"Hulusi Akar'a Çankaya'ya gelmesini Binali Yıldırım söylemiş"

"Hulusi Akar'a Çankaya'ya gelmesini Binali Yıldırım söylemiş"

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası  Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın verdiği savcılık ifadesiyle ilgili olarak  "Orgeneral Akar’a Çankaya’ya gelmesi mesajının verildiğini Başbakanlık kaynakları da teyit ediyor. Bu mesajdan Başbakan Yıldırım’ın Ankara cephesinde krizin idaresini eline aldığını anlıyoruz" dedi. 

Sedat Ergin'in "Akar'a Çankaya'ya gelmesini Yıldırım söylemiş" başlığıyla yayımlanan (24 Haziran 2017) yazısı şöyle:

15 Temmuz darbe girişiminin en ilginç sayfalarından biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın darbeciler tarafından sabaha kadar alıkonduğu Akıncı üssünde yaşanan uzun gecedir.

Akıncı üssünün önemi, Adil Öksüz, Harun Biniş, Kemal Batmaz gibi cemaatin sivil kadrolarının da yer aldığı darbenin operasyon merkezinin buradaki 143. filoda üslenmiş olmasıdır.

Bütün anlatımlardan, sabaha kadar uzanan süreçte Akar’ın alıkonduğu üssün komutanlık binası ile 143. Filo binası arasında yoğun bir trafiğin yaşandığı ortaya çıkıyor. Bu trafikte Akar’a Genelkurmay Karargâhı’nda darbeyi tebliğ edip daha sonra onunla birlikte helikopterle Akıncı’ya geçen Tümgeneral Mehmet Dişli ve Yüksek Askeri Şûra üyesi Orgeneral Akın Öztürk de yer alıyor.

***

Akar’ın savcılık ifadesine göre, darbecilerin direncinin kırılmasındaki en önemli noktalardan biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk Havaalanı’ndan canlı yayında toplanan kalabalığa yaptığı hitaptır. “Sayın Cumhurbaşkanımızın hitabı darbeci hainlerin bütün ümitlerini sanırım yok etti” diye konuşuyor Orgeneral Akar. Bu hitap sabah 06.27’de başlamıştır.

Burada önem taşıyan, darbecilerin vazgeçme noktasına geldiklerinde kalkışmanın nasıl sonlandırılacağı meselesidir. Akar, bu aşamada darbecilere kendisini Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştürmeleri halinde “teşebbüsün sona erdirileceğini, adalete teslim olacaklarını ve dışarıdaki tüm unsurları kışlalara çekeceklerini bildireceğini” söylüyor.

Bu noktada cep telefonuyla devreye giren Mehmet Dişli’dir. Dişli’nin iddianamede yer alan telefon kayıtlarına baktığımızda, 16 Temmuz sabahı kendi cep telefonu ile saat 08.17 ile 08.47 arasında (505160...) diye başlayan Başbakanlığa ait telefon arasında toplam altı ve 08.22’de yine Başbakanlığa ait (533167...) telefon hattıyla da bir konuşma gerçekleştirildiğini görüyoruz.

Orgeneral Akar, Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmesini “Durumu anlattım, telefonda konuşurken orada bulunan tüm bu hainlerin gözlerinin içine baka baka ‘Sayın Başbakanımıza hiçbir pazarlık söz konusu olmayacak, askeri savcı, cumhuriyet savcısı, polis ve inzibata teslim olacaklar’ dedim” diye anlatıyor.

***

Şimdi teslim olma meselesini Akar’ın bu hadiseden kısa bir süre sonra konuştuğu Malatya’daki İkinci Ordu Komutanı Adem Huduti’nin ifadesinden okuyalım. Sabaha kadar karargâhta kendisi üzerinde baskı kuran darbecilerle müzakere halinde olan Orgeneral Huduti, saat 09.00’dan sonra meydana geldiğini söylediği telefon konuşmasını şöyle aktarıyor:

“Beni cep telefonu ile Sayın Genelkurmay Başkanımız aradı. Bana kendisinin tutulduğu Akıncılar üssünde darbeciler ile anlaştıklarını, mutabakata vardıklarını ve uygulamanın aşağıda belirtildiği şekilde olacağını söyledi: birinci bölümü jandarma ve polisin ateşi kesip geri çekileceği, ikinci adım olarak bizi baskı altında tutanların başındaki kişiyi çağırmamı, Ankara’daki kendi emir aldığı kişiler ile görüşmesini, onların bu mutabakatı kendilerine tebliğ edeceğini, bilahare silahlarından tecrit edileceklerini, Emniyet’e alınacakları ve adalete teslim edilerek gereğinin yapılacağını söyledi...”

Akıncı üssünde sabaha kadar Orgeneral Akar’ın yanında olan Tümgeneral Dişli, savcılık ifadesinde, Akar’ın Başbakan Yıldırım ile konuşması için “Komutan planı aktardı” diye konuşuyor. Dişli, bu noktada Akar’ın “Karargâha geçiyoruz, orada görüşürüz “dediğini de aktarıyor.

Dişli, bu noktada Başbakan’ın emekli albay olan Özel Kalem Müdürü Murat Aydın ile bağlantı halinde olduğunu, diyaloğu büyük ölçüde bu kanaldan yürüttüğünü anlatıyor.

***

Buradaki ilginç bir diyalog, Akar ve Dişli’nin helikoptere binmesinden sonra yaşanıyor. Dişli’nin anlatımına bakılırsa, Akar’ın planı Akıncı üssünden doğruca Genelkurmay’a dönmektir. Bunun için Dişli karargâhı aramış ve emniyet durumunun müsait olduğu yanıtını almıştır.

Dişli, helikopterin pilotuna önce karargâha gitmeleri talimatını verdiklerini belirttikten sonra gelişmelerin devamını şöyle anlatıyor: “Bir süre sonra Murat Albay tekrar aradı, Sayın Başbakan karargâha değil, Çankaya’ya geçmemizi; kendisinin de oraya geçeceğini iletti. Komutana arz ettim, pilotları ikaz ettim” diye konuşuyor.

Akar’ın savcılık ifadesinde ise Akıncı üssünden ayrılış aşamasında önce nereye gitmek istediği konusunda herhangi bir açıklık bulunmuyor. Akar, son aşamada Mehmet Dişli’ye Akıncı’da kalmasını söylediğini, ancak tümgeneralin güvenliği sağlama gerekçesiyle kendisiyle geldiğini belirterek “Helikopter hareket ederken telefon ile bu durumu bir yerlere iletti. Helikopter havada iken bir yerler ile de irtibat halindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkü’nde Başbakanlığa iniş yaptık, Başbakanlık Müsteşarı beni karşıladı” diye konuşuyor.

Orgeneral Akar’a Çankaya’ya gelmesi mesajının verildiğini Başbakanlık kaynakları da teyit ediyor. Bu mesajdan Başbakan Yıldırım’ın Ankara cephesinde krizin idaresini eline aldığını anlıyoruz.

Dişli’nin Başbakanlık’la yaptığı Akıncı baz istasyonu kaydına düşen son konuşması 08.47’dedir. Telefonu 09.33’te bir daha açıldığında bu kez Çankaya baz istasyonu kaydına girmiştir. Arada geçen süre içinde Genelkurmay Başkanı Akıncı’dan Çankaya Köşkü’ne intikal etmiştir.