Hürriyet Okur Temsilcisi, Enes Batur’a “Altın Kelebek” kaybettiren yazıda ne demişti?
YouTuber Enes Batur’a Altın Kelebek Ödülleri kapsamında verilen “En iyi YouTuber/Instagrammer” ödülü, şiddet ve küfür içeren yayınlar yaptığı gerekçesiyle geri alındı.
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici de 44 yıldır devam eden Altın Kelebek Ödülleri kapsamında bu yıl ilk kez verilen ‘En iyi YouTuber/Intagrammer’ ödülünün geri alınmasını Twitter hesabından duyurdu. Seda Akço’nun eleştirileri üzerine Altın Kelebek’in Batur’dan geri alınması talebini daha önce de dile getiren Bildirici, geçen haftaki köşesinde şunları yazmıştı:
"Seda Akço Bilen, Avrupa Birliği ve uluslararası mevzuat bağlamında çocuk hakları ve insan hakları konularında danışmanlık hizmetleri veren Hümanist Büro’nun kurucu ortağı. Gönderdiği e-postada Altın Kelebek’te bu yıl “En iyi YouTuber” Ödülü alan Enes Batur’un videolarına dikkat çekti:
'Amacım ahlak bekçiliği değil, argo konuşuyor ve çocuklar argo öğreniyor gibi bir bakış açım yok. Kullandığı dilin sorunlu noktası, çocuk istismarı eylemlerini normalleştirici yanı. Örnek olarak aşağıdaki videoyu paylaşmak istiyorum.
Enes Batur'un videolarındaki şiddet ve çocuk istismarı hakkında Seda Alço'nun eleştirisini ve Altın Kelebek'in geri alınması talebini geçen hafta Okur Temsilcisi köşesinde dile getirmiştim. O ödül geri alındı. https://t.co/5XafZ4pot9 https://t.co/w5parIzxAb
— Faruk Bildirici (@farukbildirici) December 30, 2017(...) Bu kişi YouTuber, siz çocuklarınızı kontrol edin diyebilirsiniz. 13 yaşındaki bir çocuğun bu içerikle ilgili yorumunu sizinle paylaşayım: ‘Enes Batur, çok iyi bir insan. Birçok kişi onu takip ediyor. Uygun olmasa o söylemez zaten.’ Şimdi bu savunmaya ‘Öyle olsaydı ödül verilmezdi’ tezini eklemiş oldunuz. Bu dili kullanan bir YouTuber’a ödül verilmesi üzücü.”
Bilen’in linkini verdiği videoyu özellikle paylaşmadım. Çünkü gerçekten de argoyu, küfrü geçtim, şiddet ve çocuk istismarı da var. Aslında sadece Enes Batur’un değil, başka YouTuber’ların videolarında da var böyle unsurlar. Ne ahlaki sınırlar var bu alanda ne de insani kaygılar…"