Reina'daki terör saldırısıyla ilgili kulis bilgilerini köşesine aktaran Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, "30 Aralık Cuma günü akşam 20.00 civarında Amerika menşeili ciddi bir istihbarat alındı" dedi. Selvi, yazısında "İstihbaratta, DAEŞ’in yılbaşı gecesi Ankara’da 1, İstanbul’da ise 2-3 hedefe yönelik terör saldırısında bulunacağı bildiriliyordu. Amerika’nın verdiği istihbarat önemli ama geneldi. İstanbul’da bir mekân belirtilmiyordu. Amerikalıların daha ileri hedefleri belirledikleri, Türkiye ile ancak bu kısmı paylaştıkları kanaati oluştu" ifadelerine yer verdi.
Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet'te bugün (2 Ocak 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
30 Aralık Cuma günü akşam 20.00 civarında Amerika menşeili ciddi bir istihbarat alındı.
İstihbaratta, DAEŞ’in yılbaşı gecesi Ankara’da 1, İstanbul’da ise 2-3 hedefe yönelik terör saldırısında bulunacağı bildiriliyordu. Amerika’nın verdiği istihbarat önemli ama geneldi. İstanbul’da bir mekân belirtilmiyordu. Amerikalıların daha ileri hedefleri belirledikleri, Türkiye ile ancak bu kısmı paylaştıkları kanaati oluştu. İstanbul için sağlanan istihbaratın kıymetlendirilmesi yapılsa, Reina gibi eğlence mekânlarına ilişkin bir ipucu yakalanabilir miydi?
Ankara Valisi Ercan Topaca, başkentte yılbaşına dönük önlemleri saat 15.00’te düzenlediği basın toplantısıyla açıklamıştı. Amerikan istihbaratı akşam 20.00 civarında geldi. Ankara’da 31 Aralık tarihinde düzenlenen operasyonla Sincan ve Çubuk’ta 8 DAEŞ mensubu yakalandı. İstanbul’da da sıkı önlemler alınmıştı. Reina’nın bulunduğu bölgeden 3 ayrı polis noktasından geçilerek gidiliyordu.
Buna rağmen kapıdaki polisi şehit eden terörist, ünlü eğlence merkezine girerek büyük bir katliama imza attı. Daha üzücü olanı ise tehlike hâlâ devam ediyor. 7 dakika içinde büyük bir katliama neden olan terörist, kıyafetini değiştirerek kaçmayı başardı. Bu, tehlikenin hâlâ devam ettiğini gösteriyor. Bu terörist ele geçirilemediği sürece ne zaman, nerede bir katliam yapacağını bilemeyiz.
Reina’daki saldırıya ilişkin oklar DAEŞ’i gösteriyor. Zaten Amerika yukarıdaki istihbaratı DAEŞ’e yönelik teknik dinleme sırasında elde etti.
Reina’ya düzenlenen saldırının profesyonelce hazırlandığı anlaşılıyor. Bu tür büyük eylemler için karar alma sürecinden sonra bir hazırlık devresi yaşanıyor. Atatürk Havalimanı’na yapılan saldırıda da bunu görmüştük. Orada İstanbul’daki yerel yapılanma devre dışı bırakılmış, Çeçen-Uygurlardan oluşan bir birim görevlendirilmişti. Reina saldırısında da istihbarat birimlerine takılmaması için yerel birimlerin devre dışı bırakıldığı anlaşılıyor. Ama eylem için önceden bölgeye gelerek keşif yapan bir ekip var.
Gün içinde üç ayrı arama noktasından geçilerek girilen bölgeye terörist dikkat çekmemek için bindiği bir ticari taksi ile gece 01.15’te Kalaşnikof marka uzun namlulu silahla girmeyi başardı. O sırada bir ekibin çevredeki güvenlik önlemlerini kontrol etmediğini söyleyemeyiz. Önemli bir kuşku daha. Terörist Reina’da 7 dakika içinde katliamı gerçekleştirdikten sonra kıyafet değiştirirken içeriden destek aldı mı? Katliamın ardından kaçmayı başarması profesyonel ötesi bir durumu gösteriyor.
Yılbaşı gecesi neden Türkiye ve neden İstanbul’un en gözde mekânı, neden hedef seçildi diye sorulabilir. Yılbaşı gecesi ünlü bir eğlence mekânının seçilmesi DAEŞ’in ideolojisine de uygun bir eylem şeklini oluşturuyor. Bunda elbette ki, DAEŞ’e karşı yürütülen El Bab operasyonunun payı var. Türkiye ile Rusya tarafından Suriye’de yeni bir düzen kuruluyor. Türkiye-Rusya-İran ve rejimin, Suriye’de önce Halep’in tahliyesinde, sonra ateşkesin ilanında sergiledikleri ortak iradeye karşı bir meydan okuma var. Ama asıl, Türkiye terör örgütleri üzerinden bir kaos sürecinin içine itilmeye çalışılıyor. Uluslararası bir meydan okuma ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin Suriye’ye benzetilmek istendiği çok açık.
Türkiye, Suriye topraklarında El Bab’da DAEŞ’le mücadelesinde yalnız bırakılıyor. 16 Kasım’dan bu yana DAEŞ’e karşı tek bir uçak kaldırmıyor. 29 Aralık Perşembe gecesi İncirlik’ten kalkan koalisyon uçakları, DAEŞ mevzilerinin üzerine gelince hava şartları uygun değil, sis var diye geri döndü, bizim uçaklarımız gitti, aynı hedefleri imha etti. DAEŞ’le mücadele ediyormuş gibi yapılarak, PKK-YPG’ye destek verilerek Türkiye ateşin içine atılıyor.
Bu saldırı da gösteriyor ki, terör 2017’de devam edecek. Durum ciddi. Genel önlemlerle bu işin altından kalkamayız. Reina saldırısı gösterdi ki, terör örgütleri yeni bir terör konseptini sahaya sürdü. Buna göre yeni bir stratejiye ihtiyaç var.