Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, 43. Pantene Altın Kelebek Ödülleri'nde Diriliş Ertuğrul dizisi ekibinden Cavit Çetin Güner'in "kendilerine teşekkür etme imkanı dahi verilmediğini" söyleyip, ödülünü yere atmasıyla ilgili olarak "Diriliş'çiler gittiler, kendi aralarında tartıştılar, bu özrü de beğenmediklerini, ödülü iade edeceklerini söylediler. 'Biz bu işi çözmekten yanayız. Yapımcı Mehmet Bozdağ’la konuşturun beni' dedim, konuşturmadılar" dedi. Semercioğlu, "Canlı yayın kazasıydı, hatamızı kabul ettik, telafi için her türlü seçeneği sunduk. Tepkilerinde ne kadar haklılarsa, telafi yerine krizi tırmandırmayı seçtikleri için de o kadar haksızlar" ifadesini kullandı.
Cengiz Semercioğlu'nun "O geceyi bir de benden dinleyin" başlığıyla yayımlanan (15 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Pantene Altın Kelebek'te 'en iyi dizi' ödülünü "Diriliş: Ertuğrul" kazandı.
Hak ettikleri bir ödüldü, ancak sahnede konuşma yapamadıkları için ödülü iade ettiklerini açıkladılar. Krizin başından sonuna “Diriliş” ekibiyle yan yana olduğum, konuştuğum, tüm iyi niyetimle uzlaşma yolları bulmaya çalıştığım için olayı bir de benden dinleyin... “Diriliş” ekibini sahnede bilerek konuşturmamak gibi bir şey söz konusu olabilir mi arkadaşlar? Kendilerine de söyledim; “Diriliş”in ‘en iyi dizi’ ödülünü kazanmasına en çok sevinenlerin başında biz geliyoruz. Çünkü Altın Kelebek’in oylama sonucu, hak edenlere gittiğinin en büyük göstergesi bu. O yüzden “Diriliş”e daha da özen gösterdik. Tarkan’ın performansının hemen ardından yayın akışına ilk ödül olarak ‘en iyi dizi’yi koyduk. Ödülü bir duayenin elinden; Türker İnanoğlu’ndan almalarını sağladık. Kanal D canlı yayındayken “Diriliş”çileri ilk konuk olarak aldık sahneye. Biz “Diriliş”i konuşturmak istemesek, gecenin sonuna atardık. Kanal D’nin ortak yayını bittikten sonra sadece CNN Türk’ten yayınlardık. Ödülü de Türker Abi’ye değil, herhangi birine verdirirdik olur biterdi. Biz tüm bunlara özenmişken, gerçekten de “Diriliş” ekibi teşekkür konuşmasını yapamadı. Hostes yanlış bir şekilde “Dışarı gelin” diye yol gösterdi, “Diriliş” ekibi de “Teşekkür edeceğiz” demek yerine hostese uydukları için oldu bu. Ama sonuçta ortaya tatsız bir tablo çıktı. Önce “Diriliş”çiler, sonra da biz rahatsız olduk durumdan. Olayın sonrası ise şöyle gelişti...
Dizinin senaristi ve yapımcısı Mehmet Bozdağ’ın salonu kızarak terk ettiğini öğrendim ve “Diriliş” ekibiyle konuştum. Çok açık şekilde; “Haklısınız ama bir canlı yayın kazası bu” dedim. “Biz bunu gazeteden, internetten telafi ederiz. Ben bu tatsız durumu köşemde de yazarım, sizden açıkça özür de dilerim” dedim. “Tamam” dediler, anlaştık, gittiler. 15 dakika sonra geri geldiler, “Biz şu anda, canlı yayında düzeltilmesini istiyoruz” dediler. Konuştuk, tartıştık, ona da tamam dedim. O sırada ödül vermek için sahne arkasında bulunan Genel Yayın Yönetmenimiz Sedat Ergin konuya müdahale etti, “Diriliş” dizisinin kurmaylarıyla görüştü. Sedat Abi açık bir şekilde “ortaya çıkan tablonun yakışıksız olduğunu” belirtti ve mutlaka düzeltilmesi gerektiği talimatını verdi. Yani biz hep birlikte durumu düzeltmekten yanaydık. “Okan çıksın, durumu izah edip özür dilesin” dedi “Diriliş” ekibi. “Tek başına yapmasın, sizden biriyle yapsın. Mehmet Bey, Okan’la beraber çıksın, teşekkür konuşmasını yapsın” önerisinde bulundum. “Gitti” dediler. “Diriliş”in yönetmeni Metin Günay 25 yıllık arkadaşım. “Sen çık Okan’la” dedim ona, “Olmaz” dedi. “Sizin adınıza başka biri çıksın” dedim, kabul etmediler. İlla “Okan tek başına düzeltsin” dediler. Okan da çıktı, kendi üslubunca hem biraz eğlenerek, hem espri katarak “Diriliş”ten özür diledi, kendi programına konuk edeceğini de söyledi. “Diriliş”çiler gittiler, kendi aralarında tartıştılar, bu özrü de beğenmediklerini, ödülü iade edeceklerini söylediler. “Biz bu işi çözmekten yanayız. Yapımcı Mehmet Bozdağ’la konuşturun beni” dedim, konuşturmadılar. Arkadaşım dizinin yönetmeni Metin Günay’dan rica ettim; “Diplomasi yürütelim. Bu ödülü şu anda burada bırakmanıza da tamam ama sosyal medyada iade ettiğinizi açıklamayın. Yarın sabah yapımcı Bozdağ’la bizzat gelip konuşalım, yine de fikriniz değişmezse o zaman iade ettiğinizi açıklayın” dedim. Hiçbir seçeneğe ikna edemedim... 2 saate yakın bir süre, neredeyse bütün bir tören boyunca sahne arkasında, kuliste tüm iyi niyetimle “Diriliş”çilerle olayı tatlıya bağlamaya çalıştım, olmadı. O sırada “Diriliş” oyuncuları ödül yerlere atılmış şekilde yakışıksız fotoğraflar paylaştı. Tören sonrasında gece geç saatlerde “Diriliş”in senaristi ve yapımcısı Mehmet Bozdağ’a da ulaşıp anlattım tüm bunları. Bizim hiçbir art niyetimizin olmadığını, durumu düzeltmek için elimizden geleni yapacağımızı, oyuncularının iddia ettiği şekilde dizi sektöründe ‘bizler-onlar’ gibi bir ayrımı kabul etmediğimizi söyledim. Benim tüm bunları söylememden 1 saat sonra Mehmet Bozdağ’ın “Teşekkür konuşması yapmamız engelledi. Konuşma hakkımızın engellenmesini manidar buluyorum” diye açıklama yapmasına ise üzüldüm. Çünkü biz kimseyi engellemedik. Canlı yayın kazasıydı, hatamızı kabul ettik, telafi için her türlü seçeneği sunduk. Tepkilerinde ne kadar haklılarsa, telafi yerine krizi tırmandırmayı seçtikleri için de o kadar haksızlar.