İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2032’ye kadar Hüsnü Özyeğin’e kiralanan Swissotel arazisini satma girişimi, yargı engeline takıldı. Kararda, Özyeğin’in arazi üzerindeki intifa hakkının 9 yıl daha devam edecek olması nedeniyle ihaleye başka bir isteklinin talep göstermeyeceği vurgulandı. Bu nedenle, “büyük hak kaybı ve telafisi güç sonuçlar doğuracağı” gerekçesiyle kararın hukuka aykırı olduğu hükmüne varıldı.
İstanbul’un en kıymetli yerlerinden biri Dolmabahçe Sarayı sırtlarında bulunan ve dönemin AKP’li Belediye Başkanı Kadir Topbaş yönetimi tarafından satışı yapılan Swiss Otel arazisinin satış ihalesini 2012'de iptal eden yargı, 11 yıl sonra Ekrem İmamoğlu yönetiminin satış girişimine de vize vermedi. Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li üyeleri Özgür Öz ve Mehmet Ali Tüy tarafından yargıya taşınan 18 Mayıs 2022 tarihli Büyükşehir Belediyesi Meclis kararının yürütmesi, “rekabet şartlarının sağlanamayacağı”, “büyük hak kaybına neden olacağı” ve “telafisi güç sonuçlar doğuracağı” gerekçesiyle durduruldu.
Mülkiyeti İBB’ye ait olan ve üst kullanım hakkı 43 yıllığına Hüsnü Özyeğin’in Anadolu Japan Turizm A.Ş. firmasına ihale edilen arazinin yılan hikayesine dönen serüveni, 1988'de başladı. Yap-İşlet-Devret modeliyle açılan ihaleyi 1989'da kazanan Anadolu Japan Turizm, arazi üzerine inşa ettiği Swissotel’i 1991'de hizmete açtı. İhale kapsamında firmanın İBB’ye ödeyeceği kira bedeli Swissotel’in yıllık cirosunun yüzde 7’si olarak belirlenmişti. AKP’li Kadir Topbaş’ın Belediye Başkanı olduğu dönemde 2009 yılında İBB yönetimi, arazinin satışına karar verdi ve 2010'da düzenlenen ihale sonucunda, ihaleye tek başına giren Anadolu Japan Turizm, 422 milyon TL bedelle araziyi satın aldı.
Tapu devrinin ardından İBB’nin CHP’li meclis üyeleri, satış kararını yargıya taşıdı. İstanbul 7. İdare Mahkemesi de, 2012'de verdiği kararda. arazi üzerinde işletmeci şirketin “intifa” hakkının devam ettiğini vurguladı ve bu nedenle de. “rekabet şartlarının sağlanamayacağı” ve “kamu yararına aykırı olduğu” gerekçeleriyle ihaleyi iptal etti. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi de 2019'da aldığı kararla, İBB’nin Özyeğin’in firmasından tahsil ettiği 422 milyon TL’nin, 896 milyon 923 bin TL olarak firmaya geri ödenmesine hükmetti.
Karar kesinleşince İBB’nin yeni Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu, şirketle yeniden yapılandırmanın yapılabilmesi için Haziran 2021'de Meclis’ten yetki aldı. Yapılan görüşmeler sonucunda 1 milyar 240 milyon TL’lik ödeme karşılığında tapunun yeniden İBB’ye devredilmesi için anlaşmaya varıldı. İBB yönetimi de 1,2 milyar TL ödemenin yapılabilmesi için arazinin satışına yönelik girişimlere başladı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 18 Mayıs 2022 tarihli toplantısında arazinin satışına yönelik Meclis kararı alındı.
Ancak, CHP’li meclis üyeleri Özgür Öz ve Mehmet Ali Tüy ile İyi Partili meclis üyeleri Bora Kılıç ve Yakup Fındık, karara arazinin 2032'ye kadar kullanılamayacak olmasından dolayı, ihaleye başka firmaların girmeyeceği, bu nedenle de kamu zararı oluşacağı gerekçesiyle şerh düştü. CHP’li üyeler Öz ve Tüy, daha sonra Meclis kararının yürütmesinin durdurulması talebiyle İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nde dava açtı.
Dava dilekçesinde arazinin Türkiye’nin arsa ve yeşil alan niteliğindeki en değerli gayrimenkullerinden olduğuna dikkat çekilerek, üst kullanım hakkının Anadolu Japan Turizm’de olduğu bu nedenle de kullanım hakkı sahibinden başka kimsenin ihaleye girmek istemeyeceği belirtildi. Bu kullanım hakkının 2032’ye kadar devam edeceği vurgulanırken ayrıca İBB’nin Swissotel’in yıllık cirosu üzerinden aldığı yüzde 7’lik payın 2032'de üst kullanım hakkının sona ermesi ile yüzde 100’e çıkacağı da belirtildi. Öte yandan arazinin Beşiktaş-Dolmabahçe-Ortaköy koruma amaçlı nazım imar planı içinde olduğu, bu nedenle de kentsel sit koruma alanı niteliği göz önünde bulundurularak, hiçbir şekilde özel mülkiyete geçmemesi gerektiğine de işaret edildi.
Mahkeme, geçtiğimiz günlerde itirazı karara bağladı. Mahkeme kararında İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin, arazinin yine Hüsnü Özyeğin’in firmasına satışının yapıldığı ihaleye yönelik vermiş olduğu 2012 tarihli iptal kararına da atıf yapılarak, “rekabet koşullarının oluşmayacağı” hükmü ile ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Taşınmazların üzerinde bulunan ve başka bir işletmeye ait intifa hakkından dolayı kısa sürede ekonomik anlamda fayda sağlayamayacağından yoğun olarak talep göremeyeceği ve rekabet koşullarının oluşmayacağı anılan yargı kararıyla da ortaya konulduğu, yargı kararının gerekçesinde belirtilen durumun devam ettiği, açıkça hukuka aykırı olduğu saptanan, taşınmazların satışı durumunda ekonomik anlamda büyük hak kaybına neden olabileceği nedeniyle dava konusu işlemin hukuk aleminde telafisi güç ve imkansız zararlara yol açacağı sonucuna varılmıştır.”
İstanbul 4. İdare Mahkemesi, bu gerekçelerle, oybirliğiyle meclis kararının, temyiz yolu açık olmak üzere yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.