Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, köşedaşı Ertuğrul Özkök'ün Fransa'daki "Photoshop yasağı"na dayanarak çağrıda bulunduğu “Gazeteler ve gazeteciler fotoğraflarda Photoshop kullanıyorsa utanmasın, bunu ilan etsin" sözlerini destekleyerek "Haberlerde kullanılan gazetecilik fotoğraflarında Photoshop değil hiçbir müdahale yapılamaz, yapılmamalı" dedi.
Bildirici "hazırlanan görselin nasıl üretildiği okura açıkça bildirilmeli, okur kandırılmamalıdır" diye de uyardı.
Faruk Bildirici'nin "Photoshop’suz Türkiye" başlığıyla yayımlanan (9 Ekim 2017) yazısı şöyle:
Ertuğrul Özkök’ün, Fransa’daki “Photoshop yasağı”nı gündeme getirmesi iyi oldu. Medyaya yaptığı “Gazeteler ve gazeteciler fotoğraflarda Photoshop kullanıyorsa utanmasın, bunu ilan etsin” çağrısı da çok haklı. Bence de Photoshop’lu fotoğraflarla okuru kandırma dönemi sona ermeli.
Photoshop, fotoğrafları bambaşka hale dönüştüren sihirli bir program. Fransa, bu programın yarattığı soruna el atan ender ülkelerden. Fransa’da artık katalog, ilan, gazete veya dergilerde yer alan ticari fotoğraflarda insan figürü üzerinde Photoshop’la yapılan müdahaleler, uyarı notu ile tüketiciye bildirilecek. Özellikle moda, reklam ve pazarlama sektörlerini kapsayan bu uygulama yürürlüğe girdi.
Bu düzenlemeye Türkiye’de de ihtiyaç olduğu kuşkusuz. Zira manken fotoğraflarının çoğu Photoshop’lu. Photoshop’suz reklam fotoğrafına rastlamak neredeyse imkânsız.
Medyada da durum vahim. Photoshop kullanımında sınır yok. Fotoğraflar üzerinde Photoshop ve benzer programlarla oynama yapılmakla kalmıyor, montajla fotoğraflar birleştiriliyor. Sanatçıların ve bazı siyasetçilerin özel fotoğrafçılara çektirip Photoshop yaptırdıkları fotoğrafları yayınlatmaları artık sıradan bir yöntem. Kimi gazeteciler de kendi fotoğraflarına bile Photoshop uyguluyor.
Ama Fransa’da getirilen ticari fotoğraflarda Photoshop yapıldığını bildirme zorunluluğu gazetecilik fotoğraflarına uygulanamaz. Çünkü gazetecilik fotoğraflarında Photoshop değil hiçbir müdahale yapılamaz, yapılmamalı.
Nitekim bu yazıyı kaleme almadan önce bu yıl dünyanın en prestijli fotoğraf ödülü World Press’e değer görülen Associated Press (AP) foto muhabiri Burhan Özbilici ile konuştum; o da katıldı bu düşünceme. “Batı ajanslarında fotoğrafta en ufak bir oynamaya izin verilmez” dedi ve anlattı:
“World Press jürisi, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’a düzenlenen suikast sırasında çektiğim fotoğrafların orijinallerini görmek istedi. Fotoğraflarda oynamadığıma emin olduktan sonra ödülü açıkladılar.”
Özbilici hatırlattı. AP, üç yıl kadar önce Pulitzer ödüllü ünlü foto muhabiri Nurciso Conteras’ı, Suriyeli bir isyancıyı gösteren fotoğrafının sol alt köşesindeki kamera görüntüsünü sildiği için işten atmıştı. Gerekçe, AP’nin “doğruluk standartlarını çiğnemiş” olmasıydı. Reuters da Beyrut muhabiri Adnan Hajij’i sırf fotoğrafta kontrastı artırdığı için işten çıkarmıştı.
Bu örnekler, gazetecinin çektiği fotoğraflara ilişkin. Ama fotoğrafa müdahale etmeme kuralı, gazetecinin kendi fotoğrafında da geçerlidir. Gazeteci, fotoğrafına Photoshop uygulayıp/uygulatıp kendisini olduğundan farklı gösteremez. Kendi gerçeğini de deforme edemez, okura kurgusal bir kişilik sunamaz. Neticede biz gazeteciyiz, artist ya da manken değil... İşimiz gerçeği aktarmak.
Peki gazetecilikte illüstrasyon, montaj, Photoshop gibi yöntemlerle fotoğraf ya da görsel üretilemez mi? Üretilir. Sadece ve sadece fotoğraf çekilmesi mümkün olmayan özel koşullarda. Örneğin mahkemelerde çizimler yapılabilir ya da bir bombalı saldırıda olay yeri illüstrasyon ve fotomontajla gösterilebilir. İşte böylesi durumlarda o görselin nasıl üretildiği okura açıkça bildirilmeli, okur kandırılmamalıdır.
İSTANBUL’DAKİ Yoğurtçu Parkı’nda hafriyat kamyonu kazasında yaşamını yitiren Şule İdil Dere adına açılan sosyal medya hesabından 56 medya kuruluşunun benimsediği “Trafik kazası haberleri yazım kılavuzu”na destek verildiğini yazmıştım. Ancak o yazıda “hafriyat kamyonunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu” belirtmemiş olmamı eleştirdiler:
“Yazılı basında yer almasına rağmen TV kanallarında Şule İdil Dere’nin canını alan kamyonun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu hiç ama hiç belirtilmedi. Haliyle ‘Neden bir insanın canına mal oldunuz?’ diye mikrofon tutulmadı İBB yetkililerine. İBB, dava sürecinde bırakın bir açıklama yapmayı, üzüldük bile demedi. 17 aydır süren yargıyı oyalayarak, yanlı ve yanlış bilgi vererek yargının önünü kapattı. Böylece bilirkişilerin ‘müteselsilen asli kusurlu’ bulduğu sekiz İBB yöneticisi yargılanamıyor.”
Hafriyat kamyonunun İBB’ye ait olduğu Hürriyet’in haberlerinde vurgulandığı için yazımda özel olarak belirtmemiştim. Tabii bu duyarlılığı da anlayışla karşılıyorum. Bu vesileyle sadece kazaya karışan otobüs firmalarının değil bütün kazalarda firma isimlerinin yazılması gerektiğini bir daha hatırlatayım.
RIFAT Bali: “Yahudi asıllı Barzani” komplo teorisini ortaya atan bizatihi Hürriyet’tir. Bkz: http://www.hurriyet.com.tr/barzani-ailesinin-yahudi-oldugu-ortaya-cikti-128488. Önce özeleştiri yapın, sonra başkalarını eleştirin.
Cihan Seyfettin: Ankara ekinde “Ankara’dan direk uçuş” haberinde THY Genel Müdürü yazmışsınız ama İlker Aycı, Yönetim Kurulu Başkanı. (29 Eylül)
Deniz Yılmaz: Mia Khalifa sıradan bir porno yıldızı. İnternette 32 fotoğraflık galerisini yapmışsınız. Son 2 yıldır çeşitli bahanelerle bu şahsın yarı çıplak fotoğraflarıyla dolu haberlerini yayınlıyorsunuz.