İç Güvenlik Yasası'nın kabulünden sonra 231 kişi bombalı saldırılarda hayatını kaybetti

İç Güvenlik Yasası'nın kabulünden sonra 231 kişi bombalı saldırılarda hayatını kaybetti

İç Güvenlik Yasası'nın 2015 yılında onaylanmasının üzerinden 1 yıl geçerken, 5 Haziran'da HDP'nin Diyarbakır mitingiyle başlayan ve İstiklal Caddesi'ndeki olayla birlikte yediye ulaşan bombalı saldırılarda 231 kişi hayatını kaybetti. 

Terör saldırılarına karşı önleyici arama yapılmasına rağmen, canlı bombalar yakalanamıyor. 2016 yılı başından bu yana İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye genelinde her ay üçer kez araç, eşya ve üst araması yapıldı. 10 günlük sürelerle güvenlik güçlerinin yaptığı uygulamalarda bir canlı bomba bile yakalanamadı. Emniyet ve MİT'in takibindeki PKK'lı Seher Çağla Demir Ankara Kızılay'ı patlattı. Arama listesinde IŞİD militanı Mehmet Öztürk ise İstanbul İstiklal'de saldırı düzenledi.

 

3 ayda 11 önleyici arama yapıldı

 

Türkiye genelinde terör eylemlerini önleyici arama kararları çıkarıldı. Her ilin Emniyet Müdürlüğünün çıkardığı kararlar “Son dönemde meydana gelen olaylar ve olası eylemlere yönelik önleme araması” ifadeleriyle başladı. Önleyici arama kararları çerçevesinde ilçe emniyet müdürlükleri de sorumluluk bölgelerinde bulunan cadde ve sokaklarda yol kontrol ve denetiminde vatandaşların üstlerinde, araçlarda ve eşyalarında inceleme yaptı. İstanbul ve Ankara'da 1 Ocak-16 Mart tarihleri arasında her ay üç kez olmak üzere toplamda 11 önleme aramasına gidildi. Sabah saat 08.00'dan akşam 20.00'a, akşam saat 20.00'dan sabah 08.00'a kadar güvenlik güçleri durdurdukları vatandaşlara güvenlik sorgulaması da yaptı.

 

İç güvenlik paketiyle geniş yetki

 

Özgür Düşünce'den Hasan Bozkurt'un haberine göre, İç Güvenlik Yasası ile daha da genişletilen polisin arama ve dinleme yetkisine rağmen terör eylemleri engellenemedi. 3 Nisan 2015 tarihinde onaylanan yasayla hakim kararı olmadan polis amirinin sözlü emriyle arama yapılmasının önü açıldı. Yine polise amirinin talimatıyla şüphelilerin telefonlarını dinleme yetkisi verildi. Polise geniş yetkiler veren ve 11 aydır uygulanan yasaya rağmen teröristler yakalanamadı. 5 Haziran 2015'te Diyarbakır'da başlayan canlı bomba saldırılarında 231 kişi öldü. Bin 500 kişi yaralandı.

 

“Ülke terör serbest bölgesi haline geldi”

 

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, şöyle konuştu:  "Terör unsurları Türkiye'yi örümcek ağı gibi sarmış. Tedbir almadılar. Terör örgütleriyle iç ve dış politikada zaafiyet oluştu. Zaafiyetin neticesinde birçok unsur network oluşturdu. Bunlar maalesef teröre karşı koruyucu tedbir alamadıkları için bedelini çok acı şekilde ödüyoruz.

Sınırlarımız kevgire döndü. İçerdeki ve dışarıdaki terör unsurları Türkiye'de ilişki ağı içerisinde. İstedikleri arabaları alıyorlar, dolaştırıyorlar, bombayı getiriyorlar. Kilometrelerce yolculuk yapıp sonunda Türkiye'nin kalbi denebilecek noktalarda patlatıyorlar. Adeta terör serbest bölgesi halinde isteyen istediğini yapabilecek noktaya geldi."

 

“Türkiye'nin direnci kalmadı”

 

Oslo görüşmelerinde ‘Hangi bombanın nerede olduğunu biliyoruz' diye itiraflar vardı. Almanların ve ABD'lilerin bildiklerini vatandaşlarından saklayacak noktaya geldik. Terör örgütü hücreleri idarecilerimizin zayıflığı ve eksikliğinden zemin bulmuştur. Çözüm süreci ve Suriye politikasıyla Esad'ı götüreceğim diye birçok insan silahlı hale getirildi. Bir terör örgütünün Türkiye'de eylem yapmasını caydırabilecek bir husus göremiyorum. Çünkü dirençsiz bir Türkiye oluştu."

 

“Şehirler boşalıyor”

 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şunları söyledi:  "Bu ülke birileri tarafından yönetilirmiş gibi yapılıyor, ama kanlar akıyor, bombalar patlıyor ve evlatlarımız ölüyor. Türkiye'nin kalbinde, Ankara'da; İstanbul'da, İstiklal Caddesi'nde tüm vatandaşlarımıza ‘Hiçbiriniz güvende değilsiniz' diyen turistlere, ‘Türkiye'ye gelmeyin' diyen, ülkemizi sosyal ve ekonomik olarak da çökertmeye çalışan bir anlayış içinde olan çaresiz bir hükümet var. Şehirler boşaldı. Hayalet şehre dönmüş durumda." 

 

“İstiklal bombacısı da ‘tanıdık' çıktı”

 

İstiklal Caddesini kana bulayan canlı bombanın da Ankara ve Suruç katliamlarını yapan teröristler gibi arananlar listesinde olduğu belirlendi...

İstanbul'da 4 kişinin hayatını kaybettiği, 39 kişinin yaralandığı saldırıyı gerçekleştiren canlı bombanın IŞİD militanı Mehmet Öztürk olduğu kesinleşti. Babası Nahsen Öztürk'ten alınan DNA örneklerinin eşleştirilmesinin ardından bombacının kimliği saptandı.

 

Arananlar listesinde

 

Polis ekiplerinin önceki gece kan, kıl ve tükürük örneği almasının ardından yapılan araştırmada fabrika işçisi baba Nahsen Öztürk gözaltına alındı. Polis ekipleri sabah saatlerinde Nahsen Öztürk'ün ve ismi öğrenilemeyen diğer oğlunun evinde arama yaptı. Bu aramaların ardından polis, canlı bombanın ismi gizli tutulan kardeşini de gözaltına alındı.

Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesi alınan Nahsen Öztürk ve oğlunun, polislere ‘canlı bomba' olarak kendisini patlatan 1992 Gaziantep doğumlu Mehmet Öztürk'ün 2013 yılında evden ayrılarak İstanbul'a gittiğini ve o günden sonra çok az görüştüklerini söylediği öğrenildi.

 

“Suriye'ye gidip geliyordu”

 

Ailesinin daha önce kayıp başvurusunda bulunduğu Mehmet Öztürk'le ilgili araştırma yapan polis, IŞİD terör örgütüne katıldığını saptadı. ‘Canlı bomba' Mehmet Öztürk, IŞİD üyeliğinden arananlar listesindeydi. İhtihar saldırısı düzenleyen IŞİD militanının Suriye'ye gidip geldiğinin tespit edildiği ayrıca Gaziantep Merkezli Selefi Gruplardan olan Nusret Hoca Grubunun toplantılarına katıldığı bilgisine ulaşıldı.

 

 

İçişleri Bakanı Ala: Bana verilen bilgilere göre aranmıyor

 

İçişleri Bakanı Efkan Ala eylemin üzerinden geçen 26 saatin ardından Ankara'da basın açıklaması yaptı. Ala, “Şahsın emniyet ya da jandarmamızda, bana verilen bilgi, herhangi bir arama kaydının bulunmadığı yönündedir” dedi.

 

Minik Asya yoğun bakımda

 

İstiklal Caddesi'ndeki kanlı eylemde yaralananlardan 8 kişinin tedavisi, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sürüyor. Yaralılardan 4'ünün tedavisinin yoğun bakım servisinde, 4'ünün tedavisinin de normal servislerde sürdüğü öğrenildi. Yoğun bakım ünitesinde tedavi görenler arasında Adana'dan İstanbul'a ailesi ile birlikte gezmeye gelen 2 buçuk yaşındaki Asya Başaran da bulunuyor. Asya Başaran'a beyin ameliyatı yapıldığı ve gözünden operasyon geçirdiği öğrenildi. Asya Başaran'ın annesi Çilem Başaran'ın da tedavisine yoğun bakım ünitesinde devam ediliyor.

 

“Durumu endişe verici”

 

CHP'li Gürsel Tekin ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, hastaları ziyaret etti. Adan, ziyareti sonrası yaptığı açıklamada Asya Başaran'ın sağlık durumu için, “2 buçuk yaşındaki çocuğumuzun durumu endişe verici. Diğerlerinin durumunda bir iyileşme var” dedi.