Hatice Kamer*
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'den 27 Mayıs'tan bu yana haber alınamıyor.
Külter'in ailesi ve avukatları, Külter'in gözaltına alındığı yönündeki iddiaların gerektiği gibi araştırılmadığını söylüyor.
Yetkililer ise Külter'in gözaltına alınmadığı konusunda ısrarcı.
Son mesajından sonra haber alınamadı
DBP'li Külter 27 Mayıs sabahı ailesine gönderdiği mesajda "Geliyorlar, hakkınızı helal edin" diye yazdı.
Kendilerinin, Şırnak'ta operasyonlara katılan güvenlik görevlileri olduğunu iddia eden bazı sosyal hesapları, Külter'in gözaltına alındığına dair paylaşımlarda bulundu.
Daha sonra bu hesaplar askıya alındı.
Bazı görgü tanıkları Külter'in gözaltına alındığı yönünde açıklamalar yaptı.
Külter ailesinin Şırnak Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve Valiliğe yaptıkları başvurularda, bu isimde birinin gözlatı kaydı olmadığı cevabı verildi.
Şırnak Valiliği'nden 29 Mayıs'ta yapılan açıklamada Külter'in gözaltında olmadığı belirtildi:
"Bazı sosyal medya paylaşımlarında Hurşit Külter isimli şahsın emniyet tarafından gözaltına alındığına dair paylaşımlar yapılmaktadır.
"Söz konusu şahıs, emniyet birimlerimiz tarafından gözaltına alınmamıştır."
TBMM'de HDP milletvekillerinin Külter'le ilgili soru önergelerine yanıt veren Milli Savunma Bakanı Fikri Işık şunları söyledi:
"Bu Hurşit Külter'le ilgili, bir Twitter hesabından, özel harekât tarafından şahsın gözaltına alındığıyla ilgili bir iddia ortaya atılmış. Bu iddiayla ilgili savcılığa müracaatta bulunulmuş.
"Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirmiş, şu anda bu inceleme devam etmektedir.
"Biz AK Parti iktidarı olarak hiçbir hukuksuzluğa tahammül etmeyiz, izin vermeyiz ama terörle mücadelede de sonuna kadar bu mücadeleyi veririz, bu mücadeleyi veren insanların yanında ve arkasında oluruz."
Ailenin avukatları Külter'in akıbetiyle ilgili herhangi bir gelişme olmaması üzerine Anayasa Mahkemesi, AİHM, BM Gözaltında Kayıp Komisyonu'na başvuru yaptı.
İçişleri Bakanlığı'nın konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili bir mülkiye müfettişini görevlendirdiğini belirten aile avukatlarından Emirhan Uysal bu incelemeyle ilgili şunları söyledi:
"Müfettiş geldi ve Cizre'de bir hafta önce bazı temaslarda bulundu. Avukatlar gözetiminde inceleme yapılsın istedik. En az üç avukatın incelemeye katılmasını istedik. Ancak müfettiş güvenlik olmadığı gerekçesiyle incelemeyi tamamlayamayacaklarına dair bir rapor hazırladı ve gitti."
Külter'in gözaltına alındığını gören bazı tanıkların olduğunu söyleyen Uysal, bunların tanık olarak kabul edilmesi için savcılık tarafından ifadelerinin alınması gerektiğini belirtti.
"İsimleri savcılığa ulaştırmadık daha ama kişiler belli. Savcılık bu kişileri şüpheli değil tanık sıfatıyla çağırıp ifadelerini almalı. Ama şu an öyle bir durumdayız ki kimse gidip ifade verecek cesareti bulamıyor. Kim ifadeye gitse olağan şüpheli, potansiyel suçlu olarak görülüp gözaltına bile alınabilir".
"Sonraki süreçte ortaya çıkan yeni tanık iddiasına göre Külter'in Gümüştepe mevkii nden alınıp 23. Jandarma Tümen Komutanlığına götürüldüğün söylendi. Bu haber yayınlandıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı 'Külter gözaltında değildir' açıklaması yaptı. Hukuk bu iddiaları değerlendirmelidir. En azından savcılığın bu tankları dinlemek için bir çağrısı olmalıydı."
Sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra Şırnak yakınlarında kurdukları çadırlarda yaşayan ailesi ise Külter'den bir haber gelmesini bekliyor.
Anne Kerime Külter, üzüntüden hastalandığını söylüyor:
"Günlerdir bekliyorum, oğluma ne oldu, şimdi nerededir diye düşünüp duruyorum. Şırnak'ta teyzesinin evindeydi. Yasak başlayınca onunla hiç görüşemedik. Arada sırada mesajla durumunu bildirir iyi olduğunu söylerdi. Ama günlerdir hiçbir haber alamıyoruz. Ne benim oğlum kaybedilsin ne de başka çocuklar."
"Geçirdiğim ameliyattan dolayı yolculuk yapamıyorum, yoksa şimdi kapı kapı dolaşır oğlumu arardım".
Ağabeyi Kamil Külter de içinde bulundukları durumu "İnanın bundan daha acı bir durum yok" sözleriyle tarif ediyor ve ekliyor: "Öncelikle annem çok yıprandı, biz kardeşimin hayatta olduğu haberini almak ve umudumuzu yitirmek istemiyoruz. Ortadan kaybolduğu günden beri acı içinde yaşıyoruz.
"Onu görmeden umudumuzu kaybetmek istemiyoruz. Ama içinde yaşadığımız koşullar ortada. Yine de iyimserliğimizi ve umudumuzu kaybetmek istemiyoruz.