmi Gazete’de yayımladığını belirtti.

16 Kasım’da yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle birlikte, bir bankanın devredilmesi sürecinde dağılmasına neden olmayacak şekilde yeniden kurulmasının önünün açıldığını kaydeden Taşçılar, “Reza Zarrab davasında, Zarrab’ın itirafçı olması halinde, sanık sandalyesinde oturan Mehmet Hakan Atilla ile birlikte Halkbank’ın, ABD yargısı tarafından suçlu bulunmasının önü açılıyor” ifadelerini kullandı.

Taşçılar’ın “Dünya Zarrab'ı konuşurken Türkiye'den kritik karar” başlığıyla yayımlanan (20 Kasım 2017) yazısı şöyle:

Türkiye ve ABD arasındaki gerilim Reza Zarrab davasıyla üst düzeye çıkmış durumda.

Davadaki iddialardan biri de Zarrab’ın, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu Halkbank üzerinden deldiği yönünde. Bu nedenle Halkbank’ın üst düzey yöneticisi Mehmet Hakan Atilla da davada Zarrab ile birlikte sanık sandalyesinde oturuyor.

Ancak 16 Kasım’dan bu yana, önce ABD medyasında, sonra Türk medyasında; Zarrab hakkında yaşanan tüm gelişmeler, İran asıllı iş adamının tanık sandalyesine geçerek itirafçı olduğu işaretlerini taşıyor.

Türk hükümeti Zarrab’ın nerede olduğuna dair ABD’ye 4 kez nota verildiğini açıklasa da Zarrab’ın son duruşmaya katılmaması “itirafçı oldu” yönündeki haberleri güçlendiriyor.

Türkiye'den "bankacılık" hamlesi

Tam da bu süreçte AKP hükümeti, bankacılık sektöründe dikkat çeken bir yönetmelik değişikliği yaparak sessiz sedasız Resmi Gazete’de yayımladı.

Değişiklik yapılan o yönetmeliğin tam ismi: “Bankaların birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik…”

Öncelikle değişikliklerin ne olduğunu anlatalım…

16 Kasım’da yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle birlikte, bir bankanın devredilmesi sürecinde dağılmasına neden olmayacak şekilde yeniden kurulmasının önü açıldı.

Resmi Gazete’de, değişiklikle ilgili, “bir bankanın mal varlığının bir veya birden fazla bölümünün bankanın infisah etmesine (dağılmasına) neden olmayacak şekilde devredilmesi ve bu suretle bankanın devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturması sonucunu doğuran kısmi bölünmesine uygulanmaz” ifadeleri kullanıldı.

Ayrıca, yönetmelikte yer alan "bölünme" kavramının tanımı da değiştirilerek, "banka ortaklarının bu suretle, devralan bu şirketlerdeki payları ve hakları iktisap etmesi (elde etmesi) şeklindeki kısmi bölünmeyi ifade eder" ibaresi eklendi.

Yeni yönetmelik kapsamında, bankanın bölünmesi sözleşmeleri ve sonrasındaki işlemlere ilişkin de çok önemli tek kelimelik bir değişikliğe gidildi.

Değişiklikle birlikte, "bölünen bankaya ve banka ortaklarına verilecek hisseler" ifadesinden "bankaya" kelimesi çıkarılarak, "bölünen banka ortaklarına verilecek hisseler" şeklinde değiştirildi.

Ne anlama geliyor?

Peki bunca kavramsal ve hukuki değişiklik ne anlama geliyor…

Reza Zarrab davasında, Zarrab’ın itirafçı olması halinde, sanık sandalyesinde oturan Mehmet Hakan Atilla ile birlikte Halkbank’ın, ABD yargısı tarafından suçlu bulunmasının önü açılıyor.

Uluslararası hukuka göre uygulanan “ambargo kurallarını delen banka” suçlamasıyla karşı karşıya kalma ihtimali olan Halkbank’ın da kara listeye alınarak, küresel piyasaların dışında tutulması ihtimali, Halkbank’ın kapatılması anlamını taşıyor.

Yapılan yönetmelik değişikliği de tam olarak bu kapatmanın önüne geçmeyi hedefliyor.

Hükümet, Zarrab davası sonucunda, Halkbank'ın küresel piyasalarda bloke edilmesi ihtimaline karşı, sadece Halkbank tabelasını değiştirerek, hem AKP’ye hem de Türkiye’ye karşı gelecek ABD’nin yaptırımını aşmayı amaçlıyor.

İşte o değişiklik: