Hürriyet'in ilk sayısı kaça satıldı?

Hürriyet'in ilk sayısı kaça satıldı?

T24 - Hürriyet gazetesi yazarı Vahap Munyar, gazeteci Fikret Otyam'ın anlattığı "ilk Hürriyet gazetesinin hikayesi"ni köşesine taşıdı. Otyam parasız kaldığı bir gün yazar  Orhan Kemal'le birlikte Sedat Simavi imzalı Hürriyet gazetesinin ilk sayısını 20 liraya sattığını söyledi.

Vahap Munyar'ın Hürriyet gazetesinde "Simavi’ye ilk Hürriyet’i imzalattı, Orhan Kemal parasız kalınca sattı" başlığıyla yayımlanan (22 Haziran 2011) yazısı şöyle:

Simavi’ye ilk Hürriyet’i imzalattı, Orhan Kemal parasız kalınca sattı

1948 yılı... 22 bin 787 gün önce dönemin genç gazetecilerinden Fikret Otyam, Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayısını alıp, kurucusu Sedat Simavi’nin yanına gitti:

- Bu gazeteyi benim için imzalar mısınız?

Sedat Simavi, karşısındaki genç gazeteciyi kırmadı:

- Verin, imzalayayım...

Otyam, 1956-57 döneminde yedek subay olarak askere gitti. Kıyafetlerini yeni aldığı günlerde ünlü yazar Orhan Kemal’le Sirkeci’deki Meserret Kahvehanesi’nde buluştu.

Orhan Kemal sıkıntılıydı:

- Fikret, paran var mı? Beş parasız kalmış durumdayım.

- Bende de yok Orhan Kemal... Dur bakalım, bir çözüm buluruz.

Orhan Kemal’den yeniden buluşmak üzere izin istedi, evin yolunu tuttu. Arşivinden Sedat Simavi’ye imzalattığı Hürriyet’i çıkardı. Yeniden Meserret’e döndü:

- Kalk bakalım Orhan Kemal...

Birlikte Hürriyet Gazetesi’ne gittiler. Otyam, Haldun Simavi’nin odasına girdi:

- Haldun Bey, bu Hürriyet’in ilk sayısı. Üstünde Sedat Simavi’nin imzası var.

Haldun Simavi, gazeteyi inceledi:

- Fikret Bey, muhasebeye uğrayın, size 20 lira ödesinler...

Otyam, muhasebeye giderken düşündü:

- Acaba Erol Simavi’nin yanına uğrasam daha fazla para verir miydi?

20 lirayı aldı, Orhan Kemal’la birlikte önce Karaköy’e gitti:

- Bu yedek subay şapkası çok büyük. Kafamda dönüp duruyor. Param olmadığı için yaptıramamıştım. Şunu yaptıralım.

Şapkayı yaptırdıktan sonra birlikte bir kebapçıya girdiler:

- Güzel bir kebap eşliğinde rakı içelim.

Karınları doymuş, keyifleri yerine gelmişti. Otyam, 20 liradan artan parayı Orhan Kemal’e uzattı:

- Al bakalım, kalan para senin işini görür...