Geçen yıl attığı iddia edilen bir tweet nedeniyle dün gece Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınan, yaklaşık 14 saat gözaltında kaldıktan sonra ifadesinin alınmasının ardından bugün serbest bırakılan Hürriyet Gazetesi New York temsilcisi Razi Canikligil, gözaltı kararına tepki gösterdi. Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na “MertceH” adlı bir Twitter hesabından hakaret edilmesi üzerine, avukatının “şüpheli Razi Canikligil olabilir” diye yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucu Canikligil hakkında yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Canikligil, hakaret içerikli tweetin kendisine ait olabileceği ihtimali üzerine şikâyet edildiğini ve hakkında yakalama kararı çıkarıldığını hatırlatarak, “Olabilir’ diye bir şey ilk defa görüyorum. ' Bu şahıs olabilir, yakalayın, tutuklayın’ böyle bir terim, ben bunu Amerika’da nasıl anlatacağım meslektaşlarıma” diye konuştu.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 13 Ocak 2015 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayette, @MertceH isimli Twitter hesabında yazılan mesajda kendisine hakaret edildiğini öne sürerek suç duyurusunda bulunmuştu. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Avukatı Ezennur Ezgi tarafından verilen bu şikayet dilekçesinde @Mertceh’in iletişim bilgileri bölümüne ise “Adı ve soyadı Razi Canikligil olabilir” ihbarına yer verildi. Bu şikayet üzerine hakkında Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 1 Şubat 2016 tarihinde yakalama kararı çıkarılan ve bu karardan haberi olmayan Hürriyet Gazetesi New York Temsilcisi Razi Canikligil, dün gece görev yaptığı Amerika’dan Türkiye’ye dönerken indiği İstanbul Atatürk Havalimanı’nda saat 20.40 sıralarında gözaltına alındı ve geceyi havaalanındaki karakolda geçirdi.
Razi Canikligil, bugün ilk olarak Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi. Canikligil, sağlık kontrolünün ardından polisler tarafından Bakırköy Adalet Sarayı’na getirildi. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin de adliyeye geldi.
Canikligil, Cumhuriyet Savcısı İmdat Kaçan’a ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Canikligil ifadesinde, “Ben Hürriyet Gazetesi’nin New York muhabiri olarak çalışırım. Müştekisi Mustafa Rifat Hisarcıklıoğlu olan @Mertceh adlı twitter kullanıcısı tarafından atıldığı gözüken tweetin benimle herhangi bir alakası yoktur. Şikayet dilekçesi incelenirse ‘adı ve soyadı Razi Canikligil olabilir’ şeklinde herhangi bir delile ve bilgiye dayanmayan, soyut tahminden öte benimle bir ilgisi yoktur. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
İfadesinin ardından serbest bırakılan Razi Canikligil, adliyenin bahçesinde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ve Avukatı Eren Mustafa Şener ile birlikte bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada ilk sözü alan Avukat Şener, müvekkilinin Rifat Hisarcıklıoğlu’nun şikayeti üzerine burada olduğunu belirterek, “Rifat bey anladığımız kadarıyla bizimle hiçbir alakası olmayan, tamamen başka bir şahıs tarafından yapılmış Twitter paylaşımını şikayet ediyor. Şikayet dilekçesinin içerisine yine bizimle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen Razi beyin adını yazarak, ‘bu şahıs Razi Canikligil olabilir’ diye bir ibare konuyor maalesef. Bu etik olmadığı kadar doğru da bir süreç olmadığını düşünüyoruz. Savcılık bir süre Twitter’da araştırma yapıyor, söz konusu kullanıcının kim olduğunu öğrenmek için. Nihayette kimseyi bulamayınca da dilekçedeki ifadeye istinaden Razi bey hakkında yakalama kararı çıkarıyor. Razi bey de havalimanında giriş yapar yapmaz tespit edildi, yakalandı. Kendisi tanınan bir şahıs. Basit bir araştırmayla kendisine ulaşılabilir. Sanki sıradan kaçak bir şahıs gibi muamele görmesi; hukuku bir yana bıraktık, etik olarak da doğru değil. 12 saati aşkın süredir de gözaltında. Mecburen savcı beylerin gelmesini bekledik” dedi. ‘BEN BUNU AMERİKA’DA NASIL ANLATACAĞIM MESLEKTAŞLARIMA’ Avukat Şener’den sonra konuşan Razi Canikligil, 26 yıldır Hürriyet Gazetesi’nin New York bürosunda gazetecilik yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Orada federal mahkeme, her türlü dava, ticaret hukuku konularını çok iyi bilirim. Fakat ‘olabilir’ diye bir şey ilk defa gördüm. ‘Bu şahıs olabilir, yakalayın, tutuklayın’ böyle bir terim, ben bunu Amerika’da nasıl anlatacağım meslektaşlarıma. Onu düşünüyorum. Amerika’daki basına bunu nasıl anlatabilirim? ‘Razi olabilir, onu gözaltına alın yakalayın.’ Ailemle, üç çocuğumla birlikte tatile gelirken, çocuklarımın gözü önünde… Yani çok kötü yerlere geldi hukuk sistemi. Böyle, ‘olabilir, onu yakalayın’ nasıl anlatacağım bilemiyorum. Şoktayım hala. 14 saattir gözaltındayım. Niçin gözaltına alındığımı yaklaşık yarım saat önce öğrendim. Bilmiyordum. Biraz önce ‘olabilir’ metnini görünce şok olduk hepimiz birden. Hiçbir şekilde Twitter’da ben geçmiyorum, ismim geçmiyor. Twitter hesabı benim değil. Öyle bir şey yazmadım. Hiçbir alakam yok. Zaten yurt dışında yaşıyorum, pek Türkiye gündemini değil, Amerika gündemini takip eden biriyim. Savcıya, ‘ben bu kişiyi tanımıyorum, benim hesaplarım ortada, benim tweetlerim arasında böyle bir tweet yok’ dedim. Beni ilgilendirmeyen bir konu. Cumhurbaşkanımızla, başbakanımızla Amerika ziyaretlerinde meslek icabı RifatHisarcıklıoğlu ile aynı ortamda bulunduk ama şahsen bir tanışıklığım yok.” ‘ÇOK AĞIR HAK İHLALİ SÖZ KONUSU’ Razi Canikligil ile birlikte adliyeden çıkan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ise şunları söyledi: “Bir insanın gözaltına alınabilmesi ancak hukukumuzda ve evrensel hukukta çok geçerli kuvvetli şüphe halinde mümkündür. Meslektaşımızın olayına baktığımızda, tweet’i atan kişinin kendisi olabileceği yönünde yapılan bir ihbar var. Bu ihtimal üzerine 14 saat süreyle özgürlüğünden yoksun bırakıldı. Burada bir kişinin gözaltına alınabilmesi için hukukta tanımlanmış olan geçerli, zorunlu koşulların, kriterlerin hiçbiri karşılanmamıştır. Dolayısıyla çok ağır bir hak ihlali söz konusudur. Bir insanın bir dakikasının bile haksız bir şekilde, keyfi bir şekilde kısıtlanmaması gerekir. Burada meslektaşımız, New York temsilcimiz Razi Canikligil’in çok temel bir özgürlüğüne 14 saat süreyle keyfi bir şekilde maalesef el konulmuştur. Ağır bir hak ihlalidir. Buna nasıl bakacağımızı değerlendirmekte ben güçlük çekiyorum. Buna isterseniz bir hukuk komedisi olarak bakabilirsiniz ama bir hukuk dramı olarak da bakabilirsiniz... Ama ben hukuk dramı olarak görme eğilimindeyim.”