12 Eylül döneminden bu yana ilk kez hükümet tarafından Hacı Bektaş Veli Anma ve Sultan Nevruz Cemi düzenlendi. 1 milyon lira ödenek ayrılan etkinliği "Alevilikte cemevi yok" diyen Yalçın Özdemir’in başkan yardımcılığını üstlendiği AKP Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı organize etti. Başbakan Binali Yıldırım ve çok sayıda bakan, Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli’nin resminin bulunmadığı bir cem töreni izledi.
Cumhuriyet gazetesinden Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre, Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma ve Sultan Nevruz Cemi, Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımı ile Ankara’da ATO Congressium’da gerçekleştirildi. Etkinliğe, AKP hükümetlerinin açılım gerekçesiyle düzenlediği Alevi çalıştaylarının koordinatör bakanı; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da katıldı. Dün, 80 darbesinden sonra ilk kez Ankara’da Hacı Bektaş Veli etkinliği yapılmış oldu.
Edinilen bilgiye göre etkinlik için bir organizasyon şirketi kanalı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuruldu ve mali destek talebinde bulunuldu. Başvuruda, etkinliğin amacı, "Hacı Bektaş Veli’nin tüm yurttaşlara ortak inanç ve kültür değeri olduğunun anlatılması, yeni kuşaklara Hacı Bektaş Ocağı’nın tanıtılması, 21 Mart Nevruz buluşması ile Horasan yolcularının hafızalarda tazelenmesi" olarak belirtildi. Bakanlıkta 21 Şubat tarihinde yapılan Destekleme Komisyonu toplantısında, etkinlik için 1 milyon liral bütçe ayrılmasına karar verildi.
Etkinliğin organizyonunun ise AKP Genel Merkezi tarafından düzenlendiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre etkinlik ve cem, AKP Genel Merkez Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Yalçın Özdemir’in organizasyonu ile yapıldı. Özdemir, 2009-2014 yılları arasında AKP’den Çankaya Belediyesi Meclis üyeliği yaptı. Alevilere yönelik yayın yapan Su TV’nin de eski patronu ve genel yayın yöretmeni Özdemir, hükümetin Alevi çalıştaylarının tamamına katıldı. 7 Haziran seçimlerinde AKP Sivas milletvekili adayı oldu.
Özdemir, 7 Haziran seçimlerinin ardından, Eylül 2015’te Yenişafak gazetesine verdiği söyleşi ile biliniyor. Özdemir, “Alevi geleneğinde cemevi diye kurumsal bir yapı yoktur. Alevi geleneğinde kutsal bir ritüel olarak cem vardır. Cem’in yanına bir de evi ekleyerek hoşa giden bir ibadethane icat ettiğimizi zannedebiliriz. Fakat bu, politik Aleviliğin ürettiği bir kavramdır” dedi.
Tören için ABD, Arnavutluk, Almanya, Arjantin, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Makedonya, İran ve Irak’tan 180 Alevi önderi Türkiye’ye geldi. Ancak çok sayıda Alevi kuruluşu, hükümetin davetini reddetti. Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği gibi Alevi örgütlerinin çatı kuruluşları etkinliğe katılmadı.
Etkinlikte ilk defa devlet desteği ile nevruz cemi yapıldı. Konuşmaların yapıldığı kürsünün kaldırılmasının ardından Ankara’da siyasi partilerin kongrelerinin ve düğünlerin düzenlendiği salonda “cem alanı” kuruldu. Sahnede, Hz. Ali’nin ve Hacı Bektaş Veli’nin resimlerinin olmaması dikkat çekti. Etkinliğin organizatörlerinden Dede Garkın Derneği’nden Hüseyin Dedekargınlıoğlu yönetimindeki cemde ortaya değil, yan tarafa oturdu.
Hükümet ve AKP ile birlikte etkinliği organize eden Dede Garkın Derneği’nden Hüseyin Dedekargınlıoğlu, törenin başlangıcında yaptığı konuşmada, “Cem, cemevinde yapılır. Devlet erkânını cemevlerinde görmek böyle pek mümkün olmuyor, o yüzden burada kısa bir cem yapacağız” dedi. Acele, Başbakan Binali Yıldırım’ın Kuveyt Emiri ile görüşme programından kaynaklandı. Törenin sonunda Dedekargınlıoğlu, “Aslında vakit darlığı nedeniyle cemimizin birçok aşamasını atladık” diye konuştu.
Törende konuşan Başbakan Yıldırım’ın anayasa referandumu ile ilgili hiçbir açıklama yapmaması dikkat çekti. Yıldırım, AKP iktidarlarının Alevilik için yaptıklarını anlatmaktan geri durmadı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programlarına farklı mezheplerin dahil edildiğini, Alevi Bektaşi öğretisi için 2017-2018 eğitim öğretim yılında Hacı Bektaşi Veli Anadolu Lisesi’nin açılacağını dile getirdi.
Konuşmasında adının nereden geldiğini anlatan Başbakan Yıldırım, “Alevi-Sünni vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı köyde doğdum. Benim adımın da çok sevdiğimiz, sevdikleri için adını verdikleri komşumuzdan geldiğini sizlerle paylaşmak isterim. Biz birbirimizin çocuklarına isim verecek kadar güçlü bağlarla, güçlü bir hukukla birbirimize bağlıyız” diye konuştu. Yıldırım şöyle devam etti:
“Evlatlarımıza, Hz. Ali’yi de Hz. Hüseyin’i de hepimiz için ideal birer şeref tablosu olan Ehlibeyti de mutlaka öğretmeliyiz. Dün kardeşi kardeşe düşürüp, Hazreti Peygamber’in ashabı arasına nifak sokanları, Ehlibeyt’i Kerbela’da zalimce katledenleri, fitnede başrol oynayanları asla akıldan çıkarmayalım. Çorum’da, Maraş’ta, Malatya’da, Madımak’ta, aynı fitne, aynı zihniyet benzer amaçlarla işbaşındaydı. Olayları beraber okumak, entrikaları birlikte değerlendirmek zorundayız” dedi.
Yıldırım’ın “Ehlibeyt’e kim hürmet etmezse ne Alevi ne Sünni’dir. Kerbala’da zalimlerce şehit edilen Hz. Hüseyin Efendimize, resulu Ekrem Efendimize de hürmet etmeyen Alevi olsa ne olur Sünni olsa ne olur? 12 imam, hepimizin değeridir. Nasıl ki Hz. Fatıma annemizi bilirsek, bu imamların hepsini de Ehlibeyt yolunun uluları olarak görürüz. Yol birdir, maksat birdir, menzil birdir” ifadeleri dikkat çekti.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Muhittin Yıldız, devlet desteğinde, Hz. Ali’nin olmadığı bir anma ve cem töreni yapılması ile ilgili olarak, “Biz, Ali’yi ve yarenleri katleden anlayışın cemine katılmak, onların kemiklerini sızlatır dedik. Bu dedeler gri pasaportludur, yol düşkünleridir. Aleviliği yozlaştıran, tekçi bir anlayışı dayatan suni bir anmadır. Referanduma yöneliktir. Bu yolun anmalarını bilmezler. Emevi zihniyetinde, Yezit’e Yezit demeyen bir anlayıştır” dedi.