Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, "Yardıma muhtaç" haberlerini kuşkuyla karşılamak gerektiğini söyledi. "Ülkemiz insanı da gerçekten duyarlı" ifadesini kullanan Bildirici, "Elbette yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece bu tür haberlerin yayımlanması kaçınılmaz. Problem, bu haberlerin araştırmadan, doktorlara sormadan ve sadece aileye dayanarak kaleme alınması" dedi.
Bildirici'nin "Gazetecinin dileği" başlığıyla (1 Ocak 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Gün geçmiyor ki, “Büşra bebeğin ailesi yardım bekliyor”, “SMA hastası Rosida bebek yardım bekliyor”, “Muhammet’in ilik nakli olabilmesi için 50 bin lira gerekiyor” ve “Mertan bebek yardım bekliyor” gibi haberleri görmeyelim.
Ülkemiz insanı da gerçekten duyarlı. Hatırlarsınız, kalp nakli olması gereken 10 aylık Kartal bebek için altı ay kadar önce sosyal medya üzerinden kampanya düzenlenmiş, 19 saatte tam 1 milyon 99 bin Euro toplanmıştı. Hürriyet’te de ne zaman böyle haberler çıksa insanlar yardım etmek için sıraya giriyor.
Bu tür haberleri hep kuşkuyla karşılıyorum. Çoğunda haberler tek taraflı, sadece ailenin sözlerine dayanarak yazılıyor. Ailenin durumu, hastalığın tedavisi, gerçekten yardım gerekip gerekmediği hiç araştırılmamış; doktor ve hastane yöneticilerinin görüşüne başvurulmamış oluyor.
Ankara ekinde yayımlanan “Fırat bebeğe nefes olalım” haberinde de sadece anne ile konuşulmuştu. Fırat bebeğin tedavisi için 6 bin 500 liraya ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyordu. Yardım için çok sayıda okur aradı, ilgilendi.
Ancak sonradan anlaşıldı ki, dört aylık bebeğin tedavisi üniversite hastanesinde sürdürülüyordu; paraya ihtiyaç yoktu. Dahası bebeğin durumu umutsuzdu, doktorlar hayatta kalmasına pek şans vermiyordu. Nitekim Fırat bebek o haberin yayımlanmasından birkaç gün sonra da hayatını kaybetti.
Elbette yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece bu tür haberlerin yayımlanması kaçınılmaz. Problem, bu haberlerin araştırmadan, doktorlara sormadan ve sadece aileye dayanarak kaleme alınması.
Gazeteciliğin genel haber yazım kurallarına uyulmayınca böyle olumsuz örnekler ortaya çıkıyor. Hem biz gazeteciler insanların iyi niyetini kötüye kullanmak isteyenlere alet oluyoruz; hem de insanlar böyle vakaları gördükçe gerçekten yardıma muhtaç olanlara karşı duyarlılığını kaybediyor. Gazeteci, her söyleneni kuşkuyla karşılamalıdır. Kuşku duymayan haber yazamaz.