Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, TBMM’de görüşmeleri süren İç Güvenlik Paketi’ni ve polisin isyan bastırmakta kullanılan zırh delici mermi satın aldığı iddiasını bugünkü köşesine taşıdı.
“Israrla, sadece ‘bonzai’ ve ‘molotof’ üzerinden sunulan ‘İç Güvenlik Paketi’nin 2 değil; tam 132 maddeden oluştuğunu” hatırlatan Toker “Eğer bu “paket”, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın açıklamasındaki gibi, vatandaşların daha huzurlu yaşaması için hazırlandıysa, ocak ayı bütçe rakamlarında görünen 10 milyon TL düzeyindeki yüksek mühimmat harcaması neden yapıldı?” sorusunu dile getirdi.
Çiğdem Toker’in ‘Öyle veya böyle ölüm” başlığıyla Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısı şöyle:
“İç Güvenlik Paketi” hakkında, halef-selef iki cumhurbaşkanından, iki saat arayla gelen yorumlar, bizi nasıl bir seçim atmosferi beklediğine dair -zaten belirlemeye başlayan- işaretlere kritik önemde yeni maddeler ekledi. Abdullah Gül’ün, cuma namazı çıkışında, “yeniden gözden geçirilmesini” tavsiye ettiği paket için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Öyle de yapsanız, böyle de yapsanız bu kanun çıkacak” ifadesi, birden fazla mesaj ve içerik taşıyor.
Ama öncesinde, Gül’ün, halen cumhurbaşkanı olsaydı, önüne gelecek bu yasa karşısında, nasıl bir tutum izleyeceğini düşünmek yararlı olabilir.
Peşinen söyleyelim ki, yedi yıllık görev süresi boyunca; sadece beş yasayı “veto”eden Gül’ün; Başbakanlık koltuğundaki Erdoğan’ın, ihtirasla istediği bir kanunu geri gönderme olasılığı bir hayli düşük olurdu.
Doğru; genel kuruldan geçmeden önce, “Köşk” hukukçuları kanalıyla, AKP Grubu’na düzeltmelerin yapılması tavsiyesinde bulunurdu belki.
Ama bu ön temaslar, “ipleri koparma” anlamına gelecek bir vetoyla sonuçlanamazdı.
Gül’ün, sadece “kişiye özel kanun olmaz” gerekçesiyle hatırlayacağımız “şike kanunu” hariç; temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, toplumsal dirençle karşılaşan yasal düzenlemeler konusunda, iz bırakan bir tutum sergilemediğini biliyoruz.
Uluslararası düzeydeki güçlü uyarılara rağmen “internet sansürü” ve yüz binlerce velinin isyanına karşın “4+4+4” kanunlarını imzalaması; bunu anımsamak için yeterli olacaktır.
Dolayısıyla, Abdullah Gül’ün “yeniden gözden geçirilme tavsiyesi”ni, yedi yıllık imza-veto karnesinden ziyade; aynı mikrofonlara aynı dakikalarda söylediği, “Ben bu partinin kurucusuyum” cümlesi ve 7 Haziran sonrasındaki AKP projeksiyonlarını öngörerek “okumak”, daha anlamlı olacaktır.
***
Bu doğrultuda, Erdoğan, “Öyle de yapsanız böyle de yapsanız bu kanun çıkacak”diyerek aslında şunları da söylemiş oluyor:
1.Gül’e seçim süreci ve sonrasında biçilen rolleri “küçülterek” meydan okuyor.
2.Dün itibarıyla, çetelesine “beş yaralı” düşmüş “ince ruhlu” AKP Grubu’na, amiyane tabirle, “Yürüyün koçlar” mesajı veriyor.
3.TBMM yönetimine de “yoklama alma, saldırgan davranan vekillere uyarı gibi temel içtüzük kurallarına uymayabilirsiniz” diyor.
***
Sanki kimsenin okur-yazarlığı yokmuş; sanki karşı çıkan varmış gibi, ısrarla, sadece“bonzai” ve “molotof” üzerinden sunulan “İç Güvenlik Paketi”nin 2 değil; tam 132 maddeden oluştuğunu ve yasalaştığında polisi; hâkimiyle, savcısıyla, yargının üzerine çıkaracağını bir kez daha anımsatarak soralım:
Eğer bu “paket”, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın dün soru almadan kalkıp gittiği basın açıklamasındaki gibi, vatandaşların daha huzurlu yaşaması için hazırlandıysa, ocak ayı bütçe rakamlarında görünen (Bkz. 17 Şubat tarihli yazım) 10 milyon TL düzeyindeki yüksek mühimmat harcaması neden yapıldı?
-Bu harcama kalemi ile sendika.org sitesinin dün özel haberinde duyurduğu, özel harekât timlerinin kullandığı “zırhı delen mermi” olarak bilinen “hollow point” siparişi arasında bir bağlantı var mı?
- (19 Şubat Perşembe) Hamburg havaalanına inen Lufthansa Havayolları’na ait bir uçaktan siyah folyo ile sarılı olarak indirilen 16 palet malı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Hornady Manufacturing Company adlı ABD’li silah şirketi mi gönderdi? -İki yıl önce Emniyet Genel Müdürlüğü’nün alınacağını duyurduğu bu mermilerden 3 milyon adet alındı mı? -Bu mermiler nerede kullanılacak? “Öyle ya da böyle” çıkacak “İç Güvenlik Paketi”nin polise tanıyacağı sınırsız adam öldürme yetkisi için yapılan bir hazırlık mı?