CHP, hükümetin seçimlerden önce yasalaştırmayı planladığı İç Güvenlik Paketi’ne ilişkin muhalefet şerhinde, ‘tabanca’ya paraya çevrilip ertelenebilecek şekilde 1 yıl ceza verilirken, ‘sapan’a 2 yıl hapis cezası getirildiğine dikkat çekti. Soğuktan korunmak için yüzünü kaşkol ile örten barışçıl göstericiye bile 4 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü belirtilen muhalefet şerhinde, 3200 polis müdürünün de zorunlu emekli edileceği ifade edildi, şu noktalara dikkat çekildi:
“Bakanlığın ve valilerin yetkilerini olağanüstü genişleten, onlara adli makamların görevlerini devreden, özgürlüklere darbe vuran bir tasarı” diye nitelenen paketin Anayasa’nın şu 15 maddesine aykırılık içerdiği belirtildi. Bu maddeler şöyle sıralandı: “2. maddesindeki hukuk devleti, 6, 7 ve 8. maddelerindeki kuvvetler ayrılığı, 9. maddesindeki yargı yetkisi, 17/3. maddesindeki yaşama hakkı, 19. maddesindeki kişi hürriyeti ve güvenliği, 20. maddesindeki özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı, 34. maddesindeki toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, 37. maddesindeki kanuni hâkim güvencesi, 49. maddesindeki çalışma hakkı ve ödevi, 119, 120 ve 121. maddesindeki olağanüstü hal ilanı yetkisi ile 138. maddesindeki mahkemelerin bağımsızlığı ilkeleri.”
Hürriyet'ten Turan Yılmaz'ın haberine göre tasarıyla, “Başkasının can güvenliğini tehlikeye düşürüyor” bahanesiyle kolluk kuvvetlerine, özellikle toplumsal olaylarda masum vatandaşları da ‘tehlikeli’ diyerek ‘Koruma altına alma bahanesiyle’ yakalama yetkisi verildiği belirtilen muhalefet şerhinde şöyle denildi: “‘Koruma’ hukukumuzda karşılığı olmayan bir kavram olduğu için bu korumanın ne kadar süreceği belirsizdir. Ayrıca, bu madde, kolluğa, yine istediği kişiye ‘tehlike oluşturuyorsun’ diye uzaklaştırma adı altında bir il, ilçe ya da bölgeye girmesini engelleme yetkisi vermektedir. Bu madde ile kolluk, bir milletvekilinin bir bölgeye girmesini, eylemi tehlike oluşturuyor bahanesiyle engelleyebilecektir. Bu düzenleme ile mevzuatta tanımlanmamış, sebep ve sınırları tarif edilmemiş ‘koruma altına alma’ ve ‘uzaklaştırma’ yetkileriyle Türkiye tümüyle olağanüstü halin yürürlükte olduğu bir toplama kampına dönüştürülmek istenmektedir” denildi.
Kolluğun silah kullanma yetkisini genişleten düzenlemenin ‘yargısız infaz’ ve ‘orantısız güç’ tartışmalarını alevlendireceği belirtilen muhalefet şerhinde, sapanın da suç sayıldığı anımsatılarak şu ifadelere yer verildi: “Üzerinde ateşli silahla (tabanca) yakalanan şahsa verilecek cezanın 12 ay olduğu, bu suçun paraya çevrilebildiği, ertelenebildiği ve hatta hükmün açıklanmasının geri bırakılabileceği de düşünülürse, bir sapanla gösteriye katılmış barışçıl göstericiye, 2 yıldan fazla ceza verilerek nasıl tehdit altına alınmak istendiğini kabullenmek olanaksızdır. Yine yüzünün yarısını kaşkoluyla belki soğuktan korunma amacıyla kapatmış barışçıl göstericiye 2 yıl 6 aydan, 4 yıla kadar ceza verilmesini anlamak mümkün değildir.”
Savcılara ait ‘Suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması’na ilişkin yetki ve görevlerin, vali ve kaymakamlara devredildiği, bu durumda iktidar yandaşlarının işlediği suçların soruşturulmasının mümkün olmayacağı savunulan muhalefet şerhinde, tasarıyla valilere ‘mini olağanüstü hal yetkisi’ tanındığı da belirtilerek, “Bu yöntemler olsa olsa diktatörlük rejimlerinde uygulanan yöntemler olabilir” denildi. Tasarıyla getirilen düzenlemeyle, poliste hükümete yakın olmayan kişilerin terfi edememesinin yolunun açılacağı belirtilen muhalefet şerhinde, “Halen görev yapmakta olan yetişmiş ve nitelikli ve parti polisi yaklaşımlarına biat etmeyeceği öngörülen yaklaşık olarak 3200 Emniyet üst düzey görevlisinin 6 ay içinde zorunlu emekli edilmeleri öngörülmektedir” denilirken, polis okullarının kapatılmasına ilişkin de “Darbe dönemindeki kadar hukuka saygı gösterilmemekte ve sınavlara girerek kazanan ve polis kolejinde okuyan öğrenciler mağdur edilmektedir” görüşüne yer verildi.
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, İstanbul Milletvekili Celal Dinçer, Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın hazırladığı muhalefet şerhinin sonuç bölümünde de “İktidar, bu yasa teklifi ile polis devletini kurumsallaştıran adımlar atmak istemektedir. Böyle yasalar ancak totaliter ülkelerde, kendi iktidarlarını korumak ve kendilerine karşı oluşabilecek her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmek için çıkarılabilecek keyfî düzenlemelerdir. Amaç mutlak iktidardır ama denetlenmeyen, kontrol edilmeyen mutlak iktidar tehlikelidir. Dünya siyasi tarihî bunun örnekleri ile doludur” denildi.
Tasarıyla Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarının siyasallaşmasını sağlayacak düzenlemeler getirildiği de savunulan muhalefet şerhinde, “TSK’nın ayrılmaz birer parçaları olması nedeni ile Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarının siyasallaşması giderek TSK’nın siyasallaşmasının yolunu açacaktır. Bu ise ülke için felaket demektir. Ordunun siyasallaşmasının Balkan Harbi’ni kaybetmemize neden olduğu unutulmamalıdır.” denildi.