Amerikan Washinton Post gazetesinde yayımlanan bir makalede, Irak’ta değişen güç dengelerinin ülkenin kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına sebep olabileceği iddia edildi.
Ben Van Heuvelen imzalı yazıda, Irak’ın kuzeyinde hükümete bağlı güvenlik güçlerinin Irak Şam İslam devleti (IŞİD) ilerleyişine karşı koyamadığı ve bunun otonom Kürt bölgesinin bağımsız bir devlet olması için şartları olgunlaştırdığı belirtildi.
Irak ordusunun IŞİD’e karşı koruduğu bölgeleri birbiri ardına kaybetmekte olduğu ve ordunun yokluğunda bazı bölgelerin peşmerge kontrolüne geçtiğini söyleyen yazar, Kürt yönetiminden Jabar Yawar’ın, “Irak ordusu mevzilerini terk ettikçe bu bölgeler peşmergeler tarafından dolduruluyor” sözlerine yer verdi ve Kürt yönetiminin kontrolü altındaki toprakları genişlettiğine dikkat çekti.
Kürt yönetiminin ekonomik bağımsızlığını elde etmek adına çeşitli adımlar atmakta olduğunu belirten Heuvelen, Kürt yönetimi Başbakanı Barzani’nin geçen ay Kürt Parlamentosunda yaptığı, “ekonomik bağımsızlık Kürt yönetimi için hayati bir önem taşıyor” sözlerine yer verdiği yazısında Mayıs ayında Türkiye’yle yapılan petrol sevkiyatı antlaşmasının önemine vurgu yaptı
Kürt yönetiminin ekonomik bağımsızlığını elde edebilmek adına attığı adımların Irak Merkezi Hükümeti ile Kürt Bölgesel Hükümeti arasındaki tansiyonu arttırdığına dikkat çeken makalede, iki yönetim arasındaki bu tansiyonun Irak Türkiye ilişkilerinde gerilmeye sebep olduğu iddia edildi.
ABD’nin uzun yıllar boyunca Erbil ve Bağdat hükümetleri arasındaki sorunları çözmek adına çaba sarf ettiğini; fakat başarılı olamadığının belirtildiği yazıda bunun sebebi olarak iki hükümetin farklı ajandalara sahip olması gösterildi. Makalede, Barzani’nin, “Herhangi bir çözüm noktasında buluşamazsak diğer alternatifleri hayata geçireceğiz” sözlerine yer verilerek tansiyonun vahametine dikkat çekiliyor.
Gerginliğin sembolü olan Kerkük’ün kimileri tarafından “Kürtlerin Kudüs’ü” olarak adlandırıldığını belirten makale, an itibariyle Kerkük ve çevresindeki (bir zamanlar Bağdat hükümeti tarafından kontrol edilen) petrol sahalarının peşmerge tarafından korunduğuna vurgu yapıldı.
Bölgesel Kürt Yönetimi’nin ekonomik güç sağlamak adına yüzünü Türkiye’ye döndüğünü iddia eden yazar, makalesinde Türkiye hükümetinin bir zamanlar bölgede kurulacak Kürt bağımsız devletini tehdit olarak gördüğünü belirtiyor. Bu tehdit algılamasının altında kurulacak bağımsız Kürdistan’ın Türkiye sınırları içerisindeki Kürt azınlığın benzer bir talepte bulunmasına sebep olabileceği korkusunun yattığı iddia edilen yazıda Türkiye’nin bu politikasında dramatik bir değişikliğe gittiğine vurgu yapıldı.