Hüseyin Baş: Depremin değil, yapıların insanları öldürdüğü bir felaketle karşı karşıya kaldığımızın bilincindeyiz

Hüseyin Baş: Depremin değil, yapıların insanları öldürdüğü bir felaketle karşı karşıya kaldığımızın bilincindeyiz

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Yıkılan binaların yüzde 80'inin 2000 yılı ve öncesi yapılar olduğu söyleniyor yetkililer tarafından. Dolayısıyla aslında depremin değil, yapıların insanları öldürdüğü bir felaketle karşı karşıya kaldığımızın bilincindeyiz. Bu daha önce almadığımız derslerin faturasını ödediğimiz bir süreç. O yüzden bir an önce bu noktada gerekli adımları atmamız gerekiyor” dedi.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde bu sabah saat 04.17'de meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem, 10 ilde etkili oldu. Saat 13.24'te de merkez üssü Elbistan olan 7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana geldi. 

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, şunları söyledi:

"Ülke olarak yaşadığımız ilk felaket değil, görünen o ki coğrafi koşullar da göz önüne alındığında son da olmayacak"

“Ülke olarak tam bir afet durumuyla karşı karşıyayız. Ülkece seferberlik halindeyiz. Tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Umarız en az can kaybıyla bu yaraları hızlıca saracağız ve ülke olarak toparlanmamıza gayret edeceğiz, bunu başaracağız diye umut ediyoruz. Bu tabi ülke olarak yaşadığımız ilk felaket değil, görünen o ki coğrafi koşullar da göz önüne alındığında son da olmayacak. Dolayısıyla bizim toplum olarak, ülke olarak artık bir an evvel öncelikle yetkililerin daha sonra bütün vatandaşlarımızın bu konuya duyarlılığını ciddi anlamda artırması gerekiyor. Beklenen bir büyük İstanbul depreminden de bahsediyoruz. Yine nüfus yoğunluğunun yüzde 20’sini belki yüzde 30'unu etkileyecek bir durumdan bahsediyoruz. Bu sebeple bir an önce gerekli önlemleri alarak gereken çalışmaları yapmamız lazım.

"Kahramanmaraş teşkilat başkanımız ailesiyle birlikte göçük altında"

Gaziantep Nurdağı İlçe başkanımıza henüz ulaşamadık. Kahramanmaraş teşkilat başkanımızın ailesiyle birlikte göçük altında olduğu bilgisi bizlere ulaştı. Kendilerinden iyi haberler almayı umut ediyoruz. Depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Bu tip durumlar toplumsal olarak kenetlenmemize vesile olmalı, bu günlerin duyarlılığımızın arttığı günler olması gerekiyor. O yüzden bölgedeki yetkililerin yönlendirmesiyle hareket etmek çok önemli. Umarız yardımlar hızlı bir şekilde ulaşacaktır. Yıkılan binaların yüzde 80'inin 2000 yılı ve öncesi yapılar olduğu söyleniyor yetkililer tarafından. Dolayısıyla aslında depremin değil, yapıların insanları öldürdüğü bir felaketle karşı karşıya kaldığımızın bilincindeyiz. Bu daha önce almadığımız derslerin faturasını ödediğimiz bir süreç. O yüzden bir an önce bu noktada gerekli adımları atmamız gerekiyor. 

"Gün siyasetin üstünde, gün birlik olma günü, beraber olup yaraları sarma günü"

Bölgeyle teşkilatlarımız irtibat haline. Yakın iller bölgeye intikal ediyorlar. Orada yardımla ilgili ellerinden geleni yapacaklar. Bütün teşkilatlarımız şu anda enkaz altında kalmış vatandaşlara yardım ulaştırmakla sorumlular, bu konuda görev aldılar, çalışmalar yapıyorlar. Teşkilatımız dışından da bize çok sayıda gönüllü başvurular oldu. Halkımızın bu duyarlılığı da bizi bu afetin içinde aslında mutlu eden bir şey. Toplum olarak birlikte olacağız, kenetleneceğiz. Gün siyasetin üstünde, gün fikirlerin üstünde, gün birlik olma günü, beraber olup yaraları sarma günü. Türkiye'nin geçtiği bu acılı süreçten bir an evvel kurtulmasını, yaralarını sarmasını ve güzel günlere kavuşmasını umut ediyoruz.

"Ne kadar yardım edebilirsek oradaki insanlarımızın yaraları o kadar erken sarılır"

Parti olarak deprem bölgesine hijyen malzemeleri, çocuk bezi, gıda, içlik, battaniye gibi elimizden gelen yardımı bölgedeki depremzede kardeşlerimize ulaştırmak için gerekli adımları attık. Süreç boyunca da yardımlarımızı devam ettirmeye çalışacağız. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Ne kadar yardım edebilirsek oradaki insanlarımızın yaraları o kadar erken sarılır. Bu yüzden bütün toplumumuz duyarlılığını artırıp elinden geldiğince bu derin meseleyi çözmek için elini taşın altına sokmalıdır.” (ANKA)