Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, kanun hükmünde kararnameleri (KHK) Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan CHP'yi "Fabrika ayarlarına, bir anlamda FETÖ ayarlarına mı dönüyor?" diye soran AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'ı eleştirdi. Yılmaz, Ergenekon ve Balyoz davalarını da hatırlatarak, "Devlette yükselmek için Fetullahçı olmanın en çok işe yaradığı dönem de bu partinin iktidar dönemi oldu. Belediye imkânlarının parsel parsel bu çeteye sunulduğu belediyelerde işbaşında hep AKP’liler vardı. Demek ki 'fabrika ayarlarına' geri dönmek mümkün olsa, Fetullahçıların önde gidenleri yine bu partide yer alacaklar" diye yazdı.
Mehmet Y.Yılmaz'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (27 Eylül 2016) nüshasında yayımlanan 'Ekonomi gemisi sloganlarla yürümez' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle
NİHAL Bengisu Karaca geçen gün gazetedeki köşesinde şöyle bir soru ortaya attı: “Bir insan hangi tarihten itibaren FETÖ’cü sayılmalı?”
İnsanda tebessüm yaratan bir soru bu.
Doğal olarak bir tane yanıtı var: Fetullahçı olduğu, o örgütün içinde yer aldığı tarihten itibaren!
Ama hayır, bizim memlekette bu işler böyle yürümüyor, herkesin kendine göre bir miladı var.
“AKP üst aklına” göre bunun tarihi 17–25 Aralık.
O gün bunların çete olduğunun farkına varmadıysan, yandın!
Oysa memleketimizin bir Milli Güvenlik Kurulu var. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, bakanlar filan bu kurula üye. Bunlar toplanıp memleketin güvenliği ile ilgili kararlar alıyorlar ve Mehmet Baransu ile ilgili iddianameden öğreniyoruz ki taaa 25 Ağustos 2004 tarihinde bu kurul karar vermiş: Fetullahçılar devletin güvenliğine tehdit diye önlemler alınmasını istemiş.
O tarih niye milat olarak kabul edilmiyor?
Edilmiyor çünkü o tarihten sonra 10 yıl daha Fetullahçılara ne istedilerse verdiler, bu 10 yılın suçunu üzerlerinde taşımak istemiyorlar.
KPSS sorularının bu çete tarafından çalındığının belli olduğu tarih niye milat olmuyor mesela?
9 ve 10 Eylül 2010 tarihli gazetelerde KPSS sorularını çalıp, dağıtanların Fetullahçı olduğu haberleri, yakalanan bir kişinin ifadesine dayanılarak yayınlanmıştı mesela.
Bu köşede neredeyse 5 yıl her pazartesi bunu sordum. O zaman bu soruşturma örtbas edilmeseydi, bu sınavın cevaplarının darbeci subayların eşlerine Fetullahçılar tarafından verildiği ortaya çıkar, darbeciler daha o zamandan yakalanabilirdi.
Ama üst akıl, miladın 17–25 Aralık olmasını istiyor.
Çünkü Fetullahçılar, o tarihte bazı bakanların ve Halkbank müdürünün evlerine milyonlarca Euro, dolar ve TL doldurmuştu. “Bakara makara” derken elbiselerine ve ayakkabı kutularına dolarlar doldurulduğunu fark edemeyen bakanlar vardı. Zarrab’ın önüne yatanını mı ararsınız, işadamlarını deraguş etmek isteyenleri mi?
Miladın 17–25 Aralık olması bu nedenle daha anlaşılabilir bir durum!
GÜNÜN birinde birileri “fabrika ayarlarına” dönüp, Fetullahçı olursa, bunlar kim olabilir?
Şahıslardan söz etmiyorum, “birileri” derken kastettiğim şey bir siyasi partidir.
Sizce, günün birinde TBMM’deki dört partiden hangisi “fabrika ayarlarına” dönüp, Fetullahçı olabilir? AKP mi? CHP mi? MHP mi? HDP mi?
Yakın zamana kadar, ki üzerinden iki sene bile geçmedi, Fetullahçıların her istediğine evet diyen parti AKP idi.
Ergenekon ve Balyoz ile ordu yeniden dizayn edilirken, Fetullahçıların destekçisi bu partiydi.
Devlette yükselmek için Fetullahçı olmanın en çok işe yaradığı dönem de bu partinin iktidar dönemi oldu.
Belediye imkânlarının parsel parsel bu çeteye sunulduğu belediyelerde işbaşında hep AKP’liler vardı.
Demek ki “fabrika ayarlarına” geri dönmek mümkün olsa, Fetullahçıların önde gidenleri yine bu partide yer alacaklar.
Peki şimdi bir soru daha: CHP’nin böyle bir duruma düşmesi mümkün mü?
Eğer kafanız AKP’li Bülent Turan gibi çalışıyorsa bu mümkün.
“CHP fabrika, bir anlamda FETÖ ayarlarına mı dönüyor” diye soruyor.
Soruyu sormasının nedeni, CHP’nin, bazı KHK’ları Anayasa’ya aykırı bulması!
Gerçek hayatta değil de bir televizyon dizisinde dinleseydik, çok gülerdik bu sözlere.
Ama ne yazık ki memlekette siyaset böyle yapılıyor işte.