Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı canlı yayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'başörtü' açıklamasını değerlendirdi. Baş, “Bugün Türkiye’de başörtülü insanların oy tercihini bir anketle sorgulayalım desek, başörtülü hanımefendileri yüzde ellisi AK Parti demiyor. Bakın yarısından da aşağıdır.” diye konuştu.
BTP lideri Baş, TELE1 ekranlarında Enver Aysever’in sunduğu Ayrıntılar programının konuğu oldu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Baş, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından Meclis gündemine taşınan başörtü tartışmalarına ilişkin konuştu. Türkiye’de şu anda başörtü nedeniyle bir sorun olmadığını belirten Baş, “Ben şu anda Türkiye’de başörtülü bir bireyin bir hanımefendinin bir baskıya maruz kaldığın bir şey yapamadığını gözlemlemiyorum bugün hakim olabiliyor, öğretmen olabiliyor, kamuda çalışabiliyor, sokakta gezebiliyor. Dolayısıyla başörtü ile ilgili Türkiye’de şu anda yaşanan bir sorun yok.” dedi.
Baş’ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün başörtü tartışmaları da tekrar alevlendi. Çok enteresan bir biçimde. Dolayısıyla burada anlamamız gereken şu: bu toplum rahatlıkla huzurlu huzuruyla birlikte her şeyi yaşayabilecek toplum olması gerekiyor. Eğer bu toplum bu noktaya getirebilirsek, herkese kimseye karışmadan bir hayat yaşatabilirsek. Bu toplum barışacaktır ama baskı yaptığınız her alandan patlama olacaktır. Bugün sosyal medya yasası konuşuluyor. Aynı hikaye burada geçerli.
Ben şu anda Türkiye’de başörtülü bir bireyin bir hanımefendinin bir baskıya maruz kaldığın bir şey yapamadığını gözlemlemiyorum bugün hakim olabiliyor, öğretmen olabiliyor, kamuda çalışabiliyor, sokakta gezebiliyor. Dolayısıyla başörtü ile ilgili Türkiye’de şu anda yaşanan bir sorun yok.
Benim eşim de başörtülü, annem de başörtülü ve biz toplumda bir rahatsızlık yaşamıyoruz ki burada benim daha farklı eksik gördüğüm bir şey var aslında. Bugünkü tartışma başörtülülere de bir hakaret. Neden şimdi siz bir partinin genel başkanı olarak bir temsilci olarak bir siyasal ideolojinin veya fikrin temsilcisi olarak ne yapıyorsunuz? Size ait olmayan fikirdeki insanları kendinize yakınlaştırmak istiyorsunuz? Bu yüzden diyorsunuz ki ben şu insanlara özgürlük tanıyacağım. Peki siz bu insanların tamamının AKP’li olduğunu, bu insanların tamamının cumhur ittifakında olduğunu, bu insanların tamamını Atatürk’e karşı veya Atatürk oluşumuna karşı oldum. Cumhuriyete karşı oldum veya Türk devletiyle kavgası oldu. Nereden çıkardınız böyle bir şey yok ki?
Kemal Kılıçdaroğlu bir strateji yapmış, bunu başarır başarmış bilemiyorum bir kalıba da sokmayalım ama kendisine yakın insanların onu eleştirmesi yapmaya çalıştıysa zaten engelliyor. Orada öyle bir durum var, destek olsanız belki başaracak ben bir farklı görüş olarak bunu söylüyorum. Diyorum ki bu insanlar esasında AK Partili değil. Bunu anlamamız lazım. Ben size çok net bir şey söyleyeyim. Bugün Türkiye’de başörtülü olup oy tercihini insanları bir anketle sorgulayalım desek, başörtülü hanımefendileri yüzde ellisi AK Parti demiyor. Bakın yarısından da aşağıdır. Bu benim gözümde o insanları da bir ötekileştirmek. O insanları da bir yere itmek, o insanları da bir kutba dahil etmek değil ki. Ben bunu yaşıyorum, ben bunu ailemde yaşıyorum, çevremde yaşıyorum ve biz yani şunu da söyle yemek lazım başörtülü. Ben size çok şikayetlerden birini söyleyeyim. Başörtülü insanlar diyor ki ya bir yere gidiyoruz, hepimize AK Partili gözüyle bakıyorlar. Biz affedersiniz ama nefret ediyoruz diyorlar. Şimdi niye bunları bir yere koyuyorsunuz?
Bu biraz da cinsiyetçi bir yaklaşıma da gidiyor. Nasıl gidiyor Mesela burada kamu kurumlarında başörtülü insanlar özgürce girsin girmesin gibi. Bunun erkek kısmı ne yapacaksınız? Yani erkek başını örtmüyor ama başka bir dünyada yaşıyor, başka bir düşünceye sahip. Belki Cumhuriyet ilkelerine aykırı, belki anayasaya baş kaldırır vaziyette bu da mümkün. Onu siz Yargıtay Başsavcısı yapabilirsiniz. Ama siz cumhurbaşkanı yapabilirsiniz ama siz onu başbakan yapabilirsiniz, haberiniz olmaz, haberiniz olmaz. Yani bu zaten sonuç olarak şunu demek istiyorum. Ben muhafazakar çevreyi tanıyan biri olarak söylüyorum. Başörtüsü bir bayrak değildir. bunu bayrak gibi ne seküler kısmın ne layik kısmını ne muhafazakar kısmı sallaması doğru değil. Bunun suistimal edilmesi de doğru değil. Bu bir yaşayış biçimi. Bu bir inanç biçimi. Dolayısıyla bunun üzerinden siyaset yapma gerçekten hoş bir şey değil. Yani bu o insanlara da hakaret. Ha diyeceksiniz ki bu insanlar manipüle ediliyor. O zaman biz şunu konuşalım, insanımızın manipüle edilemeyeceği bir eğitim sistemini nasıl oluştururuz bunu konuşalım. Bunu çözdüğümüz zaman problemi çözebiliriz.